§» "Özlemişim... Sen de beni özledin mi?"

205 20 8
                                    

Yalnızım. Belki Flyner şu an yanımda oturuyor olabilir ama aramızdaki soğukluk da bir gerçek. Evet, o günden sonra doğru düzgün konuşmadık. Daha doğrusu o benimle konuşmadı. İki gündür diyalog kurmaya harcadığım çabam doğru düzgün bir sonuç vermedi. Her sorumu soğuk ve kısa şekilde cevapladı. Hala bana inanmıyor. Asıl istediğimi bana vermeyerek diğerlerinden hiçbir farkı kalmadı... Bana güvenmezken ona güvenmemin beni ne kadar yaralayacağını bildiğimden artık istemiyorum...

***

Birkaç gündür ortak dairemiz yerine kendi odamda kalıyordum. Dean hiç yanımdan ayrılmıyordu. Hep yanımda olacağını, bana destek vereceğini söylüyordu. Oysaki yanımda olmasının beni nasıl yalnız hissettirdiğini anlamıyordu. O varken Flyner yoktu çünkü.

Oturduğum yerden kalktım. 'Sahip'in isteği üzerine NC (Nightmare Castle) üyelerini tanımak için bir toplantı yapmıştım. Grubun çoğu kızı 17-20 yaş arasındaydı. Erkeklerse...  Her neyse! Niye ayrıntıya giriyordum ki? Benim tek ilgilendiğim nokta Flyner 23 yaşında olmasıydı. Demek aramızda 3 yaş vardı...

Arkamı dönüp ifadesiz yüzüne baktım. Benim dışımda her şeyle ilgileniyordu. 'Özür dilerim.' Diye geçirdim içimden yine. Hatalı olduğumu bildiğim halde ondan özür dileyemiyordum. Saçma sapan bir gurur yapmıştım.

BENİ RAHAT BIRAK. SEVİYEMİN DÜŞMESİ DAHİ UMURUMDA DEĞİL. EMİNİM BURADA BENİM YERİME SENİ GERÇEKTE SEVEBİLECEK BİRİNİ BULABİLİRSİN.

Son konuşma çabamda bana bu sözleri söylemişti. Bencilin tekiydi. Ne kadar incindiğini göstermek için başkalarını incitmeyi önemsemiyordu.

SENİ SEVEBİLMEM İÇİN BİR YOL YOK. SENİN DE BENİ SEVEBİLMEN İÇİN... HAYATIM BOYUNCA HEP NEFRET EDİLDİM. KABUL ETTİĞİM ANLAŞMADA ARTIK NEFRET EDİLMEYECEĞİM KONUSUNDA GARANTİ VERİYORDU AMA HİÇ BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ. BENDEN NEFRET EDİYORSUN.

Ondan nefret etmiyordum. Aksine şu anda ona herkesten daha çok değer veriyordum. Bunu yapmayacağıma dair verdiğim sözü tutmayarak kendime ihanet etsem de...

SADECE KABUSLARA MARUZ KALMAMAK İÇİN TEKLİFİMİ KABUL ETTİN. LÜTFEN BUNDAN SONRA BENİ RAHAT BIRAK. BELKİ DE... BELKİ DE DEAN'LA DAHA MUTLU OLURSUN."

Evet, Dean'la bir bağlantımız olduğunu düşünüyordu. Böyle saçma bir fikre kapılmıştı ve bana acı çektiriyordu. Belki de Dean'la konuşmayı kesmeliydim. Ama bunu yaparsam yalnız kalırdım... Flyner'ın beni affedeceğinin garantisi yoktu.

Terasa doğru onu arkamda bırakarak yürüdüm. Açık havaya çıktığımda güneş batıyordu. Yeni dağılmış topluluktan hiç kimse burada değildi. Teras tamamen boş ve sessizdi. Bu vakitlerde havanın kızılımsı bir renk alması her zaman hoşuma giderdi ama şu an umursayacak bir ruh halinde değildim... O gün bana "sevgilim olur musun?" dedikten sonra manzarayı izlediğimiz yere doğru ilerledim. Bu sefer yalnızdım. Beni elimden tutup sürüklemiyordu. Sakin adımlarla onsuz hiçbir anlamı olmayan korkuluklara ilerliyordum sadece.

Siyaha başka bir renk katıp, o rengin ağır basmasını beklemek gibi bir şeydi artık beni affetmesini beklemek. Ona ne kadar yalvarsam da, kattığım rengi ne kadar artırsam da, hiçbir işe yaramıyordu; Siyah hep ağır basıyordu. Burada mutlu olabileceğimi düşünmeye başlamışken yeniden güvenilmez biriymişim gibi hissettiriyordu.

Korkuluklara iyice tutunup ne zaman yağdığını bilmediğim bir yağmurdan kalan su birikintilerinden yansıyan son ışıklara baktım. Birazdan onlar da yok olacaktı ve bu görevi etrafı aydınlatmaya çalışan mumların alevleri devralacaktı. Flyner'la bir gün iyi, diğer günler kötü olan ilişkimiz gibiydiler. Geçici ve güzel; Ta ki hava kararana kadar...

Birkaç gözyaşı yanağımdan süzüldüğünde bir çıtırtı duydum. Arkamı döndüğümde tabii ki onunla karşılaşmayı beklemediğimden biraz şaşırdım. Kapı kenarına yaslanmış son kıvılcımlarını saklayan güneşe bakıyordu. Elimle gözlerimi silip bir adım attım.

"Eryxn." İsmimi duyunca birden buz kestiğimi hissettim. Ses Flyner'dan gelmiyordu. Yavaşça arkamı döndüm.

"Efendim." Dedim karşımda duran, ilk defa gördüğümü düşündüğüm, siyah saçlarından birkaç teli yeşil gözlerinin üzerine dökülen çocuğu baştan aşağıya süzerken. Diğer erkeklerin aksine, beyaz gömlek değil de Flyner gibi yakasından birkaç tane düğmesi açık siyah gömlek, üzerine de bir ceket giyinmişti. Sol kulağına küpe takmıştı. Etkileyici görünüyordu ama 'o'nun gibi değil.

"Sen olduğunu biliyordum. Gel buraya." Dedi ve beni kendine çekip sarıldı.  "Özlemişim... Sen de beni özledin mi?"

Hikayem için watty awards a başvurdum. Kabul edilirsem desteklerinizi bekliyorum. ^^

§» Nightmare (§» Kabusum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin