10.Bölüm

107 5 0
                                    

Okurken Nil Karaibrahimgil'in Kek şarkısını dinleyin.Benden tavsiye ;)

Multimedya'da Melis ve Evren'in pastası var. :))  :*

Bende artık gülmeye başladığımda aniden beni kucağına aldı."Hadi bakalım kırmızı çilek iş başına."

Sonunda mutluydum ve istediğim,sevdiğim adamın kolları sıkıca beni sarıyordu.Şans yavaş yavaş banada gülmeye başladı.

Merdivenlerden aşağı inerken hala onun kucağındaydım. Evde sadece benim kahkahalarım yankılanıyordu.Onun o eşsiz gülümsemesi yüzünde yayılırken uzanıp yanağındaki gamzeye ufak bir öpücük kondurdum.Bunu nasıl yaptım benim bile hiçbir fikrim yoktu.Yüzüm yanmaya başladığında kızardığıma emindim.Nasıl bu kadar yüzsüz olabiliyorum diye kendi kendime kızarken yüzümdeki gülümseme bir an dondu.Evren bir şeyler olduğunu anlamış olmalı ki yüzüme ne olduğunu sorar gibi bakıyordu."Sen yoksa şu daha demin ki masum öpüş yüzünden mi yine çileğe döndün?"dediğinde daha da çok kızardım sanki daha fazlası mümkünmüş gibi ama artık kırmızıdan bordoya döndüğüme emindim.Mutfağa girdiğimizde beni tezgaha oturttu.Yüzlerimiz o kadar yakındı ki nefeslerimiz birbirine karışıyordu.Gözleri gözlerimden ayrılıp dudağıma yöneldiğinde "Bakalım daha ne kadar kızarabiliyorsun? der demez dudakları tutkulu bir şekilde dudaklarımı örttü.Ne denirdi bu öpüşe hah evet şehvetli bir şekilde öpüyordu.Dudaklarını dudaklarımdan ayırdığında "Yarısıda pastadan sonraya kalsın ne dersin minik?"dedi.Ben ne yapmam gerektiğini bilmediğim için utanmamında verdiği etkiyle hızlıca tezgahtan inmeye çalıştığımda Evren güçlü kollarıyla belimi kavrayıp yavaşça beni yere bıraktı.

"Hadi bakalım iş başına Evren Bey." derken çekmeceden 2 tane önlük çıkardım.İkimizde önlükleri bağladıktan sonra ben pasta için gerekli olan malzemeleri tezgaha çıkarmaya başladım.Evren'de tezgaha yaslanmış bir şekilde beni izliyordu.Tüm malzemeleri çıkardıktan sonra mutfak tartısını çıkartıp mazlemeleri tartmaya başladım.Evren ne yaptığımı anlamayan gözlerle bana bakıyordu.

"Bu kadar ayrıntılı yapmak zorunda mıyız?Ben acıktım." dediğinde ona cevap verdim."Evren tatlı yapmak sanat gerektirir.Tek usta olduğum ilgi alanı bu ,lütfen karışma."

Ben bile bu kadar ciddi konuşmuş olmama şaşırırken Evren gülmeye başladı.Ne yani komik bir şey mi söylemiştim ben?Ona ters ters bakış atarken "İstersen yardım et.Sözde beraber yapacaktık." dedim.

"Ben yardım edeceğim dedim ama yerken minik.Ben yemek yapmaktan ne anlarım ya?" Bu sefer sinirlenmiştim.İnsanlar yemek yapmayı nasıl bu kadar basit hale getirebiliyorlar anlamıyorum.Herkes yemek yapmayı ihtiyaç olarak görüyor ama bana göre sanatın bütün dallarının bir arada olduğu bir şey.Çünkü ben yemek yaparken kendimden geçiyorum.Nasıl desem çatal ve tencerelerle açıp dinlediğim şarkıya ritim uyduruyorum,aynı sırada şarkı dinlerken dans ediyorum.Bana göre mutfak farklı,huzur verici bir yer.Ne zaman sinirli üzüntülü ya da mutlu olsam hep yemekler,tatlılar yaparım.İşte bir sanatta burda bir ressam nasıl yaptığı resme boyaları bir ahenkle katıyorsa bende yemek yaparken malzemelerin ahengine dikkat ediyorum.Yani benim boyalarım yemek malzemeleri tuvalimde tencerem.Ben bunları düşünürken Evren'e hiçbir şey söylemedim.Sinirli olduğumu anlamış olacak ki "Neyin var Melis?Neden sinirlisin? diye sordu."Nerden çıkardın sinirli olduğumu?Ben sinirli falan değilim."derken sesim ifadesizdi."O yüzden mi kaşlarını bu kadar çattın.Hiç inandırıcı değilsin güzelim."

Yavaş yavaş yanıma gelmeye başladı.Arkama gelip ellerini belime doladı.Çenesini omzuma koyup ne yaptığımı incelemeye başladı.Mikserle hamuru çırparken elini mikseri çırptığım elimin üstüne koydu ve okşamaya başladı.Birazcık olsun rahatlamıştım.Rahatladığımı anladığında mikseri elimden aldı ve o çırpmaya başladı.Gözlerimi ona diktiğimde o dikkatli bir şekilde miksere bakıyordu.Diğer malzemeleri almak için belimdeki elinden kurtulacakken beni sıkıca kendine bastırdı.Elimi alıp kendi elinin altına koydu.Bir eliyle mikseri tutarken belimdeki elinide kabın üstüne koymuştu,benim elimin üstüne.İkimizden kabı tutarken o çırpmaya devam ediyordu."Evren diğer malzemeleri koyma sırası geldi" dediğimde elimi serbest bıraktı.Yavaşça unu koymaya başladığımda birden un kutusu elimden kaydı.Tezgahın üstü un olmakla beraber benimde bütün üstüm un olmuştu.Evren bu halime kahkaha atarken tezgaha doğru eğilip bütün nefesimle tezgaha üfledim.Evren'in üstüde bembeyaz olurken bende kahkaha atmaya başladım."Demek meydan okuma öyle mi?Şu pasta bitsin görüşeceğim ben seninle." O bunları söylerken ben hala gözümden yaş gelene kadar güldüm.Biraz sinirli gibiydi ama o da bu halimize bakıp gülmeye başladı.İkimiz gülerken fırın ötmeye başladı.Pasta hamurunu fırına koyar koymaz krema yapmaya başladık.Kremayı yaparken etrafa mutağı muhteşem kokular sarmaya başladı.İkimizde birbirimize bakarken Evren dilini dudaklarının üstünde gezdirdi,hani insanın canı bir şey çektiğinde yapar ya tam da o şekilde."Çok acıktın dimi?Dur bakalım sana ne ayarlayabiliriz"derken buzdolabından krem peynir ve salam çıkardım.Tost ekmeğine krem peynir sürdükten sonra üstüne salam koydum.Evren'in yanına gidip ekmeği verdiğim sırada eline almak yerine ağzını açtı.Anlaşılan benim yedirmemi istiyordu.Ağzına doğru götürürken birden dudaklarını kapadı."Hadi ama Evren daha çilekleri keseceğim."

GERI DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin