| 17 Final |

4K 233 89
                                    

 Bu bölümü de @_BTSUGA93_ kullanıcı adlı tatlı okuyucuya ithaf etmek istiyorum. Arkadaş geri sayım falan yaptı ㅋㅋㅋㅋ

  Eve gidip Kook'la yemek yapmaya başladık. Jungkook şekerli patates yapmak istedi. Ben de bana engel olmasını istemediğimden bir şey demedim. Bulgogi yapmak için malzemeleri hazırlayıp yapmaya başladım. Kendimi yemek yapmaya kaptırmışken Jungkook'un bana seslenmesiyle arkamı döndüm ve komik bir görüntüyle karşılaştım. Hani ne kadar tuhaf olabilir ki diyorsunuz -Tabi ki demiyorsunuz. Anladınız bile yani.- Jungkook tabağı almış ters düz edip gülüyordu.

  Onun bu haline gülmemek elde değil ki beraber gülmeye başladık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Onun bu haline gülmemek elde değil ki beraber gülmeye başladık. Jungkook'u yanıma çağırıp bulgogi yapmaya birlikte devam ettik. Geriye bir tek pişmesi kalınca sofrayı hazırlamaya başladık. O chopstickleri yerleştirirken bende tabaklara uzanmaya çalışıyordum. Tam aldım derken Jungkook arkamdan gelip yeteri kadar tabak alıp çekildi.. keşke çekillseydi. .çekilmemiş ve şuan burun burunayız. Benim suratım domatesi aratmayacak kırmızılıktaydı. Onun gözleri benim iki gözümün arasında seyahate çıkmışken ben onun dudaklarından dolayı odaklanamıyordum. Lanet olsun! Onun da gözleri dudaklarıma kayıknca yutkunup olacakları beklemeye başladım. Dudaklarını ıslatıp bana doğru yaklaşmaya başladı. Gözlerimi dudaklarından ayırmadan beklerken bilin bakalım ne oldu? ZİL ÇALDI! Jungkook sinirle gözlerini kapatıp sabır dilerken dudaklarından hızlıca öpüp kapıya koştum. Jackson ve kız arkadaşı gelmişti. Jackson Japonya'da kız arkadaş yapmamış mıydı? Bu kız Koreli. 

   "Oldu o zaman. Yarın görüşürüz."             "Ay pardon kanka dalmışım. Geçin içeri." 

~~

Yemekleri yemiştik ve şimdi Jackson ve sevgilisi film izlemek istedikleri için salonda film seçiyorlardı. Bende Jungkook'la beraber mutfakta filmin vazgeçilmezi mısır patlatıyorduk. Jackson salonda filmi seçtiklerini haberin verince pardon bağırınca hatta haykırınca ben de buradan seslendim pardon ben de bağırdım. Sonra iki devasa kase ile salona geçip koltuklara yayıldık. 

   "Ne filmi seçtiniz?"                                             "Romantik."                                                           "Ahh cidden mi?!"                                               "Sevmez misin?" Yu Jin'in dediğiyle ona döndüm.                                                          "En sevdiğim." Saçmalamayın nefret ederim. Bilim Kurgu en iyisi. Kızı sevdim, güzel kız falan ama zevklerimiz uymuyor. Jackson'la Yu Jin sarılıp filme odaklandılar. Jungkook da benim sıkılacağımı bildiğinden sehpada duran bilgisayardan oyun açtı ve beraber oyun oynamaya başladık. Çok geçmeden televizyondandan şu malum sesler gelmeye başladı. Kafamı yavaşça kaldırıp baktığımda televizyonda tahmin ettiğim şeyler oluyordu. Jackson ve Yu Jin'e baktığımda Yu Jin, Jackson'un üstüne çıkmış dudaklarını sömürüyordu. Bir anda o görüntüyü görünce öksürmeye başladım. Jungkook da benim baktığım yere bakınca onun da gözleri fal taşı gibi açıldı. Jungkook sahte bir şekilde öksürüp ikisinin ayrılmasını sağladıktan sonra filmi kapatıp yerine geçti. 

   "Ne oldu?"                                                               "Ne mi oldu? Gidin evinizde yapın ne yapacaksanız." Yu Jin, Jungkook'a kötü bir bakış atıp Jackson'ı elinden tutup kaldırdı. Kapının oradaki askılıktan çantasını alıp çıktılar. Kız biraz gıcık duruyor sevmedim. Ama şimdi bunu ben Jackson'a nasıl söyleyeyim ki? Kafamı geriye atıp gözlerimi kapattım. 

   "Mi Cha?"                                                                 "Hm?" Kafamı kaldırmadan gözlerimi açıp ona baktım.                             "Tatile mi gitsek?"                                               "Olur da nereye?" Biraz düşünüp gözlerime baktı.                                                     "Busan?"                                                                 "Olur. Yarın mı gideceğiz?" Kafasını aşağı yukarı sallayıp bana bakmayı sürdürdü. Ben de kalkıp yukarı çıktım. Çok geçmeden Jungkook da gelip ne yaptığıma bakmaya başladı. Valiz hazırladığımı anlayınca gülüp arkamdan sarıldı. Kafasını boynuma gömüp öylece bekledi.

   "Jungkook yardım et de çabucak hazırlayalım." Benden ayrılıp Kendi odasına gitti. Ben daha ne götürsem diye düşünürken elinde valizle geldi. Ben ona şaşkın şaşkın bakıyordum.,

   "Çok düşünme zaten ne giysen yakışıyor." Yanıma gelip dolaptan birkaç şey seçip valizime koydu. Sonra elimden tutup kendi odasına götürdü. Yatağa yatıp beklemeye başladı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken gözleri kapalı bir şekilde konuştu.

   "Gelmeyi düşünüyor musun?" Çok beklemeden ben de yanında yattım. Kollarını belime dolayıp kendine çekti. Onun yanında cidden çok küçük kalıyorum. Ama hoşuma gidiyor. Güvende hissediyorum. Saçlarımı okşamaya başlayınca komodine uzanıp lambayı kapattım. Gözlerim daha fazla dayanamadı ve uykuya yavaş yavaş dalmaya başladım bu güçlü kollar arasında. Sanırım sene başında ukala dediğim çocuk hayatıma anlam katmaya başlamıştı. Onun hayatımdan çıkmaması için dua ederken uykuya bıraktım kendimi.

.                                                                                      .
.                                                                                                                                                                                                                                                              Evet benim muhteşem okuyucularım. Final yapma zamanı gelmişti. Kitabın sonlanmasını tabi ki ben de istemiyordum ama hikaye gelişeceği yere kadar yeterince gelişti. Umarım bundan sonraki kitaplarım da gerektiği değeri görür. Sizi seviyorum. Bu bölüm yeterli okunmaya ulaşınca yeni kitabın ilk bölümünü de paylaşırım. Bir de konuşmalar falan son iki bölümdür kayıyor. Düzeltemedim. Umarım yeni kitabımda böyle şeyler olmaz. Bu yüzden özür dilerim~^^

HIGHBROW || JJK ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin