Yaklaşık bir haftanın sonunda,hayatımız sanki belirli bir kısma kadar sıfırlanmış gibiydi. Kötü sözler yoktu,incitecek veya üzecek en ufak bir şey bile yoktu. Halimden memnundum fakat kafamda dönen ve susturamadığım o sesler bu mutluluğa inanmamam gerektiğini söyleyip duruyordu. Waliyha gittiğinden beri sürekli beraber vakit geçiriyorduk. Bazen dalıp gittiğini ya da tereddütlü davrandığını fark etsem de o da artık bana karşı tamamen açılmış gibiydi.
Bu benim için ne kadar zorsa Zayn için de zordu ve bunun farkındaydım. Bana karşı gardını indirmekten pek hoşnut görünmüyordu. Yaptığı çoğu şeye o da şaşırıyor gibiydi zaten. Yine de ben de,bunu normalleştirmek için elimden geleni yapıyordum.
"Tüm haftasonu olmayacak mısın?" Kolunun altına aldığı bedenimi biraz gevşeterek başını usulca bana çevirdi.
"Oldukça büyük bir sevkiyat için uçmam gerekiyor. Belki aynı gün içinde bile dönebilirim." Parmakları, omzumu hafif hafif okşarken gülümsedi. Gigi o cümleleri kurana kadar Zayn'in etrafındaki diğer kadınları pekte sorun etmiyordum. Ama şimdi işe dahi gidiyor olsa,soru sormadan geçemiyordum.
"Tek mi gidiyorsun?" Zayn, kaşlarını hafifçe çatarak sorumu tarttığında yutkunarak ona bakmayı sürdürdüm "Yani,senin bir çok ortağın var."
"Evet tek gidiyorum." dedi parmaklarını omzumdan yanağıma çıkartırken "Seni tedirgin eden bir şeyler mi var Aden?"
"Hayır." dedim kuru bir gülümseme bahşederek. Dikkatle doğruldu ve ardından yanaklarımı avuçlayarak gözlerime bakmayı sürdürdü. Bakışlarındaki kuşkulu yaklaşım bazen katlanamayacağım kadar fazlaydı. Bana güvenmemesi, kalbimi kırıyordu.
"Bir sorun var." dedi bana iyice yaklaşarak. Ona sorunu açmayı istiyordum ama yapamazdım. Onunla bu kadar iyiyken ve ben sonunda mutluyken yeniden eskisi gibi olmak, korkutuyordu.
"Hayır, gitmeni pek istemiyorum sadece." sözlerim üzerine kuşkulu tavrını sürdürse de bu bir süre sonra kırıldı ve gülümsedi.
"Söz veriyorum, en fazla bir gece bensiz uyuyacaksın." dudaklarını bekletmeden dudaklarım üzerine kapattığında öpücüğü ile sakinleşmeye çalıştım.
Bir şeyler yolunda değilmiş gibiydi.
Gerçekten rahatsız hissediyordum, hayatım doğru gelmiyordu.
"Seni seviyorum." dedim dudaklarını çektiği an, vakit kaybetmeden. Bunu ona belki ilk kez kaybetme korkusu ile söylüyordum ve tamamen gerçekti. Zayn bir şeylerin ters gittiğini anlayabilecek kadar zeki bir adamdı ama şuan üstelemedi. Ona anlatmak istiyordum,tanrım.
"Sana tapıyorum."
**
Tüm malzemelerimi, yeni atölyeme taşırken içimde tarifi imkansız bir heyecan vardı. Kış bahçesini benim için atölyeye çevirme fikrini ilk sunduğu andan itibaren tamamen mutlu hissetmeme neden olmuştu.
Luke, tonlarca kağıdı, kasaların üzerine bırakırken sızlanmamak için kendini zorluyordu. Bu haline gülerek, fırçalarımı masanın üzerine bıraktım.
" Şikayet edebilirsin Luke."
Cümlem üzerine,doğrularak kapının önüne bırakılan diğer eşyalara doğru adımladı.
"Bu benim işim Bayan Malik."
Benimle oldukça uzun geçen bir zaman boyunca resmi bir şekilde konuşmasını anlıyordum. Ama o benim her zaman en büyük destekçim ve arkadaşım olmuştu. Her ne olursa olsun bu gerçek değişmiyordu.
"Luke,benimle ne zaman eskisi gibi konuşacaksın?" diye sordum. Mavi kutuyu masanın üzerine bırakırken bakışları bakışlarımı yakalamış ve derin bir nefes vermişti. " Aramızda geçen tüm o kötü şeyler için üzgünüm ama benim için mutlu olacağını düşünmüştüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
esclave•malik
Fanfiction'' Onlar bildiğim şeyi bilmiyorlar.Ne kadar zamandır dayanmak zorunda kaldığımı. Bir gürültü gibisin,hepsi benim yüzümden.''