*Karmaşa*~
Eve geç bir saate vardılar. Cansu rahat rahat evde uyuyordu. Onlar da hemen uyumaya karar verdiler ve yatağa başlarını koyar koymaz uyudular.
Yağmur gece kendine bir mesaj geldiğini duydu ama uykusunu bölmedi.
Sabah olduğunda kahvaltılarını yaptılar. Kahvaltı sırasında Damla'nın teyzesi durmadan elindeki telefonla uğraşıyordu. Damla, Yağmur'u kolu ile dürttü.
Yağmur ona baktı. Damla teyzesini göstererek güldü. Aynı şekilde Yağmur da güldü.
Bunu fark eden kadın hemen başını kaldırdı ve onlara ters bir bakış fırlattı.
"Ne oluyor ? Komik bir şey mi var ?"
"Yok teyze sen Kahraman Bey'le ilgilenmene bak " dedi Damla. Teyzesi sinirle ayağa kalktı.
"Ne diyon kız sen ?"
"Damla hemen masadan fırladı gülerek.
"Haklıyım değil mi ?" dedi Damla.
"Gel Yağmur biz onu yalnız bırakalım "Yağmur gülerek masadan kalktı ve Damla ile birlikte eve girdiler.
Yağmur telefonunu aldı.
"Yağmur ! " diye bağırdı Damla. Yağmur ona döndü. "Ne ?"
"Yok bişey " dedi ve gülmeye başladı. Yağmur göz devirdi ve telefonuna odaklandı. Bir mesaj vardı.
Mesajı açacakken telefonu çaldı. Bilmediği bir numara onu arıyordu.
Telefonu açtı.
"Alo ?"
"Alo, Yağmur sen misin ?"
Bu sesi nerde olsa tanırdı çünkü onu büyüleyen sesti.
"Evet Ufuk, benim" dedi, fark etmeden yüzünde oluşan gülücükle.
"Nasılsın ?"
"İyiyim teşekkür ederim sen ?"
"Bende iyiyim, ben şey için aramıştım; eğer bugün müsaitsen..."
Yağmur heyecanla söyleyeceği şeyi bekliyordu.
"Bugün işin yoksa birlikte yemek yeriz diye düşünmüştüm " dedi Ufuk.
Aslında bir kaç gündür onunla yemeğe gitmek istiyordu Ufuk. Ama bunu söylemeye hiç fırsatı olmamıştı.
Yağmur'un bugün pek işi yoktu. Ama onunla gitmek istediğine emin değildi. Bir tarafı ise onunla yan yana olmak istiyordu. Hem onu daha yakından tanımak istiyordu.
"İşim yok" dedi Yağmur. Görmeyeceğini bilse de gülümsemişti ona.
"Yani birlikte bir akşam yemeğine evet mi diyorsun ?" diye sordu.
"Evet" dedi gülerek Yağmur. "Evet diyorum "
"Harika ! Akşam altıda almaya gelirim seni " diye söylendi ve telefonu kapattı. Yağmur neşe ile gülümsedi.
Onu seviyordu.
*
Cansu, Kahraman Bey'in arabasına bindi sabah erken saatlerde. Onunla özel olarak konuşmak istediğini söylemişti. Zaten onlar uzun süredir tanışıyorlardı. Artık zamanı gelmişti.
"Bana ne söylemek istiyorsun ?" dedi Cansu arabadan indikten bir kaç saniye sonra. Geldikleri yere baktı. Bir derenin yanındaydılar ve ormandaydılar. Burası da neresiydi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROMAN KIZI
ChickLitİki güzeller güzeli İzmirli kızlar Damla ile Yağmur'un İstanbul hikayesi... İzmir'in kenar mahallelerinden birinde yaşayan gençler enerjik ve deli dolu hayatlarını bırakıp İstanbul'un ciddiyet dolu sokaklarına adım atarlar. Bakalım bu eğlenceli kızl...