"Bilmece mi? Şimdi nerden çıktı ki bu?" dedi Justin. Benim gibi o da şaşırmıştı.
"Sen kaybolduğunda babam geldi. Ağabeyimi nereden aramaya başlayalım diye sordum, bir bilmece söyledi ve gitti." dedim.
"Bilmeceyi söyle bakalım neymiş?"
"Eee... neydi yaa.. dur bi dakika...." dedim düşünerek. Neydi acaba ya. Unutmuştum işte. "Düşün, düşün" dedi Justin.
Düşünüyordum ama bir türlü gelmiyordu aklıma.
"Hıh buldum. Düşmanımın elimde, bir büyünün içinde"
Justin biraz düşündü. "Hadi gidip annene soralım. Bunu sadece o çözebilir" dedi.Justin ve kendimi annemin odasında buldum.
"Justin? Kapı diye bi şey var. Umarım biliyorsundur!" dedi annem bizi karşısında görünce. Bir kahkaha patlattım.
"Üzgünüm müdire hanım ama bu çok önemliydi" dedi Justin. Annem meraklı gözleriyle bakıyordu.
"Babam geldi. Nereden başlayacağımızı sordum ve bir bilmece söyleyip gitti" dedim. Annem pek şaşırmışa benzemiyordu. "Yaşarken de hep şifreli konuşurdu. Pek şaşırmadım." dedi annem.Justin kıkırdadı biraz ama ben tam tersi olarak üzülmüştüm. Keşke ben de babamın bu konuşmalarını duyabilseydim diye geçirdim içimden. Üzüldüğünü pek belli etmemiştim ama annem anlamıştı.
"Neyse, bilmece ne?" dedi. Ciddileştim "düşmanımın elinde bir büyünün içinde" dedim.
Annem düşünerek kafasını kaşıdı. "Babanın tek düşmanı vardı, o da cadılardı." Cadılar olamazdı ki.
"Cadılar birini hapsedebilecek bir büyü yapamazlar. Mila o kadar güçlü değil ki" diye devam etti annem. "Of Liam. Şunu açıkça söylesene, neden bizi uğraştırıyosun ki? Birinin huyu hiç mi değişmez" dedi annem üfleyip püfleyerek. Hepimiz bir kahkaha patlatmıştık annemin bu sözlerinden sonra.1 saattir düşünüyoruz ama hiç bir şey gelmedi aklımıza.
"Yoksa! Yo hayır o yapmış olamaz, ya da olabilir mi!" dedi uzun süreli sessizliğimizi bozarak. Justinle anneme şaşkın şaşkın bakmaya başladık.
"Kim yapmış olamaz?" dedim.
"Katty. Ateşin annesi. Babanın en büyük düşmanı oydu" dedi annem. Justin şaşırmıştı. Ben de şaşırmıştım. Ateşin annesi miydi ağabeyimi kaçıran. "Peki şimdi ne yapıcaz?" dedim.
"Siz gidin. Ben bir şey düşünücem" dedi annem. Onayladım ve Justinle annemin odasından çıktık.Justinle bahçedeki bir banka oturduk. "Bu sabahtan beri bizimkileri görmedim" dedim Justine.
"Ben sana söylemedim dimi. Dora ve Nora sabah 8'de ailesinin yanına gidicekti. 1 hafta orda kalıcaklarmış" dedi Justin.
"Desene konuşacağım kimse kalmadı yani" dedim somurtarak.
"Ben ne güne duruyorum" dedi Justin. Doğru söylüyordu aslında.
"Gerçekten olmuş olabilir mi?" dedim. Bana baktı Justin meraklı gözleriyle. "Ağabeyimi Ateşin annesi kaçırmış olabilir mi?" diye devam ettim. Cevap vermedi. Sustu ama gözleri konuşuyordu.
Bana biraz yaklaştı ve kolunu omuzuma attı. Kafamı Justinin omuzuna yasladım. Bahçede dolaşanları izliyorduk. Birkaç dakika sessiz kaldık.
Sessizliğimizi bozan Ateşin sözleri oldu "Nasılsın Ada?"
"İyiyim merak etme" dedim. Justin ise sinirlenmemek için kendini zor tutuyordu. Ateş sağ elimi tuttu ve elimin üstüne bir öpücük kondurdu. Neler olduysa ondan sonra oldu.Justin ışık hızında ayağa kalktı ve Ateş'in tişörtünün iki yakasından tuttu. "Oğlum bana bak seni gebertirim! Duydun mu"
Bahçede ki herkes bize bakmaya başlamıştı o bağırıştan sonra.
"Justin sakin ol, herkes bize bakıyo. Bırak hadi gidelim" dedim. Dinlemiyordu beni. Justin'in patlamaya hazır bekleyen sinirleri çokdan alev almıştı.Ateşin yakasını onu iterek bırakmıştı ama daha siniri geçmemişti. Justin sinirden kuduruyordu ama Ateş hiç tepki vermiyordu. Birkaç adım ileride duran Ateşe doğru koştu ve yüzüne bir yumruk indirdi. Ateş sarsılmıştı bu yumruktan sonra. Sonunda tepki veriyordu artık. Ateş de Justinin yüzüne bir yumruk indirdi. Bu kavgayı daha kötü sonuçlandırmadan hemen durdurmalıydım.
Justin yediği yumruktan sonra Ateşe tekme atmaya hazırlanırken ikisinin arasına girdim. Beklemediğim bir şey olmuştu. Justinin atacağı tekmeyi beni görür görmez durduracağını düşünüyordum ama öyle olmamıştı. Tekme tam karnımın ortasına denk gelmişti.Aldığım darbeyle kendimi geri çektim ve karnımı tutmaya başladım. Karnımda büyük bir sancı hissettim. "Justin...ahh" dedim sonrasında. Ayakta duramadım ve yere düştüm. Son gördüğüm şey Justin'in ve Ateş'in bana bakan korkulu gözleriydi.
Justin'den
"Ada uyan Ada!" diye seslendim Ada'ya. Gözleri kapanmıştı çoktan. Ateşe atacağım tekmeyi Adaya atmıştım yanlışlıkla. Aksiyonsuz bir günüm geçse şaşardım zaten.
Ada'yı kucağıma aldım ve koşarak revire götürdüm. Artık yaşam biçiminiz olmuştu revire gitmek. Her gün birinizden biri revirde oluyor. 1 gün gitmesek hatrı kalıyordu revirin. En azından ben öyle düşünüyorum.
Yarım saat oldu revire geleli. Hemşire bir sorunu yok demişti. Neden bayıldığına gelirsek de, yediği darbeyle ani sarsıldığı içinmiş.
Ada'nın gözleri yavaş yavaş açılıyordu ve ilk ne diyeceğini çok merak ediyordum.
Ada'dan
Baskın bir karın ağrısıyla gözlerimi araladım. İlk Justin'i gördüm. Şu an da revirde olmak benim suçumdu aslında. Eğer ikisinin arasına girmeseydim o tekmeyi yemeyecektim. Ama diğer yandan da değerlendirirsek de ikisinin arasına girmeseydim yine birmiz revirde olucaktı.
"Karnım, çok ağrıyo" dedim. "Özür dilerim" dedi Justin. Bir şey demedim önce ama sonra sinirlendim. "Size durun demiştim dimi!" dedim.
Justin ise sadece güldü. "Gül tabi gül. Ben bi burdan çıkıyım o zaman güldürücem seni!" dedim.
"Ya öff tamam. Kızma. Sen araya girmeseydin bunlar olmazdı." dedi Justin. Doğruydu ama bir yandan da yanlıştı. Aralarına girme fikri doğruydu. Onları bırakmaksa yanlış. "Aranıza girmeseydim de yeseydiniz birbirinizi dimi?" dedim. İkimiz biraz kıkırdadık bu sözlerimden sonra."Senin çabuk sinirlenen şu davranışına hemen bi çözüm bulmamız lazım" dedim. Güldü.
"Sana aşık olduktan sonra bir çok huyumdan vazgeçtim. O kalsa olmaz mı?" dedi Justin.
"Birçok mu?" dedim şaşırarak.
"Senden önce çok asi bir tiptim. Hep kendi havamda takılırdım. Serseri gibiydim. Sen bana çok iyi geldin" dedi. Şaşırmıştım biraz. Biraz da sevinmiştim. "İşte buna Aşk Diyoruz" dedim."Karnın çok mu ağrıyo?" dedi Justin. Onun en çok bu huyunu seviyordum işte. Beni önemseyişini, sevmesini... Aslında her şeyini seviyordum.
Bu bölüm biraz kısa oldu. Kusuruma bakmayın🙏
Okuyanlara çok teşekkür ederim. Votelemeyi unutmayın❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğanın Kızı
FantasyDoğduğumdan beri ait olmam gereken hayatıma 15 yaşımda kavuştum. Kim babasını özlediğinde gidip bir ağaca sarılır ki? Ben. Çünkü benim gücümün kaynağı doğaydı ve babamdan kalan tek mirastı. Ben herkes gibi değildim. Ben özeldim. Ben Doğanın Kızı'yd...