3 | Güzellik

322 18 1
                                    

Biraz dinlendikten sonra odamdan çıkdım. Artık eski evimde olmayacak ve eski okulumda okumayacaktım, müdire hanım yani gerçek annem öyle demişdi. Artık burada yaşayacağım ve tüm vaktimi burada geçireceğim için sanırım biraz buraları öğrenmem gerekiyordu.

Etrafda dolaşırken bir şey farkettim, her odanın kapısı farklı renk de ve üstünde farklı bir simge vardı. Benim odamın kapısı yeşil ve üstünde sonsuzluk işareti vardı. Aklıma ilk şu soru geldi, neden sonsuzluk işareti? Diğer kapıların üstünde ağaç, dalga, müzik notası gibi resimler var ama benimkinde bir sonsuzluk işareti var. Sanırım bunu bi sormam gerekecek.
Etrafa bakınırken burada hiç sınıf olmadığını fark ettim. Galiba burası yatakhane gibi bir yerdi.

Ben düşüncelere dalmışken elleri kitapla dolu birine çarptım.

"Ben çok özür dilerim, bir şey düşünüyordum ve bir an dalıp gitmişim. Bir yerinize bir şey oldu mu? Ben normalde bu kadar sakar değilimdir, n'oldu bana bilmiyorum. Çok özür dilerim" dedim yerdeki kitapları toplarken.

"Normalde de bu kadar konuşur musun?" dedi çarptığım yakışıklı adam.

Evet doğru yakışıklıydı ama yakışıklı olması ona bu sözlerinden dolayı kızgın bir bakış atmamı engelleyemedi. Kitapları toplamayı bitirdik ve ben yoluma tam devam ederken kolumdan tuttu o yakışıklı. Ona şaşkın şaşkın baktım.

"Adınızı öğrenebilir miyim GÜZELLİK" dedi.

"Hayır. Şimdi lütfen kolumu geri alabilir miyim" dedim.

Başka bir kız olsa bu yakışıklıya adını hemen söylerdi ama ben, bana çok konuşuyorsun manasını eden birine adımı asla söylemezdim. Kolumu bıraktıktan sonra hızlı adımlarla binadan çıktım.

Binadan çıkar çıkmaz beni kocaman bir bahçe ve içerisinde sınıflar olduğunu düşündüğüm başka bir bina karşıladı.

Yatakhane binasının dışındaki merdivenlerden 2 tanesini indim ve bir rüzgarla merdivenlerden yuvarlandım. Nasıl bir rüzgar beni merdivenlerden yuvarlayacak kadar güçlüdür ki?

Merdivenin son basamağına yuvarlanarak geldiğimde herkes etrafıma doluşmaya ve yanımda bana yaşlı gözlerle bakan birini gördüm. Bir kaç dakika yerde bana ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bu dinlenmeyi son bulduran başımda yaşlı gözlerle duranın, elimden tutup beni kaldırması oldu. Benden biraz uzun ve sarışındı. "İyi misiniz? Çok üzgünüm biryere yetişmem gerekiyordu sizi son anda gördüm ama duramadım" dedi.

Etrafdaki herkes bize bakıyordu. Ben onun yerinde olsam bu kalabalıkta çok utanırdım.

"Herkes dağılsın. Hadi çabuk" dedim.

Herkes dağıldıktan sonra kızın yüzüne baktım ve gerçekten çok üzgün olduğunu fark ettim. Biraz daha üzülmemesi için konuyu uzatmadım.

"Senden sadece 1 şey isticem. Bunu yaparsan seni affederim" dedim.

Kızın gözlerine baktığımda çok iyi birisi olduğunu anlamıştım. Eğer kız kötü birisine benzeseydi ondan asla böyle bir şey istemezdim.

"Yapabileceğim bir şeyse neden olmasın?" dedi.

Ona gülümseyerek baktım.

"Ben bu okulda yeniyim, neyin nerede olduğunu, nasıl yapıldığını hiç bilmiyorum ve hiç arkadaşım yok. Bana yardım edebilir misin?"

Kız kolumdan çekiştirerek beni 4 kişinin olduğu bir arkadaş grubunun yanına getirdi.

"Bu Dora, bu yakışıklılar Justin, Drake ve Ateş, ben de Nora. Doranın ikiziyim."

Doğanın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin