2.5

4.9K 411 177
                                    

Normal bir çocukluk geçirmiştim. Küçükken çok yaramaz değildim, uslu bir çocuktum. Annemin sözünü dinler, onun sözünden dışarı çıkmazdım. Benimle uğraşanları anneme şikayet etmez aksine onlara düzgünce cevap vermeye çalışırdım. Sessiz ve sakindim, hep öyleydim. Hâlâ öyleyim. Ne utangaçtım, ne de çok özgüvene sahip biriydim. Ortasıydım. Ancak utandığım zamanlar oluyordu. İnsanlarla güzel bir iletişime sahip değildim. Onlarla kolay iletişim kuramazdım. Kurduğum zaman ise utanırdım. Bu yüzden çoğu zaman yalnız takılır, olursa 2, 3 tane arkadaşım olurdu. Diğer genç kızlar gibi günümün çoğunu arkadaşlarımla geçirmezdim. Çünkü öyle bir arkadaşa sahip olmamıştım lise sona kadar. Lise son sınıfa geçtiğim zaman ise hayatıma 3 kişi girmişti. Aniden gelişmişti ve hayat bizi bir araya getirmişti. Bu kişiler Jennie, Jisoo ve Lisa'ydı.

Jennie okulda çok popüler biriydi. Özellikle erkekler arasında baya bir popülerdi. Bu popülerliği güzelliği sayesindeydi. Okuldaki en güzel kızlardan biriydi, hatta birinciydi. Ama Jennie popüler olmasına rağmen filmlerde veya dizilerde izlediğim popüler kızlar gibi değil, onlardan farklıydı. Karakteri, kişiliği, duruşu. Hepsi farklıydı. İnsanlarla iyi geçinmeye çalışan, her insana ayrı önem veren, onları dinleyen, dertlerine bir çare bulan, özellikle erkeklerin üstünlük taslamasından nefret eden bir karaktere sahipti. Kendisine yılışan, yavşayan erkeklerden hiç hoşlanmazdı ve lise boyunca hiçbiriyle çıkmamış, onlara yüz vermemişti.

İlk onunla tanışmıştım. Kütüphanede ders çalışıyordum, istediğim bölüm için emek harcıyor, başımı derslerden kaldırmıyordum. O sıra yanıma gelmiş, "Oturabilir miyim?" Diye sormuştu. Ben de, "Tabii," demiştim, oturmasına izin vermiştim. Sonra benimle tanışmak istediğini söylemişti. Böylelikle tanışmış, konuşmaya başlamıştık. Okulun en iyi öğrencilerindendim, ders notlarım hep yüksek oluyordu ve deneme sınavlarında çoğu zaman birinci oluyordum.

Edebiyat dersini bir türlü anlamadığını, bu yüzden beni çalıştırır mısın diye rica etmişti. Ben de kabul etmiştim. İnsanları kıramıyordum, onlara hayır diyememe gibi bir huya sahiptim. Ve bu huyum ilk defa benim için yararlı olmuştu, daim olacak bir arkadaş edinmiştim.

Jennie ile arkadaşlığımız ilerledikten sonra beni Jisoo'yla tanıştırmıştı. Aramıza o da katılmıştı. Jisoo, Jennie'nin aksine oturaklı, sakin bir yapıya sahipti. Huy olarak bana benziyor sanmıştım ama onu tanıdıkça öyle olmadığını anlamıştım. Dıştan sessiz, sakin, normal bir insan gibi gözükse de öyle değildi. İçinde sıcakkanlı, gülmeyi çok seven, yakınlarını güldürmek için her şeyi yapan, soğuk esprileri ve şaka yapmayı çok seven bir karakteri vardı. Jennie gibi onu da sevmiş, böylelikle iki kişiden üç kişi olmuş, sürekli birlikte takılmaya başlamıştık.

İkinci dönem okul başkanımız okulunu değiştirmiş, onun yerine Jennie olmuştu. Aslında Jennie istemiyordu ancak bizim de söylediğimiz düşüncelerle kabul etmiş, oylamaya katılmaya karar vermişti. Ve tabii ki öğrencilerin çoğu ona oy vermişti. Böylelikle seçilmiş, okul başkanı olmuştu.

O zamanlar okula yeni bir kız öğrenci gelmişti. Baya sorun çıkaran biriydi, müdür onu hiç sevmiyordu. En sonunda Jennie'ye bununla ilgilenmelisin diyerek sorunlu öğrenciyi ona devretmişti. Jennie başa çıkamamaktan korkmuştu ve bu konu da bizim yardımımızı istemiş, biz de ona yardım etmiştik.

Sorun çıkaran öğrenci Lisa'ydı. Babası vefat ettikten sonra annesiyle birlikte beraber Tayland'dan buraya; Güney Kore'ye taşınmışlardı. Lisa bunu hiç istememiş, sürekli okulda olaylar çıkarmaya, insanlarla uğraşmaya başlamıştı. İsyanını böyle gösteriyordu annesine karşı. Ancak kişiliği böyle değildi, sonradan öğrenmiştik.

Jennie, Jisoo ve ben bu konuyu iyice araştırmaya başlamış, Lisa ile yakın olmaya çalışmıştık. Hiçbirimizin aklına gelmemişti bu nedenden dolayı bunları yaptığı.

unobtrusive • jiroséHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin