Dokunsal - Part 1

894 63 87
                                    



Kim Ji Young ; ana karakter.

Kim Tae Hyun ; Ji Young'un abisi.

Cha Seung Yoon ; Ji Young'la ilgilenen , evdeki görevli.

Lee Jung Woo; Ji Young'un okulundaki çocuk.


'' Senin suçun değil. Ji Young .'' beni avutan sesi tıpkı o günkü gibi gizlice korumacılıkla sarmalanmıştı. Sarılışı bile herkesden farklıydı. Beni yatağa yavaşça koyduğunda başımı göğüsünden ayırıp etrafa baktim ve onun odasında olduğumu anladım. Küçükken onun için yaptığım resimler asılıydı duvarlarında... Onunla olan resmim ise komidinin üstünde duruyordu. Herşeyi nasıl unutabilmiştim? Okadar da şaşırmamalısın diyordu iç sesim. Haklıydı da . Hayatımda ki en değerli kişinin kim olduğuna bile karar veremeyen birisiydim ben...

Bencildim. Abimin bana karşı bu kadar iyi olmasıysa daha kötü hissetmeme yol açıyordu.

'' Her şeyi unut. '' dedi gözlerime bakarken. Sanki daha derinlerimi görmek istiyordu. Ona bile göstermediklermi görmek istiyordu. '' Sadece ikimiz varız. '' iyice yaklaşmıştı bana. Yatakta oturur pozisyonda duruyordum. Hatta abimin kucağımda oturuyordum. Bu düşünce bile kulaklarıma kadar kızarmama yetmışti. Evet ,Jung Woo ' yu öpmüştüm. Evet, Seung Hoon ile birlikteyken mutluydum. Ama bunlar doğal sayılmazmıydı ? Kim direk olarak kimi sevdiğini bilebilirdi ki zaten. Abimin dediğini yapacaktım. Herşeyi unutacaktım. Hep abimin dediğini yapardım zaten.

Bana yaklaşan kahverengi gözlerine önceden olduğundan farklı bir şekilde bakıyordum. Kormadan. Utanmadan. Onun bana yaklaşmasını beklıyordum. Sabırlıydım , en azından şimdilik. Bekleyebilirdim , çok uzun sürmedikçe. Ama kalbim biliyordu. Şu anda abimle beraber olmam onu şeçmemeden değildi. Onu da seviyordum. Tıpkı Seung Hoon gibi.. NE? Saçmalamaya başlamıştım ve abimle olan anı bozmak üzereydım. Yavaşça kulağıma fısıldadı. '' Sadece ben varım. '' diyerek. Sanki hipnoz oluyordum.Ona çok kolay teslım oluyordum. Çünkü suçlu hissediyordum. Onu istiyordum. Çünkü o benim abimdi. Bakirliğimi alan kişiydi.

Kulağıma verdiği nefesi huyalanmama neden olurken istem dışı nefesimi tumuştum. O bana dokunurken tüm endişelerim kayboluyordu. Ona karşı neden bu kadar savunmasızdım ?

'' Sen ve ben . '' diye fısıldadı tekrardan. Kulak mememi ısırdığında gözlerim şaşkınlıktan açılmıştı ve şuanda onun kucağında oturuyor olduğum gerçeğiyse kızarmama eden oluyordu. Tekrar gözlerime baktı. Kızarmış yüzüme bakıp gülümsüyordu. Kahverengi gözleri eskisi gibi dalgalıydı. Bu beni sevindiriyordu. Onun eski haline benziyor olması beni sevindiriyodu. Yüzü iyice yaklaşırken dudakları dudaklarımı kapattı. Dilini içeri sokması için ağzımı açtığımda gülümseyerek geri çekildi.

'' Öğrenmişsin. '' gülümsüyordu ve gülümsemesi herzamanki gibi mükemmeldi. Çünkü onun gülümsemesi özeldi. Bana özeldi. Gülümseyerek karşılık verdim. Onun gülümsemesine kim karşı koyabilirdi ki ? Dudaklarının dudaklarımla buluşması uzun sürmemişti. Dudakları yumuşaktı ve benim çok sevdiğim bir tada sahiptiler. Öpüşü derinleşiyordu. Dudakları dudaklarımı renksiz bırakacak kadar baskı uygularken dili ağzımın içinde dolaşıyordu ve ben bunu seviyordum. Onun bana eskisi gibi dokunmasını seviyordum. Dudaklarımdaki dudakları benden uzaklaşırken bana üzülmek için vakit bırakmadan boynumla birleşti. Boynuma değen dili sıcaktı. Tabiki bende sıcaktım. Boynumdaki islaklık yavaş yavaş aşağıya doğru yöneliyordu. Öpücükleri bile sertleşmişti. Sanki açtı... Onca yılın acısını çıkarıyordu. O sertti ama bu beni tatmin ediyordu. Onun beni özlediğini gösteriyordu. Üstümdeki penyeyi kollarımdan yukarıya çekip üstümden çıkardı. Dudakları göğüsümü öpüyordu ve ben kesik kesik nefesler alıyordum. Nefes alış verişlerimiz odadaki en güçlü seslerdi. Gögüs uçlarımla buluşan dili öncekinden farklıydı. Eski Tae Hyun değildi . Karşımdaki kişi bana dokunmaya açtı ve bunu belli etmekten çekinmiyordu. Gögüs uçlarıma sert darbeler indirirken istem dışı sessizce inliyordum. İnlemelerim abim yavaşça aşagıya inmeye başladığında artmıştı. Ama dudaklarını tekrar tatmak istiyordum. Kafasını kaldırıp yüzüme bakmaya zorladım. Gözlerinden gözlerimi ayırmadan yavaşça ona yaklaştım. Sonuçta aşk gözlerden gelirdi.

Yalanlardan OyuncakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin