Güney yorgun vücudunu zorlukla yatağından kaldırdı. Saat öğleden sonra ikiyi gösteriyordu ama bütün gece koşturduğu için hala feci derecede uykusu vardı. Bir süre yerdeki halıya bakıp düşüncelere daldığında, kapının ardından gelen bir nevi böğürmeler ile sinirle ayağa fırladı. Kapıyı açıp yalın ayak merdivenlere gitmek isterken önünden geçtiği kapı ile durdu.
Ekin' nin eve gelmesi çok ani olduğu için alışamamıştı. Sessizce kapıyı araladığında, perdesi çekildiği için gün ışığının girmediği odada göz gezdirdi. Yatakta uyuyor diye düşündü. Bir süre girip girmemekte kararsız kalsa da en sonunda içeri girdi. Yaklaştığı yarakta yatan Ekin' i görünce yüzünde şefkatli bir gülümseme oluştu. Genç kız yastıklardan birine sıkıca sarılmış, derin bir uykunun içindeydi. İnce yorganı yavaşça üstüne serip, dağınık saçlarını uzaklaştırdı yüzünden.
Geri dönüp odadan çıktığında hızla aşağı indi. Gümbür gümbür yaklaşan adım seslerini duyan gençler bir anda sessizliğe büründüler. Aşağı indiğinde İdil ve Emir' i ellerinde yastıkla basınca kollarını göğsünde birleştirip kızgınca onlara baktı.
"Ne oluyor burada?"
"Emir aptal sarışın diyip duruyor bana olan bu." Dedi İdil. Öfkeli konuştukça sarı saçları dalgalanıyordu.
Güney genç kızın yanına gidip kollarının arasına aldı onu. "Bana bak Emir efendi. Bu evdeki sarışın bireylere bulaşırken en az iki defa düşün derim."
"Düşünmezsem."
"Aksi taktirde anneme geçen gece bu eve kız getirdiğini söylerim." Abisinin irileşme gözlerine bakıp mırıldandı. "Ergen gibi tehdit etmek istemiyorum ama şu sarışınlar aptal olur geyiği saçmalığını bari sen yapma."
Emir ellerini kaldırıp yastığı yere attı. "Beni ikna ettin kardeşim..." İdil' in yanağına bir öpücük bırakıp bahçeye doğru yürümeye başladı. "Sadece siz ergenlerle uğraşayım demiştim." Arkadan gelen kızgın seslere aldırmadan ıslık çalarak gözden kayboldu.
İdil onu boş verip yanındaki Güney' e sarıldı hemen. "Nasılsın yakışıklım?"
"Yorgun, bitkin ve tükenmiş. Uyuyacaktım ama bir rahat vermediniz."
"Beni biliyorsun ama bazen çıldırtıyor. Tutamadım kendimi. Şey... o uyandı mı?"
Güney genç kızla beraber bahçeye doğru giderken durdu bir an. "Ekin mi?" Genç kız başını sallayınca devam ettiler. "Çok yorgun, hala uyuyor. Sen nereden biliyorsun?"
"Ali abi anlattı bize her şeyi."
Dışarı çıktıklarında bütün ev ahalisinin geniş bahçedeki çardakta oturduğunu gördü. Oraya doğru yalın ayaklarla giderken ayaklarına değen çimen mutluluk veriyordu. Çardağa gelip Emir' in kendisine doldurduğu çayı gördüğünde hızla atılıp eline aldı. Karşılık bulamadan içince Emir' in tiksinmiş bakışlarla ondan uzaklaşıp yeni bir bardak aldığını gördü. Annesinin yanına oturup kafasını boynuna yaslayınca uykulu gözleri ile kendine bakan ev ahalisini seçti. Ali abisi dışında herkes bahçedeydi ve kendisine bakıyordu.
"Evet, nereden başlayayım?" Dedi bıkkın bir sesle. Hemen konuşup yatağına dönmek istiyordu.
"Biz uyurken nasıl bir aksiyona katıldığınızı biliyoruz." Diye mırıldandı Poyraz.
"O kısacık zamanda yaşadıklarınıza hayret ettiğimi eklemek istiyorum." Diye araya girdi İdil. Kendisine sarılan Asım amcasının kollarında, elinde tuttuğu çilek tabağından bir çilek tutup ağzına atmıştı aynı anda. "Yani kızı bul, sonra al getir, alışveriş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güllerin Fısıltısı
Roman d'amour"O kadar... o kadar kırılgan ki ve masum. Eşsiz bir kar tanesi gibi. Dokunmak istiyorum, sonra elimdeki ateş çarpıyor gözüme. Uzaktan izlemek, onunla beraber gelen karlar elimdeki ateşi, içimdeki ateşi söndürsün diye beklemek istiyorum ama içten içe...