8.Bölüm

127 5 2
                                    

Kısa bilgi:Canişkolarım şarkıyı sonlara doğru açarsanız muhteşem olur.

Günün zor geçeceğini anladığım için güçlü gözükmem gerekiyordu.Tuna böyle bakarken güçlü olabilir miyim hiçbir fikrim yoktu.Tuna'yı kandırmış gibi hissediyordum o yüzden ne yapıp ne edip Evren'e çaktırmadan Tuna'yla bugün konuşmam gerekiyordu.Evet bu iyi fikirdi ama nasıl yapacaktım.Birden aklıma bir fikir gelince sırıtmaya başladım.Evren'de bana deliymişim gibi bakarken neden güldüğümü sordu.Benim verdiğim cevap karşısında çok tatmin olmamıştı.Aklıma bir anımın geldiğini söylemiştim.Biliyorum bu klasik bir fikirdi ama aklıma başka bir şey gelmedi.Yavaş yavaş sınıfa doğru giderken Evren'e çaktırmadan Tuna'ya mesaj attım.

Biliyorum bana sinirlisin ama konuşmamız lazım.Okuldan erken çıkalım.Çıkışta çok bekletme yoksa bunu sana ödetirim :)

Mesajı attığımda yavaşça arkamı döndüm ve Tuna'nın mesaj okurken dudaklarının kıvrıldığını gördüm.Sanırım gelecekti.Sınıfa girdiğimizde bütün gözler üzerimizdeydi özellikle de kızların.Hiç aldırış etmeden yerime yürürken Merve bana göz kırptı.Ona anlatmam gereken o kadar çok şey vardı ki.Merve yanıma oturdu ve benden açıklama bekler gibi bir hali vardı.Ona sonra, tek başımızayken anlatacığımı söylediğimde daha çok heyecanlandı.Ders zilinin çalmasıyla hoca geldi ve sıkıcı bir felsefe dersi yaptık.Sayısalcının felsefeyle ne alakası var hala anlamış değilim.Neyse ki uyumak için uygun bir dersti.Dün gece huzurlu uyumuştum ama sürekli uyanıp durmuştum sanki Evren her an gidecek gibiydi.Korkuyordum onu yeni yeni kazanmaya başlamışken beni tamamen terkedip gitmesinden ölesiye korkuyordum.Bana ne yaparsa yapsın onu bırakmayacaktım.Bana bu kadar sığınmışken nasıl bırakabilirdim? Onun o güven duygusunu ilk defa bende tatmasını her şeyden çok istiyordum.Ama özellikle bir şeyi çok merak ediyordum.Neden bu kadar acımasız ve güvensizdi?Hayatında derin bir yarası olduğunu gözlerine baktığımda anlıyordum ama henüz bu yarayı çözmüş değildim.Nasıl öğreneceğim hakkında bir fikrimde yoktu ama yapacaktım onu hayata geri kazandırmalıydım.Ben bunları düşünürken ilk ders neyse ki bitmişti.Teneffüs zili çalınca telefonuma baktım.Mesaj gelmişti.Okumaya başladığımda tekrar o aptal gülüşüm yüzüme yayılmıştı.Neyse ki Evren arkadaşlarıyla birlikte sınıftan çıkmıştı.

Gelirim ama bir şartım var eğer yaparsan gelip gelmemeyi düşünürüz prenses. -Tuna

Bunu okurken onun şartını çok merak ediyordum.Ukala manyak nasılda kendini hemen naza çekiyordu   ama onu arkadaş olarak gerçekten seviyordum.Mesajı okuduktan sonra tekrar mesaj attım.Mesaj atarken kendimde istemsizce gülüyordum.

Aaa içindeki ukala ortaya çıktı sanırım.Söyle bakalım şartın ne?

Mesajı attığımda cevabın gelmesini beklerken yanıma biri oturdu.Bu kokuyu çok iyi tanıyordum,Ozan'ın kokusu.Dönüp ona bakarken sanki beni çözmeye çalışır gibi bir hali vardı.Bakışları oldukça soğuktu.Telefonum titrediğinde Tuna'dan mesaj geldiğini anladım ama ortada daha önemli bir konu vardı.Şu an mesajı düşünemezdim.Bende Ozan'ı incelemeye başladığımda işerin ters gitiiğini anlamıştım.Bana neden böyle baktığını sorduğumda buz gibi bir sesle nasıl baktığını sordu.Sesindeki imadan bile içim titremişti.Onu çok iyi tanıyordum kesinlikle bir terslik vardı.Tanıdığım 10 yıl boyunca onun bu ses tonunu hiç duymamıştım.Benden tiksinir gibi bakıyordu.Artık dayanamıyordum.

-Tamam yeter artık.Ne olduğunu söyleyecek misin?

-Evren'in söyledikleri doğru mu?

Evren'in neler söylemiş olabileceğini düşündüm ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu.Onu bu kadar kızdırazak ne söylemişti?

GERI DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin