"...Asla."

42 4 0
                                    

  Güven kucağındayken ne korkular ne de endişe sizi ele geçiremezdi.Çünkü sığınağınız sıcak ve korunaklıydı.

 Aynı şekilde hissediyordum.Onun sıcağında ve kucağındayken,nefes alışverişlerini duyarken hiç korkmuyordum taki adamın sesini duyana kadar.Yine korkmuyordum.Ateş korurdu beni.Ama onu kim koruyacaktı?Bu gerilmeme sebep olunca sırtımda ki el hafifçe ileri geri gitmeye başladı.Adamdan gelen seslere göre oturmuştu.Ateş tok,sakin ve umursamaz sesiyle:

"Ne o şimdi de korumalarımın olmamasından mı yaranıyorsun?Ne kadarda acınası."

Adamın seside en az Ateş kadar sakindi.

"Hiç olmadı Alparslan,hiç misafirperver değilsin."

"Şöyle bi baktım da seni davet edecek kadar adamlığını görmedim."

Adam buna bozulmuş olacak ki sesini sertleştirdi.

"Baban da böyleydi Alparslan ama bir farkın var babandan...Büyük alparslan sevdiği kadını hiç koynunda görmedim...Şimdi böyle seni bu şekilde,acayip zevk aldım bu ziyaretten."

Ateş sinirlenmeye başlamıştı çünkü dişlerinin gıcırtısını duyabiliyordum.

"Ya geldiğin gibi git ya da iki yumruğumun tadına bakarsın şerefsiz."

"Hiç gidermiyim.Daha Ateş'in kadınını tanıyamadım.Kim o nefis kadın?Koynunda ki ise bi kaç gün sonra da bana gelsin."

Sırtımda ki elin kasıldığını ve göğsümü göğsüne acıtırcasına çekiyordu.Nefeslerim yavaşladı ve sakinliğimi koruyarak belinde ki elimi sıklaştırdım.

"Bi kaç gün sonra cenazen çıkmazsa gelir.Söyle babanın dediklerini de siktir git."

"Babamın dediklerini böyle güzel bi varlığın yanında söyleyemem Alparslan...Kalkta daha az mahremiyet içeren yere gidelim."

Ateş kalkmak için doğrulurken,kolumu daha da doladım.Korunağım beni terk edemezdi.Ne diyecekse bu adam burada benim yanımda diyecekti.Çünkü Ateş'in gitmesi hiç iyi olmazdı.

Ateş de anladı ve sırtını yatağın başlığına dayadı.Cenin pozisyonu alıp gözlerimi bacaklarına diktim.

"Söyle."

"Alparslan bu iyi olmaz...Hani seni düşündüğümden değil yanında ki afet benim derdim."

Ateş yumruğunu sıkarken:

"Derdine sokmadan söyle lan."

"Sakin,sakin.Bu gelişimi saymıyorum...Neyse diyeceğim o ki seni bekleyen fırtına dindi Alparslan,fırtına başka yerler de esecek.Ateş'in kadınında esen yeller onu bana savurabilir...Belki benim bile yapar değil mi?"

Ateş yaslandığı yerden doğrulunca adam ayaklandı ve son sözünü söyledi.

"Çok oturdum Alparslan görüşürüz."

Ateş pencereye diktiği bakışları ve yüz ifadesi ile acayip korkutucu aynı zaman da sinirli görünüyordu.Yutkunup tek elime destek vererek diklendim.Boşta kalan elimle yüzüme gelen saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım.Ateş'in bakışları beni bulduğun da gözlerinde ki karanlıktan boğazıma oturan yumru ile baktım.Karanlık kuyularına...Sesimin boğukça çıkmasını aldırmadan mırıldandım.

"O adam benden mi bahsediyordu?"

Yüzünde duygu olduğuna dair en ufak belirti yoktu.Yutkunup:

"Ben korkmalımıyım?...Ateş bi şeyler de nolur."

Ne olduğunu anlamadan Ateş beni kendisine çekip hızla üzerime çıktı.Ağzımdan çıkan küçük çığlıkla gözlerimi kırpıştırdım.Şaşkınlıkla aralanan dudaklarıma koyu bakışlarını değdirdi ve yeşillerime dikti o koyu elmasları...

Kelebek ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin