§» Nightmare

2.2K 38 14
                                    

"Sanırım bana bunun hakkında bir hesap vermen gerekiyor."

"Neyin hakkında?" Dedim. Gözüme elindeki zarf ilişince içimi bir korku kapladı. Olamaz yine mi? "Bak bunu açıklayabilirim."

"Bence açıklayamazsın." Dedi ve sanki hiç sinirlenmemiş gibi kâğıdı bana uzattı. Elinden aldım ve ne yazdığını bildiğim halde okumaya başladım:

"Sevgili Eryxn,

Uzun zamandır seni göremememden dolayı çok mutsuzum, sevgilim. Tartışmalarımızı bile özledim. En yakın zamanda görüşmek, varlığınla özlemimden kurtulmak istiyorum. Seni seviyorum."

Başımı kâğıttan kaldırıp Ralph'ın suratına baktım. İki dakika önce sadece eğleniyorduk. Saçma bir mektup yüzünden terk edileceğimi ne ben ne o biliyordu... Sadece mutsuz sonunu bildiğim mutlu anların tadını çıkarıyordum. Fakat şimdi elinde bu mektup vardı ve artık kimse beni bu durumdan kurtaramazdı.

Gözlerimin dolmasına engel olamadan "Bunun ne olduğunu bilmiyorum. İnan bana." Dedim. İçimde gerçek bir umut kırıntısı yoktu. Aynı olayın daha önce tekrarlanan sahnelerinden birinde kaybetmiştim sonuncusunu da...

"Az önce açıklayabileceğini söylüyordun ama..." Durup suratıma baktı. Dudağımı dişleyip başımı öne eğdim.

"İnan bana... Gerçekten, mektupta yazdığı gibi bir şey yok. Asla böyle bir şey yapmam, yapamam... Ben öyle biri değilim." Dedim.

"Seni sevmiştim. Hakkındaki dedikoduların doğru olmadığına inandım. Başkalarını yok saydım. Ama bunu böyle sonlansın diye yapmadım." Diye fısıldadı hayal kırıklığıyla suratıma bakarken.

"Yapmadım!" Diye bağırdım. Gözlerini kısıp "kanıtla!" diye karşılık verdi.

"Nasıl?" Dedim alt dudağımın titremesine engel olamadan.

"Bana bunun yalan olduğunu kanıtla!" Diye yeniden bağırdı.

"Her seferinde aynı mektup yüzünden terk ediliyorum... Her mektupta aynı şeyler yazıyor. Aynı dört cümle, doğruluğunu sorgulanmadan terk edilmemin sebebi olan dört cümle... Bunun doğru olma ihtimali var mı?" Dedim. Yaklaşıp kızıl saçlarımdan birazını parmağına doladı.

"Demek öyle... Her seferinde... O zaman şöyle düşünelim bir de." Eğilip göz hizama geldi. Kısa değildim ama o kesinlikle uzundu... "Her çıktığının yalan söyleme olasılığı ne?"

Cevap veremeden gözlerine bakmaya devam ettim. Başını salladı ardından yavaşça kapıya yönelip evimden çıktı. Peşinden gidebilirdim, ya da gidemezdim. Çünkü olduğum yere çivilenmiş gibi hissediyordum. Gerçi yapabilseydim de gitmezdi. Aynı tiyatro oyununu tekrar tekrar oynamak gibi bir sonraki adımda neler olacağını biliyordum çünkü. Bir faydası olmazdı, sadece fazladan yorulup tekrardan reddedilirdim...

Kapıya doğru yürüyüp yağmurun altında, Ralph'ın evden hızla uzaklaşan siyah Jettasına baktım. Buna daha fazla katlanmak istemiyordum. Her seferinde bir hataya düşüyor, birinden hoşlanıyordum. Ve hepsinin sonu da aynı bitiyordu; kimden geldiğini bilmediğim sahte bir mektupla...

'Annemin eve gelince beni böyle görmesini istemiyorum' diye geçirdim içimden. Buradan biraz uzaklaşıp sakinleştikten sonra geri dönmek en iyisi olurdu sanırım. Dışarı çıkıp gözyaşlarım eşliğinde yürümeye başladım. 20. Yaşımın şu gününe kadar hayatımın bir parçası olmuşlardı. Varlıkları beni rahatsız etmiyordu. Sanki ağlamadan geçecek bir gün benim için uzaya çıkmakla eşdeğerdi...

Evimiz caddenin üzerindeydi. 15 yaşımdayken, yaşadığım kötü bir olay ve sonrasında da babamı kaybedince oturduğumuz şehirden taşınma gereği duymuştuk annemle. Geçmişimizle bağlantımızı kesip yeni bir hayata odaklandık. Tabi ikimiz de yeni taşındığımız bu eve hüzün ve gözyaşlarından başka bir şey girmeyeceğini bilmiyorduk...

Caddenin üzerinden çok fazla araba geçiyordu. Trafik olmayan bir gün bile olmazdı... Bu kargaşada onlardan birinin altında kalsam bir tek annemin umurunda olurdum. Ne de olsa ben insanların güvenini sarsan bir kızdan başkası değildim. Yalnızdım yani...

Adımlarım yavaş yavaş hızlanırken arabaların farları gözümü alıyordu. Gerçi biriken gözyaşlarım da görmemi kolaylaştırıyor sayılmazdı.

Dengemi kaybedip yola doğru yalpalandım ki kolumun biri tarafından yakalandığını hissettim. Beni siyah bir arabanın içine çekip ardımdan kapıyı kapattı. Kim olduğunu göremiyordum ama niyetinin iyi olmadığı belliydi. Tek eliyle ellerimi arkamdan zincirlemeye çalışıyor, diğer eliyle de konuşmamı engelliyordu. Kapattığı ağzımı bir anlığına açınca çığlık atmaya çalıştım. Fakat yerine bir bez parçası tıkarak buna izin vermedi. Beni zorla bir koltuğa yatırıp ayaklarımı da bağladı. Başım dönmeye başlamıştı.

Üzerime doğru eğilince geri çekilme isteğiyle doldum. Ama zincirlenmem buna engel oluyordu.

"Mutluluğun için..."

Kapının açıldığını ve siyah giyimli gaz maskeli bir adamın dışarı atladığını gördüm. Neler oluyordu? Kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Ama.....

§» Nightmare (§» Kabusum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin