Tik tak tik tak...
Ekin duvardaki saatten gelen seslere kendini iyice gömmüş, Güney' in ailesinden birinin konuşmayı başlatmasını bekliyordu. Ali ile beraber hazırladıkları kahvaltıyı yapmışlardı, sınav haftasında olan İdil evden ayrılmıştı. Çok sevimli ve cana yakın bir kızdı. Pek fazla muhabbet edemeselerde, yemek boyunca kendisi ile olan muhabbeti, güldürmek için yaptıklarına minnettardı.
Şimdi ise ev ahalisinin tümü büyük salonda oturuyordu. Emir ve Güney kendi aralarında konuşurken, Ali tam yanında telefonu ile uğraşıyordu.
Güney' in annesi, yanındaki eşinin elini sıkıp Ekin' e baktı. "Nasılsın kızım?" Nereden başlamalıydı bilmiyordu ama hareketlerinden ne kadar rahatsız olduğu belli oluyordu genç kızın.
"Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?" Dedi Ekin kendine bakan güler yüzlü kadına.
"Çok iyiyim tatlım. Evimize hoş geldin. Dün sen uyurken Ali her şeyi anlattı bize"
Ekin kafasını salladı. Terleyen ellerini pantolonuna sürdü. "Evet, biraz ani oldu. Güney' e başka bir yol bulmamızı söylemiştim ama... dinlemedi. Özür dilerim, bomba gibi düştüm aranıza."
"Yok canım. Ben oğluma güveniyorum. Seni istemese getirmezdi. Eğer kimyamız tutarsa çok iyi anlaşacağımıza inanıyorum."
Orta yaşlı kadın kalkınca Ekin şaşırdı. Hızla kendine doğru gelip elini uzattı kendine. Elini tutup kalktığı an kendine sarılan kadın ile dondu. Sırtını sıvazlayıp geri çekildi. "Maşallah ne güzelmişsin sen. Hele gözlerin. Ne yalan söyleyeyim Güney kardeşim gibi demese aşık olmuş zannederdim."
Gülümseyen Ekin omzuna büyük bir el konunca kafasını çevirip Asım Beye baktı. Yakışıklı yüzünde babacan bir gülümseme vardı. Genç kızı kendine çekip sarıldığında başta çekingendi. Ama sırtına dolanan ince kolla rahatladı. Sabah duyduğu konuşmalardan sonra hassas olan kıza karşı çok anlayışlı olması gerektiğini düşünmüştü.
Onun düşüncelerini bilmeyen Ekin ise ilk defa bu kadar merhameti tattığı için şaşkındı. Ve çok mutluydu. Hatta bu mutluluğun kendini ağlatacağını düşünüyordu.
Geri çekilen adamın ardından, adının Emir olduğunu öğrendiği genç yaklaştı ona doğru. "Hoş geldin Ekin." Deyip sarılmıştı ona. Sonra sert çehreli Poyraz. Sonra Güney girdi araya. O da geri çekildiğinde hepsinin bakışı Ali' ye döndü.
Genç adam babasının ısrarlı gözlerine bakıp homurdanarak ayağa kalktı. Korkulu yeşillerin sahibine elini uzatıp kendine çekti. Göğsüne çarpan genç kıza kollarını doladığında Emir homurdandı. "Duvardan farksız vücuduna kızı çekerken biraz daha yavaş ol istersen. Bir yeri kırılmasın."
Ekin' i geri çektiğinde kardeşine sinirli bir bakış attı. Kendine bakan genç kızın yüzüne elini koyup yumuşacık yanağını okşadı. "Hoş geldin tekrar."
"Hoş buldum."
Herkes tekrar yerine oturduğunda biraz daha rahat hissediyordu. Beklediğinden sıcak bir karşılama idi bu. Güney kendisini kollarının arasına aldı yavaşça. "Sıkı bir sorgu bekliyordun değil mi?"
Ekin ortamda oluşan sohbetlere bakıp başını salladı. "Evet, nereden başlarım nasıl anlatırım diye düşündüm bütün gece."
Güney kısık bir kahkaha atıp genç kızın saçlarını karıştırdı. "Güzelim... sen ne zaman istersen, hayatını anlatırsın bize. Aksi takdirde kimse seni zorlamayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllerin Fısıltısı
Romance"O kadar... o kadar kırılgan ki ve masum. Eşsiz bir kar tanesi gibi. Dokunmak istiyorum, sonra elimdeki ateş çarpıyor gözüme. Uzaktan izlemek, onunla beraber gelen karlar elimdeki ateşi, içimdeki ateşi söndürsün diye beklemek istiyorum ama içten içe...