"Hazır mısın?" Sessiz odanın içinde yankılanan ses ile gözlerimi açtım. Üzerimde yatmadan önce giyindiğim rahat elbise değil de her zamanki siyah tüllü, şık elbisem ve önlüğüm vardı. Hill odadan ayrıldıktan sonra uykuya dalmıştım sanırım... Ama şu an yatar pozisyonda değilim. Acaba uyurgezerliğe mi başlamıştım şimdi de? Başka bir açıklama bulamıyordum çünkü....
"İyi misin? Buradan pekiyi görünmüyorsun." Uyanmama neden olan sesin sahibi tekrar konuşunca bakışlarımı etrafta gezdirdim. İçeriye çok az ışık giren pencerenin önünde bana bakan bir karaltı vardı.
"Neredeyim ben?" Duruşunu dikleştirdi ve bana kafasını hafifçe yana eğerek baktı.
"Cidden hatırlamıyor musun?" Diye soruma soru ile karşılık verdi. Yüzünü görmememe rağmen dalga geçer bir duruşu vardı. Cidden bu kimdi?
"Hayır. Neden burada olduğumu da bilmiyorum." Dedim. Bir kıkırdama sesi duydum.
"Seni cidden bu kadar büyülediğime inanamıyorum. Benimle dalga mı geçiyorsun? Çünkü hala '5 sene önceki bir aşkın' tekrar filizlendiğine ve beni partnerin olarak seçtiğine inanamıyorum."
5 SENE ÖNCEKİ AŞK...
TEKRAR FİLİZLENMEK....
PARTNER OLARAK SEÇMEK...
Dediklerini yavaş yavaş hazmedince kahkaha atmaya başladım. Dalga geçiyor olmalıydı. Ben böyle bir şey yaptığımı hatırlamıyordum. Yapmazdım da! Hill ile olan birlikteliğimizin pişmanlığını hala yaşıyordum.
"Seni kabul ettiğimi söylediğimi hatırlamıyorum." Dedim kahkahalarım arasında. Birkaç adım öne doğru yürüyüp bana yaklaştı ve çenemi nazik bir şekilde kavrayıp ona bakmamı sağladı.
"Sevgilim? Cidden iyi gözükmüyorsun. Dün terasta teklifimi kabul ettin. Şimdi acele etmezsen bir daha buradan kurtulamayacağız." Endişeli bir ses tonu vardı. Cidden neler dönüyordu burada?
Ellerinden kurtulup gözlerimi ovuşturdum. Bu bir kâbus olmalıydı. Çünkü hayatta yapmayacağım bir şey anca NC'nin üzerime saldığı kâbuslarda gerçekleşebilirdi.
"Buradan kurtulmak mı? Nereden çıktı şimdi bu? Öyle bir şey yapmak istediğimi sanmıyorum." Hayır, buradan kurtulmak istiyordum. Ama Hill ile beraber değil. Hatırlamadığım bir gece öncesinde neler konuştuğumuzu ve benim onun teklifini kabul ederken(!) ne düşündüğümü bilmiyordum. Belki de sadece buradan çıkmak için sözleşmiştik. O da benim hatırlamamamdan yararlanarak partnerim olmasını istediğimi söylüyordu.
"Cidden iyi değilsin. Burada kalmayı ve sonunun Flyner gibi olmasını mı istiyorsun?" Söyledikleri ile içimi bir panik kaplamaya başladı. Sonumun Flyner gibi olması mı?
"Flyner'a ne oldu?" Diye sordum. Gözlerini kaçırdı ve yanıma oturdu. Az önceki yakın mesafeden daha iyiydi bu...
"Biliyor musun çok şanslısın. O sahneyi hatırlamaman senin için daha sağlıklı."
"Bana hemen ne olduğunu söyle!" Diye yakasına yapıştım.
"Tamam. Sakin ol." Diye ellerini havaya kaldırdı. "Anlatacağım ama lütfen beni bırakır mısın?" Ellerimi gevşetip bıraktım.
"Dün akşam. Flyner son zamanlarda başkalarına da olduğu gibi, gördüğü kâbusun etkisinden kurtulamadı. Kendini kontrol edemeden elinde keskin bir bıçakla terasa çıktı. Sen bizimle beraber oturuyordun ve onu o halde görünce durdurmaya çalıştın. Daha yeni barışmıştınız ama o bunlara katlanamadığını söyleyip bıçağı..." Sustu. Başını önüne eğip bekledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/14243217-288-k890585.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
§» Nightmare (§» Kabusum)
RomantizmHer seferinde bir hataya düşüp birine aşık oldum. Ama eninde sonunda o mektup geldi, ardından sevgilim beni terk etti. Aynı sahneleri tekrar tekrar yaşadım. Ağlamam bir şeye fayda etmedi hiçbir zaman. Çünkü yine aynı şekilde bitmişti ve bir sonraki...