~~HATIRLATMA
"Ben sana demedim mi bir yerine batar diye? Niye dinlemiyorsun beni?"
"Başta eline pansuman yaptırsaydın sinirlenmeyip elime batmayacaktı aptal!"
"Benim pansumanımla ne alakası var?"
"Sana yardım edemedin diye sinirden sıktım elimi cam varken. Şimdi çek elini de pansuman yapmam izin ver. Jeon Sakar Jungkook!"•
•
•
•
"Peki tamam." Elini çeker çekmez çığlığı bastım çünkü cam derine girmişti. Her ne kadar açık yaraya bakamasam da pansuman yapmam gerekliydi.
Elindeki kanları temizleyip kanlı pamuğu çöpe attıktan sonra temizinden alıp yavaş yavaş Jungkook'un eline dokundurdum. En başta her dokundurduğumda irkilse de alışmış, tepki vermemeye başlamıştı.
"Nasıl becerdin bu kadar derine batırmayı? Kemiğin gözükecek neredeyse!"
"O çocuk yüzünden." Diyip gözleriyle kasanın olduğu tarafı işaret etti dolaylı yoldan Ahn Jin'i
"Onun ne suçu var?"
"Sana bakıp duruyordu. Hem niye onu savunuyorsun ki?!"
"Onu savunmuyorum. Sadece yeni geldi ve onun bir şey yapmamasına rağmen suçlaman tuhaf geldi sadece."
"Bir şey yapmamış mı? Gözümün önünde gözleriyle seni yiyordu resmen. İyi ki bir şey yapmamış. Yapsa nolcak acaba?!"
"Okuldaki kızlar her tenefüs seni keserken benim oturup izlemem ne kadar zordu farkında mısın?"
"..."
"Haklıyım değil mi?.. beni kıskanıp kendine zarar verme. Kendimi suçlu hissediyorum."
"Peki.." çocukça çıkan sesi yüzünden vicdan azabı çekiyodum. Süt dökmüş tavşan (kediㅋㅋㅋ) gibi bakınca iyice kötü oluyordum."Affettim tamam. Ama okuldayken kızlar sana bakarsa durdurma beni?"
"Tamam.. kıskanç."
"Kim daha kıskanç tartışmayalım istersen." "Tamam sustum" gülüp eliyle ilgilenmeye devam ettim. Bir süre sonra kapının açıldığını belli eden zil çalınca kalkıp kapıya baktım. Ahn Jin'i görünce geri çömelip Jungkook'un eline pansuman yapmaya devam ettim."Kimmiş?" "Ahn Jin" "Gereksiz.. biz yetiyorduk kafeye bu niye geldi ki?" " Shh.. duyacak şimdi." "Niye benden nefret ediyorsun bilmiyorum ama annem kanser her ne kadar kafede çalışıp ameliyat masraflarını çıkaramasam da bunun için uğraşıyorum. Lütfen ayrılmam için her hangi bir şey yapma.. lütfen" sesi sonlara doğru çatallaşınca gözlerinin de dolduğunu fark edip kafamı Jungkook'a doğru çevirdim. Onun da gözleri dolmuş bana bakıyordu.
" B-ben Mi Cha'ya sürekli baktığın için kıskanmıştım sadece. Bunu bilmiyordum.. seni kafeden attırmak gibi herhangi bir niyetim yok."
"Teşekkür ederim. Kıskanmana gerek yok benim sevdiğim biri var zaten."
" Sevgilin mi var?" " Öyleydi.. Annem kanser olduğu için annemle ilgilenmeye başladım ve onu ihmal ettim o da beni terk etti." "Annenin şey olduğunu biliyor muydu?" " Hayır.. söyleyemedim." Jungkook ayaklanıp Ahn Jin'in yanına gitti. omuzlarından tutup kafasını çocuğun görüş alanına girecek kadar eğdikten sonra kurumuş dudaklarını yalayıp konuşmaya başladı."Bu kız hala seni seviyor olabilir mi? Yani kim olduğunu söylersen belki sana yardımcı olabiliriz. Hala seni seviyor olabilir. Yardım etmek istiyorum." "Teşekkür ederim ama beni hala sevdiğini sanmıyorum."
"Öyle düşünme. Umudunu her zaman koru, kaybetme! (bölümü 18.02.18 yani Hobie'nin doğum gününde yazmıştım. Tekrar iyi ki doğdun J-Hope)" "Hye Jae.. onun adı yani" Kızın adını duymamla afallamıştım. "N-nasıl yani?" Ahn Jin'in sevdiği kız Jungkook'a asılan kız mıydı? Ahn Jin için ne kadar üzülsem de bence o kızdan daha iyi birilerini bulmalıydı. Hye Jae onun için fazla kötü biri ya da ben Jungkook'a asıldığı için böyle düşünüyordum kızın hakkında."O kızı cidden seviyor musun?" dememle Ahn Jin kafasını olumlu anlamda salladı.
"Peki ama sana o kızdan daha güzelini ya da akıllısını ne biliyim daha iyisini bula-" Jungkook kolumdan dürtünce ne dediğimin farkına vardım.
"Kusura bakma.. o kızı tanıyorum ve güzel anılarım yok. O yüzden böyle davrandım."
"Ne oldu ki?" "Şey.. bunu söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama Jungkook'u öperken yakalamıştım." "Biliyorum. O gün ona annemin kanser olduğunu söylemek için gelmiştim.. motorla dersem anlarsın belki?" "Ordaki çocuk sen miydin? Neyse eğer hala Hye Jae'yi seviyorsan sana yardım ederim."
"Seviyorum.. Onun beni bırakmasını istemiyorum. Annem de beni bırakırsa kimsem kalmaz."
"Peki benim görüşmem belki lehine olmaz.. Jungkook görüşüp ikna edebilir."
"B-ben mi?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp Ahn Jin'e döndüm."Yarın müsait misin? İkimiz de başka bir yerden gözetleriz?" "Müsaitim. Numarasını ister misiniz? Hani buluşma ayarlamak için?" "Olur."
~~
Buluşma yerine gitmek için kafenin önünde Ahn Jin'i bekliyordum. Saçmalamayın tabi ki bizim kafede buluşma ayarlamadık. Yoksa kız ben burada çalışıyorum diye nasıl gelsin?
"Gidelim mi?" "Olur.. bu arada nasılsın iyi misin?" "İyiyim. Mi Cha? Sence beni hala seviyor mudur?" "Sizin ilişkinizi bilmediğim için bunu bilemem ama senin onu hala sevdiğine dua etsin." Gülümseyip kafasını yere eğdi.
"Teşekkür ederim. Sana bir soru sorabilir miyim?" "Tabi." "Jungkook, Hye Jae ile görüşecek diye tedirgin misin?" Cidden tedirgin miydim? Fazlasıyla.. o kız Kook'u öpmüş ve tekrar öperse orada durabileceğimi düşünmüyorum.
"H-hayır değilim." "Yalan söylediğin her halinden belli." Güldüm.
"Eğer bir gün beni sevmeyi bırakırsa.." iç çektim. Umarım beni sevmemeyi düşünmez bile. Sanırım o gün ölüm günüm olur.
"Onu çok seviyorsun ve bence o seni her zaman sever. Daha ilk günüm işte bana attığı bakışları düşmanıma atmasını istemem o derece yani. Tatlı bir yüzü var ama korkunç gözüküyor kıskanınca." "Ve Hye Jae'nin beni kıskandırmak için Jungkook'u öptüğünü düşünüyorum çünkü o gün oraya yaklaşık olarak ne zaman geleceğimi haber vermiştim. kıskandırmak için yapmıştır yani. Endişelenme." "Umarım öyle yapmıştır.."
"Ahn Jin!.. ben.. özür dilerim."SINIR → 120 Okunma 40 Yorum
+ 25 OY
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HIGHBROW || JJK ✔
Fanfiction"O kısa boyunla mı basketbol oynayacaksın?" . . . 2017.10.20 Fan Fiction #749 2018.02.16 Fan Fiction #711 2018.02.18 Fan Fiction #754 2018.02.20 Fan Fiction #734 2018.02.20 Fan Fiction #845 2018.02.26 Fan Fiction #494 2018.03.08 Fan Fiction #444 2...