Bölüm:15

23 2 1
                                    

*Tehdit*

~

Herşeye rağmen beni sevdiğini gözlerinden anlamıyorum sevgilim. Gözlerin herşeyi açıklıyor. Haklısın.

Ama ben beni sevdiğini gülümsemenden anlıyorum. Belki de en çok gülümsemeni sevdiğim içindir. Sen güldükçe sanki 'seni seviyorum' diyorsun bana..

İnsanlar ne derse desinler. Ben seni seviyorum. Sende beni sevdiğini gösteriyorsun.

Bundan sonra hangi zorluklarla olursa olsun seni bırakmayacağım.

"Sonunda yeniden kalbime yağmurundan verdin sevgilim" dedi Ufuk onun boynuna kafasını yaslarken.

"Çok susmamıştım" dedi sonra. Boynu ıslanmaya başlamıştı Yağmur'un.

"Lütfen ağlama " dedi Yağmur. Kafasını kaldırdı Ufuk ve ona baktı kızaran gözlerle.

"Ağlamanı değil gülmeni istiyorum." Dedi. Ufuk ona baktı ve gözlerini kapattı.

"Beni senin güldürmen lazım"

"Pekala ne yapabilirim ?"

"Biliyorsun zaten" dedi Ufuk ve Yağmur düşünmeye başladı.

Aklına bir kaç gün önce olanlar gelmişti.
*****
Sen hep böyle gülsene" dedim gülerek. Çünkü onun gülümsemesi en dertli insanı bile mutlu ederdi. Ya da bana öyle geliyordu. İnsan sevdiğini güzel görürdü. Benim gözlerim onu böyle harika yapıyordu.

"Sen beni böyle öpmeye devam edersen gülerim tabi" dediğinde kızardım.

*****

Yağmur aklına gelenlerle kızardı. Tıpkı o günkü gibi. Bunu fark eden Ufuk gülmek istedi onun bu haline. Ama kendini tuttu. Çünkü birazdan, gülmezse çok güzel şeyler olacaktı.

Yağmur gözlerini kapattı ve yapabilirim dedi. Ne vardı ya ? Bir kere de o öperdi. Bişey olmazdı. Kendini topladı ve yaklaşarak Ufuğun dudakları üzerine kapandı.

*

Gözde eve girdi ve kendine sıcak bir kahve yaptı. Kahvesini neşe ile içerken bir yandan da partinin ne kadar sıkıcı olduğunu düşündü. Partiye o da gitmişti ama o hemen geri gelmişti. Çünkü çok vasattı. Ayrıca Ufuğu nasıl tanıyacaktı ?

O maske takarken onu asla tanıyamazdı. Çünkü o bir Yağmur değildi.

Çünkü o aşık değildi. Bunu bilmiyordu. O sadece saplantılı biriydi.

Annesi neredeydi acaba ?

Babası uyuyordu, hemde salonda. Bu adam ne zaman akıllanacaktı ? Tembellikte zirve yapmıştı. İşe bile gitmiyordu. Annesi ise şirket sahibiydi. İşte böyle zıt karakterler birleşmişti.

Annesinin odasına baktı ama orada yoktu. Bu saate evde olmalıydı.

Çalışma odasında olabilir diye düşünerek sessizce odaya doğru ilerledi. Kapıyı sessizce açtı. Sarı saçları görünüyordu. İçerideydi. Bilgisayar başına geçmiş heyecanlı heyecanlı klavyeye basıyordu. Ne yapıyordu acaba ?

"Anne ne yapıyorsun ?" dedi birden bire. Annesi korku ile bağırdı.

"Kız ödüm koptu. Sessizce girmesene içeri !" diye bağırdı. Sonrada güldü.

"Önemli işlerim var. Gel bakalım " dedi yanına çağırarak. Gözde annesinin yanına yaklaştı ve bilgisayara baktı.

"Anlattığın şeyler sonucunda o kızı biraz araştırmaya karar verdim."

ROMAN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin