Yatağa yayılmış bir halde,yeni salonumuz için mobilyalar bakarken göz ucuyla bilgisayarında işlerini halletmeye çalışan Zayn'i izliyordum. Son zamanlarda biraz fazla çalışıyordu ve içine kapanmıştı. Bu yeni aştığımız duvarları geri getirecekmiş gibi ödümü koparıyordu. Sürekli onunla bir şeyler yapmak istiyordum,onunla konuşmak istiyordum ve her defasında beni geri püskürtüyordu.
''Annenleri salon tamamlandığı zaman yemeğe çağırmayı düşünüyorum.'' diyiverdim dikkatini çekmek adına. Bir kaç saniyeliğine gözlerini ekrandan ayırıp boş boş bana baktı. Yeniden ekrana bakmaya başladığında tek söylediği 'olur' olmuştu. Titrek bir nefes vererek ayaklarımı yataktan sarkıttım ve sallamaya başladım. O böyleyken içimden bir şeyler yapmak gelmiyordu. ''Bilemiyorum belki baban gelse bile annen istemeyebilir.'' dedim bu kez.
Uzun bir sessizlik..
Cevap verme tenezzülüne bile girmiyordu. Bu beni iyice gerdiğinde bakışlarımı rahatsızlık vermek amacıyla üzerine diktim. ''Zayn?''
''İsteyecektir.''
''Neden benimle konuşmuyorsun?''
Bakışları yeniden beni bulduğunda tek kaşımı kaldırdım. Omuz silkti.
''Konuşuyorum.''
Söylediği tek kelimeye karşın ister istemez sinirlendim. ''Olur,isteyecektir,konuşuyorum. Bunlar adam akıllı bir cümle bir etmiyor Zayn.''
''Çalışıyorum Aden.''o parmaklarını klavyede gezdirmeye devam ederken,üstüne gitmeye başladığımı düşündüm. Çok önemli işleri vardı ve ben boş darlamalarımla onu geriyordum.
''Haklısın,üzgünüm.'' dedim omuz silkip şalımı üzerime alarak. Ardından ayaklanarak odadan çıktım. Alınganlıklarım belli bir yerden sonra saçmalamaya dönüşüyordu. Onun benim için ne kadar çabaladığını,ilişkimiz için ne kadar değiştiğini görmemek için aptal olmam gerekirdi. Bu korkmama engel olmuyordu yine de. Her an yeniden eskisi gibi olacağımızdan korkuyordum.
Mutfağa girdim. Son zamanlarda iştahım yerindeydi. Fazlasıyla. Buzdolabına adımlayıp kapağını açarak izledim,bir dilim cheesecake ve sütü kaparak yavaş adımlarla mutfak tezgahına bıraktım. Saat gece yarısını çoktan geçmişti,bu aralar kilo almaya başlamıştım ama ani yeme ataklarımın önüne geçemiyordum da. İster istemez iştahım kaçtığında ellerimi tezgaha yaslayarak derin bir nefes aldım. Benim neyim vardı böyle?
''Neden uyumuyorsun?'' sıcak bedenini arkamda hissettiğimde irkildim önce,güçlü kollarını karnıma sıkı sıkı sarıp,çenesini omzuma yerleştirdi ve boynuma minik bir öpücük kondurdu.''Buz gibisin.''
Kollarını daha da sıklaştırdığında sıcak bedeninin beni ısıtmasına bir süre izin verdim. Bu aralar sürekli üşüyordum. ''Uykum gelmiyor.''
Bedenimi kendine çevirdiğinde yüzüme düşen saçları hızlıca toparlamış ve gözlerine bakmaya başlamıştım. Yanağımı avuçlayarak o da sadece bana baktı. Yeniden kafasının içine yerleşip düşüncelerini öğrenmek istiyordum. Bana kendini bu kadar kapatmasından nefret ediyordum..her şeyi böyle tek başına yüklenmesinden. ''Zayn,biz evliyiz.''diyiverdim.
Saçma cümlem karşısında önce afallasa da ardından yüzüne büyük bir gülümseme ekledi. Sorgular nitelikteydi bakışları. ''Evet güzelim biliyorum.''
''Yani evli insanlar konuşurlar.'' dedim bu kez. İyice aklı karışmış bir halde bana bakmaya başladı ama beş saniye sonra derin bir nefes aldı.
''Yukarıda seninle ilgilenmediğim için üzgünüm. Önemli bir iş bağlantısı için mailleşiyordum.''
Buna alınmadığımı söylemek istedim. Bu basit bir andı,işi olduğunu biliyordum. Sadece benimle konuşmadığı başka şeyler varmış gibiydi. Zayn'i iyi kötü her yanıyla tanıyordum. Karanlığa çekiliyordu.
''Sorun değil.'' dedim sadece. Ama bu başlı başına bir sorundu. Alnıma sıcak bir öpücük kondurarak tezgahtaki keke yöneldi. Ardından yemeye başladı. Tüm bu süre boyunca hareketlerini inceledim. Dışarıdan normal gibi görünüyordu. Fakat derine indiğimde dalgın bakışlarından bile bir sorun olduğunu anlayabilirdim. Bunun Vanessa ile ilgili olduğunu varsaydım bir an. Ama Zayn'de ben de bunu sorun etmeyi bırakalı uzun bir süre olmuştu. Doğumuna kadar bu konu kapalıydı.
''Beni böyle izlemeyi bırakır mısın?'' dedi kekten bir çatal daha alırken.
''Kafanın içinde neler döndüğünü keşke bilebilsem.'' omuz silktim. Bir çatal keki bana uzatıp dudaklarım arasına bıraktığında gözlerini yüzümden çekmemişti.
''Bir arkadaşım var.'' dedi beklemediğim bir anda ''Tüm buzları eritip sorunları çözdüğümüzü düşünüyordum.'' Çatalı bırakıp tezgaha yaslandı. Açılıyordu.''Ama aslında öyle olmadığını öğrendim,yani bana böyle davranmasının bir amacı varmış.''
''Sevgilim bunca zaman kafana taktığın bu muydu?'' içim biraz olsun rahatlamış bir şekilde az önce bana sarıldığı gibi ben ona sarılmıştım. Gözlerini kapatıp bir süre sonra geri açtı.''Onu hayatından çıkarmalısın,kendine iyilik yapmış olursun.''
Dudaklarımı yanağına bastırdığımda huysuzca kıpırdandı. ''Artık neyin yalan neyin gerçek olduğunu çözemiyorum. Çevremde olan biteni farkedemiyorum.''
Tek elini saçları arasına daldırdığında bir an öfkelendiğini hissettim. Ani duygu değişimi beni korkutsa da bu konuyu neden bu kadar taktığına anlam veremiyordum. Zayn asla ondan yararlanmak isteyen insanları yanında barındıran biri olmamıştı. Ya da buna izin verecek kadar kimseye gardını indirmezdi.
''Kim?'' dedim merakla. Bu kadar allak bullak olmasına sebep olan kimdi,merak etmiştim.
''Uyuyalım mı?'' dedi sorumu es geçip dokunuşlarımdan kendini kurtararak. Anlamsız bakışlar atan taraf bu kez ben oldum.
''Uyuyalım.''
Üstelemedim. Her kimse bir şekilde öğrenebilirdim ama hareketlerinin bu kadar değişkenlik göstermesi beni de düşündürüyordu.
Elimi hiç bir şey olmamış gibi kavradı. Yatak odasına çıkarken,yorgun görünüyordu. Paranoyakça davranmaya başladığımı düşündüm. İnsanlarla sorunlar yaşayabilirdi,birilerine kızabilir birilerine kırılabilirdi. Bunlar normaldi. Yine de bu durum içimi aşırı huzursuz ediyordu.
Odaya girdiğimizde elimi bırakarak üstünü değiştirmeye koyuldu. Yatağa oturarak onu izlemeye devam ettim. Zayn'in değer verdiği insan sayısı sınırlıydı. Bunlar arasında ailesi,bir kaç arkadaşı ve ben vardım sadece. Yine de kime bu kadar içerlediğini bulamıyordum.Yatağa girdiğinde,hala bakışlarını bana çevirmemesi dikkatimi çekti.
''İyi geceler.''dedi gözlerini kapatarak. Başımı göğsüne yerleştirerek,kollarımı etrafına sardım. Huzura ihtiyacım vardı. İçimde anlamsızca büyüyen ağırlığa karşılık bana sarılarak bunu yok etmesini bekledim. Parmakları belime indiğinde,daha fazla sinmiştim göğsüne.
Ama uyurken içim hiçte huzurlu değildi.
Onun böyle olması,fırtına öncesi sessizliği andırıyordu. Yeni bir fırtınaya tutulmaktan korkarak,gözümü dahi kırpmadan sabaha kadar onu izledim.
Onu kaybetme korkusuyla,baş başa.
**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
esclave•malik
Fanfiction'' Onlar bildiğim şeyi bilmiyorlar.Ne kadar zamandır dayanmak zorunda kaldığımı. Bir gürültü gibisin,hepsi benim yüzümden.''