Oyuna Gelmek

100 8 0
                                    

Kapının yumruklanma sesini duyarak uyandım. Sabah sabah kimdi ki bu alacaklı gibi kapıya dayanan? Daha fazla merakta kalmadan kapıyı açtım.

"Yine ne var. Beni daha çok mu üzmeye geldin?" dedim sinirle. Kapıdaki Justindi. "Ateşle sevgili mi oldun!" diyerek bana bağırmaya başladı. "Sana ne benim sevgilimden. Hem sen kimsin ki kapıma gelmiş bana hesap soruyorsun?" dedim. Sert çıkıştım Justin'e. Beni bir kez daha üzmesine izin vermeyecektim. "Nasıl ben kimim? Ben senin gerçek sevdiğin adamım" dedi Justin bağırarak. Koridordan geçenler bize bakıyordu şaşkınca. "Hayır değilsin. Sen artık benim hiçbir şeyimsin. Şimdi hemen git burdan!" dedim bağırarak.

Arkamdan Nora'nın sesini duydum "Ada? Neden bu kadar çok bağırıyosunuz?" dedi Nora. "Justin bey bana hesap soruyor" dedim. "Ada hanım Ateş'le çıkıyormuş" dedi Justin. "Ne!!?" dedi Nora şaşırarak. Ben de tepki verdim Justin'e. "Ben sana neden Pelin'le öpüştün diye hesap soruyor muyum?" dedim. "Ne?!" dedi Nora tekrar. "Ya biri bana neler olduğunu düzgünce anlatabilir mi?" diyerek devam etti Nora. "Off Nora, sonra" dedik aynı anda Justinle.

"Aynı şey değil Ada!" dedi Justin. "Evet aynı şey değil! Seninki daha beter çünkü!" dedim bağırarak. Justin cevap vermedi. "Justin, ben seninleyken mutlu olamıyorum. Artık bitti tamam mı! Ben Ateş'le daha mutluyum" diyerek devam ettim ve odamın kapısını kapattım. "Ada hayır! Sen benimsin. Başkasıyla mutlu olamazsın" dedi Justin kapının arkasından. Kulaklarımı kapattım ellerimde. Duymak istemiyordum artık. Daha çok üzülüyor, daha çok kalbim acıyordu.

Fazla beklemeden ellerimi kulağımdan çektim. Justin'in sesi gelmiyordu artık. Sinirli ve üzgün hissediyordum. Temiz hava iyi gelir diye bahçeye inmeye karar verdim ama önce üstümü değiştirmem gerekliydi. Dolabımı açtım ve elime geleni giydim. Siyah bir pantolon ve beyaz kısa kollu bir tişört giydim. Belki üşürüm diye üstüme hardal sarısı, belimin 10cm altına gelen hırkamı giydim. Telefonumu da pantolonumun arka cebine koydum.

Odamdan çıktım ve merdivenlere yöneldim. Okulun ilk katını indim, son katın merdivenlerini de indim, bahçeye çıkan kapıya doğru yürürken telefonum cebimden düştü ve merdivenin biraz ilerisine sürüklendi.

Telefonumu almak için eğildim ve merdivenin alt boşluğundan bir ses duydum. Merdivenin altı karanlık olduğu için kim olduğunu göremedim ama bu sesi tanıyordum. Bu Pelin'in sesiydi. "Beceriksiz! Şimdi biz Mila'ya ne dicez? Ada'yı bi getiremedim!" dedi Pelin.

Mila mı demişti? Pelin, Milayı nereden tanıyor olabilirdi ki? Belki başka Mila'dır diye düşünmeden edemedim ama hangi Mila olduğu açıkça ortadaydı. "Sen bana mesaj atmasaydın böyle olmazdı. Hadi mesajı affettirirdim ama dün gece beni öpmeseydin!" dedi Justin. Bir oyunun içine düştüm derken haklıymışım.

Burnum kaşınmaya başlamıştı, maalesef ki sesli bir hapşırık çıkmıştı ağzımdan ve sesim yankılanmıştı koridor boyunca. Acaba duydular mı diye endişelendim. Haklıydım da duymuşlardı. Etraflarına bakınmaya başladılar. Beni görmediklerini düşünerek bahçe kapısına doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım.

Birkaç adım sonra ağzımı kapatan bir el ile merdivenin altına sürüklendim. Çırpınıyordum ama nafileydi. Bağırmak istiyordum ama ağzımdaki el yüzünden sesim çıkmıyordu. Birkaç dakika sonra beni sürükleyen kişi elini ağzımdan çekti. Yanındaki kişi etraf karanlık olduğu için telefon ekranının ışığını açtı. "Adacım nasılsın?" dedip Pelin. Evet, bunlar Justin ve Pelindi. "Bırak beni Pelin!" dedim.

Kaçmak istedim ama beni daha kaçmadan yakalardı. "Bunu sorman bile saçmalık. Her şeyi duydun! Bu saatten sonra seni asla bırakmam. Hem zaten hedefimiz sendin. Seni yakalamışken neden bir daha uğraşalım ki?" dedi Pelin. Oyuna geldiğimi önceden fark etmiştim ama merakım yüzünden yakalanmıştım. "Sen koca bir yalancısın, pislik!" dedim bağırarak Justin'e. Justin bu sözlerime sinirlenmemişti ama Pelin çok sinirlenmişe benziyordu. Pelin yumruğunu havaya kaldırdı ve sol yanağıma indirdi. O yumruktan sonra sersemledim ve yere düştüm. Elimle ağzıma dokundum. Ellerim kan içinde kaldı. Ağzımdan kanlar akıyordu.

Doğanın KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin