Ben sanki burada çok rahattım. Beni sıcak tutuyordu. Barış belkide iyi biriydi. Doğukan anlattığında onun bu dünya daki en cani,en kötü insanı olduğunu düşünmüştüm. Ama hani derler ya olaylar tek tarafından bakılmamalıdır diye.
Barış bana ilaç kullandığından bahsetmişti. Ne ilacı ve bu ilacı ona kim veriyordu işte orası koskocaman bir soru işareti. "Okulun en zeki, en iyi, en yakışıklı kişisinin kollarından çıkmaya ne dersin artık? Yemeklere böcekler dadanacak sonra." Dediğine güldükten sonra kollarından ayrıldım. Çok klişe olabilir ama sanırım bir an kendimi boşlukta hissettim.
Hani derdim ya, ben hikayenin asıl olmayan çocuğunu severim diye. Barış her ne kadar kendini wattpadin kötü çocuğuyum diyerek kandırsada sanırım bu hikaye de asıl kişi oydu.
Peki ya baş karakter kimdi? İşte bunu hiç düşünmemiştim. Elime bir tane elma alıp ısırdım. Kıpkırmızı elmanın ilk başta ki güzelliği benim ısırığım ile bozulmuştu. Isırdığım elmaya tip tip bakarken Barış'ın arkadan uzanıp elmayı ısırmasıyla kaşlarımı çattım. Benim ısırığımla bozulan elma onun ısırığıyla güzelleşmiş miydi ne?
Elmadan bir ısırık daha alıp bir daha ısırmak için tekrar uzanırken Barış elimdeki elmayı aldı ve yemeye başladı. Ona ne yapıyorsun? Bakışı atarken o beni tınlamayayıp elmayı yemeye devam ediyordu.
"Neden sana karşı kaba davrandığımı sormayacak mısın?" Dememle önce suratı düştü sonra da bana bakmaya başladı. Ama öyle bir bakıyordu ki kendimi bir anda dünyanın en cani,en en kötü,katil,mafya,daha kötü ne varsa işte ondan gibi hissettim.
O kadar buruk, masum bir şekilde bakıyordu ki kendimi hikayenin kötü karakteri gibi hissetim. "Neden?" Dedi ama demez olaydı. O ses normal gibi değil bir fısıltı gibi çıkmıştı. "Doğukan biliyorsun,takıldığım kişilerden" dedim. Onaylar biçimde kafasını sallayınca zor da olsa derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim.
"O bize Sıla olayını anlattı. Sen... biraz kötü davranmışsın galiba. Ben o çocuğa çok üzülmüştüm. Ben senin ilaç falan aldığını bilmiyordum" dedim. Başka söyleyecek bir şey bulamıyordum.
"O ilaçları eskiden bana veren kişi dostumdu. En iyi dostumdu. Ama sonra bir olay yüzünden bana kızdı. Sadece bir kavgaya onu çağırtmamıştık. Sonra bana bağırmaya başladı. Onu hep adamım gibi kullanıyormuşum. Onun da söz hakkı varmış. Lider o olmalıymış falan. Kavga ettiğimiz günün üstünden iki üç gün geçtikten sonra aramızda hiç bir şey olmamış gibi geri geldi.
İlk başta deli falan sanmıştık. Ama sonradan pek takmadık aslında. Her gün bana bir hap veriyordu. Güç hapı falan diyordu. O zamanlar malım ya inandım her kavgaya giderken o ilaçlardan içtim.
Bir kaç hafta sonra çok çabuk sinirlenmeye başladım. Ailem beni doktora götürdüğünde doktor bana hap alıyor musun?diye sormuştu. Sadece güç hapı demiştim ama doktor o hapa sinir hapı dedi. O hapmış tek sorun.
Daha sonra ise o hapı bana neden verdiğini sormak için ona gittim. Ama çetenin dediğine göre şehirden hatta ülkeden ayrılmış." Diyip derin bir nefes verdiğinde anlamıştım ki onun hiç bir suçu yoktu. O hapları kim verdiyse onu ellerimle onu boğmak istiyordum. "Şimdi sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söylemeyeceksin söz mü?" Dediğinde ne diyecek diye merak etmiştim. Hafifçe kafamı sallayıp "söz"dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASIL KIZ
ChickLitWattpad kitaplarında genelde hep nolur? Asıl kız soğuk bir çocuğa yani WATTPADİN NAMIDEĞER KÖRÜ ÇOCUĞUNA aşık olur,sonra o çocukta ona... Okulda da kıza biri aşık olur, ama kız onu sevmez, o asıl çocuğu sever,Büyük bir aşk değil mi? Hep böyle olmaz...