intermission / ara

1K 109 68
                                    

🌠

Olivia; ön yargılarını yıkıp Harry'nin aslında nasıl bir adam olduğunu görür ve sonunda ona aşık olur. Onu elde etmek için türlü yollar dener, sonunda eline yüzüne bulaştırıp her şeyi oluruna bırakır. Aslında en başından beri yapması gereken budur ya, neyse.

Harry; kafa karışıklıkları, dengesiz ruh halleriyle ne düşündüğünü, ne hissettiğini bir türlü anlamayan bir durumdadır, acayip sıkıntılı bir dönem geçirmektedir. Kişiliği adeta ikiye bölünmüştür; dilekten önceki, gerçek Harry ve dileğinin doğrultusunda şekillenen, çocukluğu dahil karakteriyle beraber her şeyi değişen Harry. Gerçek Harry Styles'ın asla olmak istemeyeceği bir adam...

Sonunda yapılması gerekenler yapılır, söylenmesi gerekenler - hatta daha fazlası - söylenir, nefretler kusulur, yanlış anlaşılmalar düzeltilir, falan filan...

Harry, Olivia'nın ona, olmak istediği Harry'i hatırlattığını görür.

Olivia, Harry'e ona onu sevdiğini söyler.

Ve sonunda, Harry de ona istediği karşılığı verir.

Bunun için birbirlerini kırmaları, ağlatmaları ve kendilerini paralamaları gerekse de on beş bölümlük sıkıntılı uzun bir süreden sonra sonunda birbirlerine kavuşurlar. Mutludurlar.

Şey, kısa bir süreliğine.

Harry'nin en yakın dostu Louis Tomlinson'ın hastanelik olduğunu öğrendiklerinde daha henüz elde ettikleri bu mutluluk yerle bir olacaktır.

Onu bir daha hissedebilme ihtimalleriyse, gerçekten çok büyük bir bilinmezdir.

Bundan sonra okuyacaklarınız, Harry ve Olivia'nın her şeyi - her şeyi - yoluna koymak için harcayacakları çabanın, çıkacakları maceranın kısaltılmış bir anlatımıdır.

🌠

The Lucky Coin, neredeyse 3K oylamaya ulaştı. Giriş bölümünün okunması sonunda 1K oldu. Evet, biliyorum; bu büyük bir başarı değil.

Realist bakış açısıyla bunlar, öyle sevinilecek bir rakam olmayabilir fakat benim için çok şey ifade ediyorlar. Okuyan, oy veren, yorum bırakan, destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Yine söylüyorum - ve muhtemelen her zaman söyleyecek, hissedeceğim - iyi ki varsınız!

Hikayenin üçüncü ve sonuncu kısmına başlamak üzereyiz ve kendimi cidden çok üzgün hissediyorum. Hiç bitmesin istiyorum, sonsuza kadar yazayım bu hikayeyi.

Her güzel şeyin cidden bir sonu oluyormuş.

Son kısmı da 15 bölüm olarak planlıyorum fakat artı eksi birkaç bölüm olabilir. 

Hikayenin bu kadar çok bölüm içermesi bazen canımı sıkıyor, sündürüyormuşum gibi düşünüyorum fakat bunun sebebi iki karakterli bakış açısıyla yazmam sanırım, bunu fark ettim. Birçok sahnenin, bölümün başka bir perspektiften anlatımı mevcut, bu yüzden de bölümler bol. 

Diyeceğim o ki, acaba bu durum sizi rahatsız ediyor mu? Hikaye can çekişiyor gibi geliyor mu yani yoksa her şey rayında mı? 

Değerli fikirlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum.

Yeni bölümlere ayın 16-17'si gibi devam edeceğim. Tutarlılığı ve hikayenin dinamiğini yakalamaya çalışıyorum şu sıralar. 

Seviliyorsunuz.

The Lucky Coin | StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin