Yalanlardan Oyuncak

Geçmiste Sakli Kalan...

Merhaba ... Hikayenin başında da yazdığım gibi her bölümde smut tarzı bir şey olmayacak ama yinede birşeyler yapmaya çalıştım. İlk boy x boy hikayem olmakla birlikte ikinci hikayem olduğu için tavsiyelerinizi söylerseniz sevinirim. Eksiklerimi yani.. Tamam sustum ..Ha bide çok bi şey beklemeyin :D

OKURKEN : Japonca muzik dinleyebilenlerin muzigi acmasi onerilir. from yazar :D Tabi youtube kapaliysa şarkının adı ; miyavi - itoshi hito

Bu sefer kravatını kendime doğru çekerek , dudaklarını dudaklarımla sardım. Boşta kalan elime onun göğüsünde gezinmesi için izin verdim...

Bu sefer ki onu ilk öptüğüm zamandan farklıydı. Dudaklarının sonradan kızarmasını sağlayacak kadar sertti. Dilim onun diliyle oynayıp ulaşabildiği her yerde iz bırakmaya çalışırken , ğöğüsünde gezinmesine izin verdiğim elimi yakasına doğru yöneltmiştim. Nefessiz kalmış bir şekilde dudaklarımı ayırdım . Kravatını tutan elime yardım eden diğer elimle birlikte, kravatını olabildiğince çabuk çıkardım. Gömleğinin her düğmesini tek tek açarken , dişlerimi kulak memesiyle buluşturdum. Kulak memesini ısırmamla , çığlığa benzer bir sesle inledi. Onun üstünde ; ellerim gömleğindeyken yüzümü boynuna gömmüş bir şekilde duruyordum. Boynunu emerken zevk aldığı noktayı bulmak için uğraşıyordum. Omuzlarıyla boynunun kesiştiği noktaya geldiğimde , duyduğum inlemeyle aradığım yeri bulduğumu anladım. Gömleğindeki düğmeleri açınca omuzuna öpücükler kondurarak ilerledim. Kafamı kaldırıp zevkten kızarmış yüzüne baktıktan sonra , sertleşmiş göğüs uçlarıyla oynamaya başladım. Göğüs uçalarının şekline uyum saglayarak , dilimle daireler yapıyordum. Yaptığım her daireden sonra biraz emiyor ve ritmik bir şekilde buna devam ediyordum. Tatlı ! Diğer elimi karnında gezdirip işaret parmağımla göbek deliğinin etrafında dolandıktan sonra , kemerine yöneldim. Dudaklarımı emmekte olduğum gögüs uçlarından hafıfçe uzaklaştırdım. Dudaklarımı uzaklaştırmama rağmen, az önce dudaklarımın orda olduğunu belirten renksiz sıvı hala aramızdaydı. Kemerini açtıktan sonra elimi pantolunundan içeri sokup , sertleşmiş olan erkekliğini , onu kaplayan kumaşın üstünden ovdum. Bana bahşettiği şey küçük , tatlı bir inlemeydi. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda elini erkekliğinin üstünde gezdirmeye devam ediyordum. Zevkten kızarmış olan yüzünü aydınlatan, kısılmış mavi gözlerine baktım. Bioseksuel olsamda, şuanda sadece oynadığım için onun kadar zevk almıyordum. Duygudan yoksundu . Bu sadece , seksti.

Nefesimi bedeninden hissedemediğinden olsa gerek , kısılmış gözlerini açıp bana baktı. Kıvırcık siyah şaçlarını süsleyen mavi gözleriyle çok tatlıydı. Kırmızı-siyah çarşafların sardığı bedeni : başkalarının karşısında sert görünsede , benim karşımda sahibine bağlı yavru bir köpekten farksizdi. ((( yn. Bu sahip kim acaba ? ))) Öylede olmaliydi. Gurullandım! Gözlerimi kapatıp, zevkten çıkardığı sesleri dinledim. Ta ki o sesi duyana kadar..

'' Sonuna kadar gidelim mi Jiyoung ? '' Nefes nefese kalmasına rağmen , sefkatini koruyan o ses... Abimin sesi...

Onun sesini duymanın verdiği şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Birkaç saniye önce karşımda duran mavi gözler gitmiş , dalgalanan kahverengi gözler gelmişti. 5 yıl önceki anılarımda kalan hali bana bakarken mutluydu. Unutmuşum ! Dalgalanan gözlerini.. ve yaşını.. Benden 5 değil 4 yaş büyüktü. Onu unutmaya çalışsamda bukadarı fazlaydı. Neden ?

- Çünkü o sana ihanet etti! Nedeni bu...

Hayır! Yıllarca kendimle savaşmıştım. Onun bana ihanet ettiği gerçeğini bilsemde, bildiğimin yanlış olduğuna inanmak için savaşmıştım.

'' Ji young? '' Ses abimindi. Onun sadece benimle konuşurken kullandığı şefkatli ses tonuyla beraber...

Hayır! Ondan nefret etmeliyim! Onu unutmalıyım...