Keşke...

42 6 0
                                    

  Defteri kapatıp göğsüme bastırdım.Şaşkınlığım sevincimden fazlaydı.Yüzüm donuklaşmıştı aniden,sadece anılar canlanmaya başladı.Heyecanla karışık korku bedenimi elleri arasına aldığın derin bir nefes aldım.Kalbimdeki sızıyı gözlerimde dolan yaşlarla dışarı attım.

 Ağladıkça kendimi daha da salıyordım.Ama bu işi çözmeli,sonunu bulmalıydım.

 Bu nasıl bir histi!Yaşamansını istediğim kadar yaşanmaması gereken bu duygu bedenimi esir etmişti.Bu aşktan büyüktü...Bu anlatılan;sonsuzluktu,sadıklıktı,bakilikti....

 Elimle ıslak yüzümü olduğunca kurulayıp bilekliği taktım.Defteri komidinin üstüne koyup banyoya ilerledim.Aynanın karşısına geçip ellerimi soğuk mermere dayayıp aynada ki şaşkın bene baktım.İstiyormuydum?Annemin küçükken uyutmak için,yaramazlıklarımı durdurmak için anlattığı küçük,kısa,anlamlı,mutlu sonla biten masalın gerçeklik payı ne kadardi ki?Peki şimdi ne yapmalıydım?Ne yapacaktım?

 Bilekliği yavaşça okşayıp sadece umdum.

'Umarım...Ateş hikayeyi biliyordur.'

 Aynanın karşısında ki Derin hiç yardımcı olacağa benzemiyordu.

 Kapının çalmasıyla irkilip nemli olan yüzümü kurulayıp aşağı indim.Kapıyı açtığım da elin de kare bir kutu olan Berfin:

"Bence bi Gerçekler Kadar Pasta gecesi yapma zamanı."

Tebessüm edip kapıyı daha da araladım.

"Kesinlikle..."



Kahvelerimizi ve pastalarımızı almış;ben kahveye,Berfin pastaya dadanmış sessiz bir şekilde oturuyorduk.Tabağında ki 3 çatallık pasta parçasını ağzına tıkıp:

"Oblo konoşsono ortok."

Kahvede ki son yudumumu alıp geriye yaslandım.

"Ağzını bitir bi..."

Hızılıca çiğneyip,tabağı sehpaya koyup,kirlente sarılıp dinleme moduna büründü.

 Baş parmaklarımı birbirleri etrafında döndürmeye,sıklaşan nefesimi aldığım derin nefeslere karıştırmaya başladım.

 Ellerimin üzerinde sıcaklık hissedince donuk olan bakışlarımı yana çevirdim.Parlak mavilerinin sıcaklığını hissettim.

"Bana her şeyini anlatabilirsin biliyorsun değil mi?"Elimi okşayarak.

Tebessüm edip:

"Evet bi tanem biliyorum..Ama nereden başlayacağımı bilmiyorum."

"Hmm.Peki.En baştan alalım."

Başımı sallayıp derin bir nefes aldım.Gözlerine bakıp:

"Ben...Emre'ye aşık değilim."

Elimi okşayan eli durdu ve maviliklerinde şaşkınlığı,kırgınlığı gördüm.Elini çekip düz sesiyle:

"Yani ne demek oluyor?"

"Şu demek oluyor.Ben onu seviyorum ama aşkla bütünlenen sevgi değil.O benim abim,babam,arkadaşım,sığınağım...kocam ya da sevgilim değil.Biliyorum Emre'nin sevgisi başka ve ben böyle davrandıkça ona umut veriyorum...Elimden bir şey gelmiyor...Onu üzmeyi,kırmayı istemiyorum ...Bana baktığı bakışlarla onu seven bi başka kadına bakmalı..Ne yazık ki o  kadın ben değilim.Ben onu bu konuda mutlu edemem ki zaten bu beni yeterince üzüyor." 

 Kelebeği hatırlayıp parmaklarımın arasında ki bilekliğe dudaklarıma konan gülücükle bakıp:

"Benim hikayem başka.Sonu,gelişmesi,başlangıcı başka..."

Kelebek ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin