*Kaçış*
~
Damla aynadaki sarı saçlarını tararken bir yandan da ağzındaki çilek tadındaki sakızı bir o yana bir bu yana evirip çeviriyordu.
Saçlarını son kez kontrol ettikten sonra keyifle gülümsedi tüm dişlerini göstererek aynadaki kendi yansımasına.
Giydiği elbiselere göz ucuyla baktı. Kararını değiştirmeli miydi değiştirmemeli miydi ? Hayır. Gayet güzel olmuştu. Böyle kalmasını karar kıldı. Kırmızı uzun eteği ve siyah, omuzlarını açıkta bırakan üstü ile güzel görünüyordu. Birden telefonu çaldı.
Melodisi odasının havasını değiştirirken telefonu göz ucuyla aramaya başladı ve masanın üzerinde duran telefonu hemen eline aldı.
"Alo ?"
"Damla hazır mısın ?" Bu arkadaşı Yağmurdu. Yağmur onun çocukluk arkadaşıydı. Ondan bir yaş büyüktü ama bu sorun değildi. Onlar kardeşlerdi. Böyle düşünüyorlardı.
"Yani, sayılır"dedi bir eliyle de fırçası ile yanaklarını pembeleştirirken.
"Tamam. Hemen aşağıda sizin evin arkasındayım. Kimseler yok. Hemen gel" dedi ve telefonu kapattı.
Damla son kez kendine bakıp evden çıktı. Topuklu ayakkabılarının sesinden başka ses duymayan Damla koşarak arka tarafa yöneldi. Saate bakan Yağmur karşısındaydı."Evet ?" Dedi Damla.
Yağmur gözlerini devirerek Damlaya baktı. Bazen Damla çok aptal oluyordu.
"Damla lütfen böyle yapma. Daha dün konuştuk. Bana unutmuş gibi bakma " dedi Yağmur. Damla düşündü. Hatırlamıyordu.
"Ne ?" Dedi Damla.
"Damla hani biz bugün eğlencenin arasından sıyrılıp İstanbul'a gidecektik ? Hatırladın mı ?"
"Ha evet !" Dedi Damla gülerek.
"Ama ben korktum. Vazgeçebilirim" dedi tekrar.
"Neden bahsediyorsun sen ? Tüm hazırlıklar tamam. Akşam tam sekizde aşağı mahalleye taksi gelecek. Ve doğru otogara !" Dedi Yağmur.
"Ayrıca sen valizini hazırladın mı ?" Dedi tekrar Yağmur.
"Evet dün akşam hazırladım ama evde. "
"Tamam şimdi sekize kadar eğlenmemize bakalım "dedi ve mahallenin eğlence yapılacak olan meydana doğru yürümeye başladılar. Yürüdükçe yoldaki kalabalık belli oluyordu. Müzik sesi gittikçe artıyordu. Eğlence damarlarına işliyordu. Yağmur elindeki çiçeği kulağının arkasına taktı. Kırmızı bir çiçekti. Damla kahkaha atarak Yağmur'un koluna girdi.
Meydana geldiklerinde eğlence ile dans eden kadınlı erkekli ortama ayak basmışlardı. Herkes eğlence ile dans ediyordu. Yağmur kahkaha ile atıldı ve dans etmeye başladılar.
Bu mahallede her ay böyle eğlenceler düzenlenir ve dans edilir. Kızlar da bu eğlence günü kaçmaya karar vermiştiler. Çünkü kalabalıkta kimse onların kaçtıklarını fark etmeyecekti. Ayrıca bu eğlence gece 1-2 gibi bittiğinden aileleri de fark etmeyecekti.
Saat sekize on beş dakika kala Yağmur dans etmeyi bıraktı ve hemen kalabalıkta Damla'yı aramaya başladı. Bir kaç dakika sonra onu bir erkekle dans ederken buldu. Eğlenen iki gencin yanına koşarak müsaade isteyerek Damla'yı ondan aldı ve bir kenara çekti.
"Hemen eşyalarını getir" dedi ve koşarak evlerine dağıldılar. Yağmur eve bıraktığı mektuba son kez göz attı. Mektupta kısaca onların kendi hayatlarına yelken açtıklarını ve onları aramamaları gerektiği yazıyordu. Dışarıdan gelen eğlenceli müziği dinleyerek valizini kaptı. Çantasını, telefonunu ve biriktirdiği yüklü miktardaki parayı aldı. Aynı şekilde Damla da para biriktirmişti. Kaçma planını çok önceleri karar kılmışlardı. Yani tam olarak Yağmur'un on sekizine girdiği gün karar kılmışlardı. O zamanlar Damla 17 yaşındaydı. Şimdi ise Yağmur 20 yaşına girmesine az bir zaman vardı. Damla ise 19 una girecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMAN KIZI
Literatura Kobiecaİki güzeller güzeli İzmirli kızlar Damla ile Yağmur'un İstanbul hikayesi... İzmir'in kenar mahallelerinden birinde yaşayan gençler enerjik ve deli dolu hayatlarını bırakıp İstanbul'un ciddiyet dolu sokaklarına adım atarlar. Bakalım bu eğlenceli kızl...