Bölüm:5

110 2 1
                                    

*Papatya*

~

Damla yeni baktığı evden sinirle çıktı.

"Aptal adam !" diye bağırdı. Böyle bir adamdan asla ev almazdı.

Ona resmen küçük bir evi çok pahalıya satmaya çalışıyordu. Ayrıca adam resmen ona sulanıyordu. Gözlerini devirerek hızla ilerlemeye başladı. Başka ev bulabilirdi. Evet, akşam olmuştu ve bu saate kadar hiç ev bulamamamıştı. Ama bu onun sorunu değildi.

Damla bir o yana bir bu yana salına salına gidiyordu. Çok sinirlenmişti.

Bu İstanbul ne biçim bir yerdi böyle ? Gelmemesi gerektiğini biliyordu ama Yağmur'a uyup gelmişti işte.

Kalın topuklu sarı ayakkabılarının takır takır sesiyle hızlı hızlı ilerliyordu. Renkli giyinmeyi seviyordu. Renkli desenli kumaş pantolonu ve üzerine giydiği fırfırlı kollu beyaz bluzuyla görenleri büyülüyordu.

Kalın topuklu ayakkabıları kaldırımın azizine uğramadan önce gayet heyecanla yeni bakacağı eve doğru ilerliyordu. İşte tam orda, ilerdeydi. Tam da onun istediği gibi bir evdi. Oraya doğru ilerlerken tek gördüğü şey o evdi. Ancak birden bire kaldırım taşından başka bir şey göremedi.

Yerle birleştiğinde acı ile bağırdı.

İstanbul'dan nefret ediyordu.

Birden bire bir ses duydu. Neşeli bir kahkaha sesi. Kolundan tutan sesin kişi onu kaldırdı.

"Lütfen daha dikkatli ol yoksa müşterilerimi kaçıracaksın" dedi kahkaha'nın sahibi. Kız şaşkın, utanmış bir şekilde genç adama baktı.

Kıvırcık siyah saçları, kahverengi gözleri vardı. Biraz onu inceledikten sonra utanarak cevap verdi.

"Anlamadım ? Neden müşterilerinizi kaçıracakmışım?" diye sordu.

Adam güldü. Çok güzel bir kahkaha attı. Sesi müthişti.

"Boşver, gelsene sana bir bardak su vereyim " diye onu tuttuğu kolundan çekemeye başladı.

Şaşkınca afallayan Damla adamı takip etti. Bir salona girmişlerdi. Piercing ve dövme salonu olduğunu anlamıştı. Bunu görünce direk olarak adama odaklandı. Kollarındaki dövmeleri yeni fark ediyordu. Siyah kısa kollu tişörtünün açıkta bırakan kısımlarından dövnmeleri apaçık görünüyordu. Gözlerini kırpıştırarak baktı.

Hemen ardından etrafı incelemeye başladı. Genç adamın arkasından ilerlerken etrafı hızlı hızlı inceliyordu.

Ürkütücü ama bir o kadar da güzeldi. Eğlenceli görünüyordu. Birlikte merdivenlerden çıktılar ve mutfak yazan bölüme girdiler.

"Otur" dedi gülümseyerek adam. Eliyle de sandalyeyi gösteriyordu.
Damla hemen oturdu ve ona gülümsedi.

Biraz sonra adam ona bir bardak su verdi. Damla çok susamıştı gerçekten. Suyu hemen içti ve teşekkür etti.

"Ee, bana adını söylemeyecek misin ?" dedi genç adam. Gözlerine baktı ve Damla ona gülümsedi.

"Damla, ya senin ?" Adam kollarını birleştirerek mutfak tezgahına sırtını dayadı.

"Kaan" dedi." Sonra da ona gülümseyerek "memnun oldum" dedi.

Damla ona baktığında çok garip hissediyordu. Böyle karnına ve kalbine ağrılar giriyordu.

"Çok teşekkür ederim " dedi ve ayağa kalktı."Ben gideyim"

Bu sırada Kaan hemen yaslandığı yerden ayrılarak atıldı.

ROMAN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin