"Üzgünüm."

15 1 0
                                    


 Hayat hiçbir zaman kolay yol göstermemiştir.Herkese bir zorluk çıkarmıştır.Bence bu çok güzel,zorluğun karşısında ya da ucunda ki parlaklık için savaşıyoruz.Hayal denilen büyüye kapılıp gecemizi gündüzümüze katıyoruz.Çok çalışıyor ve çabalıyoruz.Her zorluğun karşılığı için ruhumuzu bedenimize katıp o ışığa doğru yol alıyoruz.

Karanlık yollarda ateş böceklerinin gösterdiği yolu izliyordum ben.Her ne kadar karanlığın içinde olsam da gidiyordum bir yerlere.Aklımda ki düşüncelerin kovaladığı bu yolda gidiyordum.Sessizce ve yalnız.

İstediklerimin çoğunu yaptım.Eksikleri olsada düşündüklerimin hepsi gerçekleşti.Yani o ışığa ben çok öncelerden ulaşmıştım.

Şimdi niye bu kadar zordu?Bildiğim yollarda kayboldum?

Niye diye başlayan soruların peşini neden alıyor.Ben diye başlayan cümlelerimin sonunda hep üç noktalar...Bu kadarı yeter değilmiydi?

Ya da yeni mi başlıyordu?

Ateş'in hayatıma girdiğinden beri eskiler canlanıyordu.Demir'in anlattıkları...Şimdi masa denilen düzen...Babam,annem...Hepsi bir masalmış ve oldukça kısa olan masallardan.

Oyun içerisinde kaldığımı yeni yeni kabullenirken üst üste yaşadıklarım eski beni bir köşeye sıkıştırıyordu.Değişmek zaman alacaksa da bu benim için iyi olacaktı.Buna inanıyorum.

Gözlerimi açıp gecenin karanlığıyla dolmuş odaya baktım.Burası bizim,eski benin yazlığıydı.Masalımın çoğunluğunu oluşturan mekan da şimdi benim için bir hapishaneydi.

Nefesimi dışarı salarken son iki saatin nasıl geçtiğine baktım.Boş ve bol sorularla geçmişti.

Demir'in dediklerinden sonra odaya gelmiş ve uzanmıştım.Dinlenmek için.Belkide daha da yoruldum.Bilmiyorum.Yatak da oturur pozisyonuna gelip gözlerimi odanın içerisinde gezdirdim.

Balkon kapısına gelen bakışlarım bana o günü hatırlatınca içimde anlamlandıramadığım bir his oluştu.Ateş'i dudaklarımda bıraktığı his canlanmıştı ve beni terk edişi aklıma doldu.Sinirle bir nefes daha dışarı salmıştım ki kapı çaldı ve içeri Mert girdi.Ayın ışığının izin verdiğince görebilmiştim.Elinde iki adet paket ve büyük bir siyah kutu.

"Levent abi hazırlanmanı söyledi."

Sessiz kalıp başımı salladım.Artık cevabımı gördüyse bu karanlıkta.Ani ışık gözlerimi doldurunca acıyla kapadım.Yavaş yavaş ışığa alıştığımda Mert kutuyu yere paketi kutunun üzerine bırakıp kapıya ilerledi.Tam çıkacaktı ki bana döndü.Ağzı açılıp kapandı.Başını iki yana sallayıp odadan çıktı ve ardından kapıyı kapadı.Bunun bu hallerini anlamış değilim.Ne yapmaya çalıştığından en ufak bir fikrim yoktu.Ama şimdi onu takamazdım.

Ayaklanıp kutunun yanına gittim ve kucakladım.Yatağın üzerine koyup paketleri açtığımda siyah rugan bir stiletto çıktı.Diğer pakette ise gri tonlarda boncukları olan güzel bir küçük el çantası çıktı.Merakla kutuyu açtığımda içinden çıkan kadife siyah boğazıma kadar kapalı upuzun bir elbise çıktı.Kolları bile uzundu ama çok asil ve hoş duruyordu.Demir'in zevki baya iyiymiş.

Bence de hazırlanmanın vakti gelmişti.Aynaya bakıp elbiseyi üzerime tuttum.Masadakiler için çok iyi ve güçlü hazırlanmalıydım.Ne de olsa gelecekte ki varis akıllarında iz bırakmalıydı.Öyle değil mi?

------------------------------------

Aynaya son kez baktım.Elbise üzerime tam oturmuştu.Saçlarımı hafif su dalgası yapmış ve açık bırakmıştım.Göz makyajım sade olsa da dudaklarım göz çarpan kısımdı.Kırmızı renk çok hoş duruyordu.Gözüm aynanın yansımasıyla odanın ortasına kayınca dudaklarım karıncalandı.Bu odada olmak beni daraltıyordu.

Kelebek ve AteşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin