Aylar öncesinde başımızda ki belayı çözüp, Luhan ile hiç bir sorun yaşamadan hayatımıza kaldığımız yerden devam etme hayalleri kurmuştum. Lakin bu kadar uzun zaman geçmesine rağmen hâlâ elim kolum bağlı, gelecek emirleri bekliyor olmak onurumu kırıyordu. Luhan'dan çok uzaktım. Yanımdaydı, yanımda olmak için çabalıyordu ama ben onu kendimden uzaklaştırdıkça kırıyordum.
Luhan kırılıyordu. Bunu parlak gözlerinden bile kolaylıkla anlayabiliyordum ancak isyan etmiyordu. Belki biraz olsun davranışlarımın onu rahatsız ettiğini dile getirirse bir kavga başlatır ve ayrılmaya bir adım atmış olurdum ama Luhan öyle sabırlıydı ki, aramızda tek bir problem yaşanmasın diye bütün soğukluklarıma katlanıyordu. Sabır taşı ne zaman kadar kırılmadan duracaktı, gerçekten benim için merak konusu idi.
Sabah uyandığımda Luhan'ı yanımda göremeyince kısa bir yürüyüş yapıp şirkete uğramadan önce hep yaptığım gibi banka'ya gitmiştim. Zor bela yeniden yüksek limite para çektikten sonra başka bir banka da açmış olduğum gizli hesaba bir çanta dolusu parayı yatırmıştım. Bir şekilde tüm sorunları halledeceğimize ve Luhan ile eski mutlu yaşantımıza geri döneceğimize inanmaya devam ediyordum. Bu yüzden Luhan veya şirket ile alakalı en ufak bir sorunda sahip olduğum yüklü miktarda ki parayı bir yerde saklamam gerekiyordu.
Luhan geç kalacağını söylemişti ancak onu kendimden soğutacağım ayağına nereye gittiğini dahi soramamıştım. Hala gelmemişti ve artık onu merak etmeye başlamıştım.
Elim her an Luhan'ı aramak için telefonuma gidip gelirken aniden açılan kapı ile sonunda bu hareketimden uzaklaşabilmiştim. Aylardır, artık ezberlemek zorunda kaldığım beden içeri girerken yine kapıyı çalma tenezzülünde bulunmamıştı.
"Sana verdiğim süreyi fazlasıyla kullandın, Sehun. Bugün, Luhan ile konuş!" Emir veren ses tonu kulağıma ulaştığında tiksintiyle yüzümü buruşturdum. Bedeni ve sesi katlanma seviyemi çok uzun zaman önce aşmışlardı. Her gün resmini çekip yolladığım hesap belgesi sayesinde Luhan'dan ayrılacağım gerçeğini erteletmeye çalışıyordum ancak, anlaşılan oydu ki; artık zamanı gelmişti. Zaten şirketin hesabında ki para limiti de oldukça düşmüştü ve buda en kısa zamanda bir iflasa dahi sebep olabilirdi.
"Bu akşam konuşacağım! Bugünden sonra dediğin her şeyi yapmış olacağım ve sen artık bana karışmayacaksın, değil mi?" ses tonumda ki umut parıltısını elimden geldiğince yutmaya çalışmış olsam da bunu başarabilmiş miydim, emin değildim.
"Ah, Sehun.. Peki ya sen son dakika bir kahramanlık yapmak ister ve Luhan'ı kurtarırsan? Hayalinin bu olduğunu biliyorum, bu yüzden biz oyunumuza devam edeceğiz."
"Devam mı? Ben artık senin tehditkâr sesini işitmekten etrafımda ki insanları kırmaktan bıktım! Şu son 3 ay belki de yaşamımın en berbat zamanlarını geçirdim ve artık buna katlanmayacağım!" Farkında olmadan sesimi yükselttiğimi çatılan kaşlarından anlamıştım. Dudağımı ısırsam da atık çok geç kalmıştım. Tahminimce beni yine korkutacak bir şeyler söyleyecek ya da yine Luhan'ı bir tehlikeye itecekti!
Ancak ben artık cidden yorulmuştum. Şirkette, Luhan'dan boşanacak olmam da umurumda değildi. Bu durumdan kurtulduktan sonra yeniden Luhan'ın güvenini kazanabilir ve hayatımıza kaldığımı yerden devam edebilirdik. En azından ilerisini görebildiğim en açık planım buydu.
Karşımda ki bedenin Luhan'ın ile özellikle alıp veremediğinin ne olduğunu öğrenememiştim ama şirket ile olan problemini rahatlıkla anlayabiliyordum ve biz, Luhan ile bu şirket olmadan da mutlu olabilirdik.
"Kiminle konuştuğuna dikkat et! Hala size neler yapabileceğimi kavrayamadın mı, Sehun? Ya sesini keser, beni dinlersin ya da Luhan'ın şu an içinde olduğu arabayı tek bir telefonum ile hurdaya çevirtirim. Üstelik Luhan'da içinde iken. Seçim senin." Şaşkınlıkla araladığım gözlerim ve ağzım ile ona bakarken, kendisi oldukça rahat bir tavırla hemen karşımda bulunan deri sandalyeye kurulmuştu. İşin ucunda Luhan olmamış olsaydı şu an onu büyük bir zevkle öldürebilirdim.
![](https://img.wattpad.com/cover/68193338-288-k58451.jpg)