"Siz..." Diyerek derin bir nefes aldım. "Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" Otobüsten inmiş, üniversitenin içine girerek bahçede banklardan birine oturan kızların yanına gitmiştim. Hızlı yürüdüğüm içinde biraz nefes nefese kalmıştım. Jennie, Jisoo ve Lisa bana meraklı gözlerle bakıyordu. "Ne oluyor Chaeyoung?"
"Ah, lütfen..." Diye mırıldandım gözlerimi devirerek. "Bilmemezlikten gelmeyin, biliyorum." Gözlerimi onların gözlerine diktim. "Her şeyi biliyorum, benim arkamdan plan kurduğunuzu..." Lisa gözlerini benden kaçırırken, Jisoo susuyordu. Jennie ise hâlâ bana bakıyordu, gözleri gözlerimin üstündeydi. "Rosé," dedi Jennie sakin çıkan sesi ile. "Otur şuraya, konuşalım."
"Tamam," dedim ve karşılarına geçtim. "Neden böyle yapıyorsunuz?" Lisa bana bakmıyordu. Aksine benden kaçırıyordu gözlerini. "Biliyorum, benim için istiyorsunuz ama ben böyle iyiyim, gerçekten iyiyim. Hayır, ben onu bir yıldır seviyorum. Bu hareketlerinizi geçen sene görmezken neden şimdi? Ona mesaj attım diye mi? Ona mesaj attığım için bana kolaylık mı sağlıyorsunuz?" Gözlerimi onların üstünde gezdirdim ve devam ettim. "Hayır, sağlamıyorsunuz. Hem de hiç."
Susuyordu. Susuyorlardı. Hepsi konuşmuyor, büyük bir sessizliğin içindelerdi. "Emin olun siz böyle yaptıkça ben iyi olmuyorum." Sessim kısılırken, "Daha kötü oluyorum," dedim. "Daha kötü."
"Hayır," dedi gözlerini benden kaçıran Lisa. "Hayır, olmuyorsun." Ve gözleriyle gözlerime baktı. "Chae, anlamıyorsun..." Dedi yüzünü asarak. "O seni fark edecek ama sen diretiyor, her şeyi mahvediyorsun. Her şeyi bozan sensin."
"Gerçekten mi?"
"Evet," dedi Lisa. "Onu nasıl sevdiğini biliyoruz. Bu sevgi, aşk... Her neyse işte seni yoruyor, bu uzaktan bile belli oluyor. Ona mesaj attığını söylediğin zaman bizim içimizde bir umut yeşerdi. Böyle gizli kalamazdın, bu gizlilik nereye kadar sürebilirdi ki?" Tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Sen de sevilmeyi hak ediyorsun, bu sevginin karşılığını almalısın Chae. Onun tarafından, sevdiğin tarafından."
"Tek taraflı düşünüyorsunuz." Dedim. "Hiç benim tarafımdan bakmıyorsunuz." Başımı olumsuz anlamda salladım. "Hiç,"
Lisa güldü. "Hayır," dedi. "Asıl senin tarafından baktığımız için bunları yapıyoruz. Her ne kadar inkar etsen de kalbin onun seni sevmesini istiyor. Bunu hepimiz biliyoruz."
Derin bir nefes aldım. Şuan olduğum durum beni çıldırtıyordu, delirmek üzereydim. "Jungkook ve Jin'e neden söylediniz?"
Bu soruya Lisa'nın aksine Jisoo cevap verdi. "Konu Jimin'den açıldı. Jin, onun yolunun hiç iyi olmadığını, bunu gördüğünü söyledi. Telefonunu alıp ona gelen mesajları okumuşlar. Ve Jimin'in nasıl yanıt verdiğini..." Jisoo sustu, Lisa devam etti. "Ona iyi niyetli yazan insanları bile çok aşağılıyor, onlarla dalga geçiyor ve eğleniyor. Bunlardan bahsettiler. Jungkook buna bir son vermemiz gerektiğini söyledi."
Lisa derin bir nefes aldı. "Tamam, onlar her ne kadar iyi görünmese de Jimin gibi değiller, insanları aşağılamıyorlar. Sadece kendi hallerinde takılıyorlar." Jennie araya girerek, "Yoongi'yle birbirimizi tanımadan önce o da Jimin gibiydi, hatta diğer eşiydi. Beraber eğleniyor, insanları kendilerine oyuncak yapıyorlardı." Dedi gözlerini benim üstüme çevirerek. Jennie sustu, Lisa dudaklarını kıpırdattı. "Ancak Jennie ile tanıştı. Jennie'yle tanıştıktan sonra bu huyundan kurtuldu."
"Bunun için bize geldiler, belki bir fikrimiz vardır diye." Jisoo'nun sesi kulaklarıma ulaştı. Bu sefer ona döndüm. "Yani siz de benden bahsettiniz?"
"Evet," dedi Lisa. "Jungkook ve Jin'e bir yıldır onu sevdiğini söyledik." Anlamıştım. Şimdi her şey çözülmüştü...
"Seni tanıyorlar," Lisa'nın sesi bana dönüktü, ona dönmemi istemişti. Gözlerimi gözlerine çevirdim ve ona baktım, onu dinlemeye başladım. "Senin nasıl biri olduğunu biliyorlar. Karakterini, kişiliğini, duruşunu, içini... O sıra Jungkook'un aklına bir fikir geldi. Jimin'i, Chaeyoung ile tanıştırmamız gerektiğini söyledi. Bu fikir bana güzel gözüktü. Kabul ettim ve Yoongi'yle konuştuk, ona bu konuda ısrar ettik, vazgeçmedik. O da kabul etmek zorunda kaldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
unobtrusive • jirosé
FanfictionOna olan bağlılığımı içimde yaşayacağımı zannediyordum. Ancak duygularım kendini ele vermeye başlayınca dayanamamazlık hissiyle kavruldum, ona mesaj attım ve belki de hayatımda yaptığım en delice şeyi gerçekleştirdim. Fakat bütün bunlara rağmen beni...