Oyun Değil , Anlaşma...

1.5K 88 22
                                    

Benim gibi isim hafızası kötü insanlar olduğundan;

Kim Ji Young ; ana karakter.

 Kim Tae Hyun ; Ji Young'un abisi.

Cha Seung Yoon ; Ji Young'la ilgilenen , evdeki görevli.

Lee Jung Woo; Ji Young'un okulundaki çocuk.

 Aklımda olan tek şeyi söylemiştim. Etraftakilerin duyamayacağı kadar kısık bir sesle;

'' Bir oyuna var mısın?'' Karşımdaki kızaran çocuk nerdeyse Seung Yoon' dan daha tatlıydı. Bu düşünce garip hissetmeme neden oldu. Sanki birisini aldatıyormuşum gibi. Saçmalık! Seung Yoon sadece benim oyuncağımdı , daha fazlası değil.

'' N-Ne?'' dedi kekeleyerek , ya heyecanlanmıştı yada korkuyordu. Umursayan kimdi ki ? En tok ses tonumla açıkladım.

'' Seni korumam karşılığında benimle oynayacaksın.'' dedim. Daha da kızarmıştı. Aslında bahsettiğim şey onun için bir anlaşmaydı benim içinse bir oyun... Daha fazlası olamazdı zaten. Müsade edemezdim. Eğer kendimi korumak istiyorsam , zaten etmemeliydim.

 Sonra beni sinirlendirecek bir şey yaptı. Kollarımın arasından kurtulmak için beni itti ve Merdivenlerden koşarak uzaklaştı. Eğer başkası olsaydı merdivenlerdeyken omuzundan tutar ve bedenini merdivenlere çarpıtırdım. Ama yapmadım , sonuçta onunla oynamak istiyordum. İstediğimi almadan ona zarar vermeye niyetim yoktu. Etraftaki kızların gülüşmelerini duydum. Sadece kızlaar değildi erkeklerde vardı aralarında. Zaten sinirli olan benim önümde böyle Bir şey yapmaları çok tehlikelıydı. Arkamda çember halinde dizilen çocuklara baktım. Gözüm daha demin Jung Woo ya sürtünen büyük göğüslü kızla buluştu ve o , gülüyordu. Bana gülüyordu. Böyle bir sürtüğü yatmak için bile kullanmazdım. Sarf edeceğim efora yazık olurdu. Sinirle kolundan tuttum ve duvara yasladım.  Etraftakiler kızdan daha seslı çiğlık atmıştı. Duyan da birisini dövdüğümü düşürdü. Birnevi öyle sayılabilirdim.Tam anlamıyla ona dayanmıştım . Ağzından çıkan inlemede bunun bir kanıtıydı . Sadece yaslanıyor olmama rağmen inlemesi garipti. En azından onun gibi birisi için . Yoksa gösterip vermeyenlerden miydi ? 

 Bir elim duvara dayalıyken, kolumu boğazına koymuştum. Bu , onun tam anlamıyla duvarla aramda sıkışmasına neden oluyordu. Tehtitkar bir ses tonuyla konuştum. Herkesin duymasını istiyordum ama bunu istediğimi bilmelerini istemiyordum. '' Eğleceli miydi? '' dedim. Sesli yutkunmuştu. Hatta yukunmaya çalıştı demek daha doğru olur.   Çünkü boğazındaki kolumu bastırıyordum.  Yüzü kızarmaya başlayınca , bedenini fırlatırcasına bıraktım ve müdürün odasını aramak için merdivenlere yöneldim. Kızın sesli nefes alış-verisini duyabiliyordum ve tabi , ona yardım etmeye çalısanların konuşmalarını da.  İlk günden babamın yüzünü görmeme neden olacak bir sorun istemiyordum. Arkama bakmadan yerdeki çantamı alıp merdivenlerden çıkmaya başladım. Müdürün benimle görüşmek istediği söylenmişti. Babam okula yatırım yapan birisi olunca doğal olarak ona yaranmak için , onun biricik oğlu olduğumu düşündüğü benle görüşmek isteyecekti. Okulun raharlatıcı bej duvarları arasında yürüyerek müdürün odasına doğru yöneldim.

 Son sınıf olduğum için sınıfımız üst kattaydı. Kapının önünde yanımdan ayrılmayan müdürle birlikte duruyordum. Okulda pıercingin yasak olduğunu ama istersem kullanabileceğimi söylemişti. Her nekadar babamının parası sayesinde bu ayrıcalığı kazansamda , sonuna kadar kullanmaya kararlıydım. Müdür kapıyı benim için açtığında sınıftaki tüm gözler üzerimizdeydi. Bunu hissetmek için bakmaya gerek yoktu. Benim normalde yasak olan görünüşüm ve yanımdan ayrılmayan müdür sayesinde herkes şimdiden onlarla aynı düzeyde olmadığımı anlamıştı. İçeri girdiğimde arkamdan gelen müdüre doğru eğilip, fısıdayarak '' Gitmelisiziniz. '' dedim. Çünkü bıraksaydım benimle yatağıma kadar gelebilirdi. Yüzümdeki gülümsemeye, gülümsemeyle karşılık verdikten sonra sınıftan çıktı. Sınıftaki öğretmen güzel, genç  bir bayandı ve vücuduma delici bakışlar atıyordu. 

Yalanlardan OyuncakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin