Park_Jimin: Neden seni merak ediyorum?
Park_Jimin: Diğer bana yazan insanları merak etmezdim.
Park_Jimin: Çünkü bana fotoğraf atarlardı.
Park_Jimin: Aklıma bir fikir geldi.
Park_Jimin: Bana fotoğraf atmaya ne dersin?
Roséxchae: Hayır derim.
Park_Jimin: Peki benim kendi fotoğrafı mı atmamı ister misin?
Roséxchae: Gerek yok.
Park_Jimin: Bugün şanslı kişisin.
Park_Jimin: Sana fotoğraf atacağım.
Park_Jimin: *medya*
Park_Jimin: Arkadaşlarla gittiğimiz sahilde çekildim.
Roséxchae: İstememiştim aslında.
Roséxchae: Neyse, güzelmiş.
Park_Jimin: Ben mi?
Roséxchae: Manzara.
Park_Jimin: Ben anlamıyorum...
Roséxchae: Neyi?
Park_Jimin: Beni nasıl seviyorsun sen?
Park_Jimin: Attığım fotoğrafa ekranı yalaman gerekirdi.
Roséxchae: Ne?
Roséxchae: Dediklerim hep aynı kapıya çıkıyor ama yine diyeceğim.
Roséxchae: Dış görünüş gelip geçicidir.
Roséxchae: Bana ruh lazım.
Park_Jimin: Peki o istediğin ruh bende var mı?
Roséxchae: Var.
Roséxchae: Ama sen farkında değilsin.
Roséxchae: Yada farkındasın.
Roséxchae: Ortaya çıkarmak istemiyorsun.
Roséxchae: Çok geç.
Roséxchae: İçindeki gerçek seni çoktan tanıdım bile.
(Görüldü, 23.24)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unobtrusive • jirosé
FanfictionOna olan bağlılığımı içimde yaşayacağımı zannediyordum. Ancak duygularım kendini ele vermeye başlayınca dayanamamazlık hissiyle kavruldum, ona mesaj attım ve belki de hayatımda yaptığım en delice şeyi gerçekleştirdim. Fakat bütün bunlara rağmen beni...