Ev sahibinin daha iyi bir müşteri bulamasıyla evsiz kalmıştım. Ve acilen ev tutmam lazımdı. Liseyi sokakta yatıp kalkarak bitiremezdim sonuçta. 1 haftam vardı. Ama şuan önceliğim okuldu. Okuldan çıkınca ev işini halletmeye çalışıcaktım. Banyoda rutin işlerimi yapıp dolabımdaki kıyafetlerle bakışmaya başladım. Dolap ağzına kadar doluydu ama ben giyecek birşey bulamıyordum. Bir iki dakika daha dolabımı kurcaladıktan sonra siyah şortumun üstüne bebek mavisi kazağımı giymeye karar verdim. Saçıma rastgele şekil verdikten sonra şapkamı takıp yolunu ezberlediğim okuluma gitmeye başladım. Yolun üzerindeki marketten sütümü alıp yürümeye devam ettim. İlerdeki sokaklardan bağırışma sesleri geliyordu. Dört katlı taşlarla döşenmiş kahverengi binadan sağ tarafa döndüğümde sarhoş olduğu belli olan iki adamın bir kızı sıkıştırdığını gördüm. Zavallı kız korkusundan fazla bağırıp yardım isteyemiyordu. Şapkamı düzeltip adamlara seslenmemle ikiside kızı bırakıp bana döndü.
"Hey! Kızı rahat bıraksanıza şerefsizler!"
"Onun yerinde olmak istemiyosan ikile!"Adam bunu deyince benim sinir kat sayım zirvelere çıkmıştı. Dayanamayıp adamın üstüne yürüdüm. Boyumdan dolayı adama kafamı kaldırıp bakıyodum. İki saniyelik bakışmanın ardından adamın suratına yumruğumu geçirdim. Adam dengesini kaybedince malum yerine tekme attım. Kızı bileğinden tutup arkama çektim. Kız korkudan titremeye başlamıştı. İki adamda üzerime gelince kıza sessizce 'kaç' dedim. Kız arkasına bakmadan kaçınca bende diğer adamın karnına tekme atıp koşmaya başladım. İlerde kızı gördüm. Fazla hızlı koşamıyordu. Ona yetişip bileğinden tuttum ve yandaki apartmanlardan birine girdim. Kız nefesini düzene sokmaya çalışıyordu.Soluklandıktan sonra bana döndü.
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim. Yerinde olsam ordan geçmezdim. Ne işin vardı orda?"
"Okula geç kalıyordum. Bende yol kısasın diye ordan geçtim. Daha doğrusu geçemedim.. tekrar teşekkür ederim."
"Rica ederim. Ne demek boşuna yapmadım ben o kasları. Neyse hadi git sende iyice geç kaldın. Görüşürüz."Terden ıslanmış saçlarımı düzeltip okula gitmeye başladım. Yaklaşık beş dakika sonra okula gelmiştim ama aynı zamanda geç kalmıştım. Dersin bitmesine 17 dakika vardı. Bende girmeyip basketbol sahasına gittim. Çantamı bir kenara fırlatıp topların olduğu yerden her zamanki topu aldım. Attığım basketlerin çoğu giriyordu ama son attıklarım girmemişti. Yorulduğumdan yere yattım. Nefes nefese kalmıştım.
"O boyla mı basketbol oynuyosun?"
Sesin geldiği yere bakınca benden 5-6 santim uzun bir çocuk bana ukala ukala sırıtıyordu. Cevap vermeden yanından geçiyordum ki çocuk kolumdan tutup durdurdu.
"Sana dedim!"
Çocuğa 'umrumda mı sence?' bakışları atıyordum. Kolumu kurtarıp okul binasına girdim. Çocuğu daha önce okulda görmemiştim. Yeniydi herhalde. Ve yeni olup ukalalık yapması çok gıcıkdı. Ne sanıyordu kendini?
Zilin çalmasıyla sınıftaki en arka sıraya oturdum. Şapkamı iyice indirip telefonumla uğraşmaya başladım. Hoca gelince selamlayıp kafamı sıraya gömdüm. Sınıfın kapısı açıldı ama ben umursamadan kafamı sıraya gömüp uyumaya çalışıyordum. Hoca birşeyler dedikten sonra sesi tanıdık gelen biri konuşmaya başladı.
"Selam ben Jeon Jungkook."
Ses çok tanıdıktı ama hatırlayamıyordum. Daha fazla irdelemeden uykuma geri döndüm. Yanımda bir hareketlenme hissettim ama takmadım. Tam uykuya dalıyordum ki kolumun dürtülmesiyle tek gözümü açıp sağıma baktığımda sabah ki ukala çocuğu gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIGHBROW || JJK ✔
Fanfiction"O kısa boyunla mı basketbol oynayacaksın?" . . . 2017.10.20 Fan Fiction #749 2018.02.16 Fan Fiction #711 2018.02.18 Fan Fiction #754 2018.02.20 Fan Fiction #734 2018.02.20 Fan Fiction #845 2018.02.26 Fan Fiction #494 2018.03.08 Fan Fiction #444 2...