"Sana güveniyorum..."

34 6 0
                                    

  Yeşilllerime yansıyan maviliğe baktım.En son buraya geldiğim zaman vurulmuştum.Ama yine aynı sebepti.Karışıklığımdan kurtulmaya denizin ufuğuna karışmıştım.Kördüğüm olan olayları çözmek daha da zorlaşıyordu.Çünkü ipin uçu yoktu.Tıpkı karşımda duran denizin uzantısı gibi uzanıyor ve başka bir kara parçasına çarpıyordı.Eteklerinin altında bir sürü toprak parçası vardı.Hepsi ayrı düzen ve şekiller içindeydi.

  Elimin tersiyle akan yaşlarımı silip burukça gülümsedim.Yine ve yeniden ona muhtaçlığımı anlamıştım.Bir görüşsek hesap sormak değil,kucağın da deli gibi ağlıyıp sarılmak isterdim.Ailemden tek kalan oydu.Halam da vardı ama görüşmezdik.Aramız bozuktu.Babamla kavgalılardı.

 Parmaklarım istemsizce dudaklarıma gitti.Resmen öpüşmüştük.Emre'yle...

 Çok sinir bozucuydu.Yine saçmalıklar arasındaydım.Başımı iki yana sallarken güldüm.Komik ve saçma aynı zaman da kötü bir şeydi.Yanımda ki çantamdan peçete aramaya başladığımda karşımda bir hareketlilik hissettim ve gözümün önüne hafifçe uzatılan işlemeli bir bez parçası görüş açıma girdi.Kaşlarımı çatarak kafamı kaldırdığım da Ateş'e benzer hatta Ateş'den biraz iri olan genç bir adamla karşılaştım.Yüzü hafif sakallı ve gözleri O'nunkiler gibi kahverengiydi ama O'nda veren etkiyi vermiyordu hatta korkutucuydu.Soğuk ve buzla kaplı olduğu gibi sıcaktı da.Kaşlarımı daha da çatıp adamı bu kadar incelemenin ne anlamı var diye içimden kavga ederken adamın dudakları kıvrıldı.Denize bakıp tebessümle ısınan yüzüyle bana döndü.

"Gözyaşlarınızı silmelisiniz.Güzelliğinize perde çekiyorlar."

 Çatılan kaşlarım biraz havalandı.Şaşırmıştım.Bu halim adamı daha da eğlendirdi ve gülümseyerek elinde ki mendili uzattı.

"Bu işinize yarar."

Bir mendile,bir adama baktım.Kuruyan dudaklarımı hafiçe nemlendirip:

"Çantam da..."

Lafımı bölerek:

"Olduğunu biliyorum.Ama bunu almanızı istiyorum."

Tek kaşımı kaldırıp:

"Peki...Teşekkür ederim."

Adamın gülümsemesi tebessüme dönüşüp mendili elime bıraktı.Denize doğru dönüp yüzümü sildim.Mendili avuçumun içerisine alıp kollarımı göğsümde birleştirip arkama yaslandım.Adamın gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum ama dönmicektim.Yüzüm ağlarken kızarıyordu.

"Niçin ağlıyordunuz?"

Başımı çevirip merakla bakan yüzüne baktım.Önüme dönüp:

"Tanımadığım birine derdimi açacak değilim.Kusura bakmayın."

"Ah evet haklısınız...Ama tanımadığın biri objektif olarak sana yardımcı olur."

"Gerek yok."

"Bence var.Tabi güvenmediğiiniz için ve tanımadığınızdan anlatmıyorsunuz.Şunu bilin ki güvendiğiniz ya da tanıdığınız kişiler sizi böyle bu duruma getirdi.Yanılıyormuyum?"

Denize bakarken başımı olumsuz anlamda salladım.Adam elini bana doğru uzatarak:

"O zaman bir yerden başlayalım.Ben Ekin...Ekin Soydan."

Eline bakıp,gözlerimi kahvelerine çevirdim.Elini hafifçe kavrarken.

"Derin.Derin Doğan."

Tebessüm edip:

"Memnun oldum Derin hanım."

Ben de tebessüm ettim.

"Ben de öyle."

Kelebek ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin