12.Bölüm

76 4 0
                                    

Multimedya'da hikayemizdeki kahramanlarımızın resimlerinden bir gif hazırladım ve bayada uğraştım eğer bakarsanız çok mutlu olurum :) Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Sizi çooook öpüyorum.Son olarak diğer hikayem olan Günaha Davet'ede benim sayfamdan ulaşıp bir göz atarsanız çok mutlu olurum :)) 

Masaya yaklaştığımda Tuna'yla kızın bizim masada oturduğunu gördüm.Hemde Tuna benim yerime oturmuştu.Ne demiştim ben günümün iyi başladığını söylemiştim değil mi?Hah işte bunları söyleyen dilimi eşek arısı soksun ya.Yine uzun ve zor bir gün bizi bekliyordu.

Evren ve Tuna'nın yanına yaklaşırken avuç içlerim terlemeye başlamıştı bile.Evren'e gözümün ucuyla baktığımda nasıl bu kadar umursamaz gözükmeyi başardığını düşündüm.Sanki dün gece yaşanan olaylarla alakası yokmuş gibi.İçimde ufaktan sinir tomurcaklarının serpildiğini hissettim.Yanlarına oturduğumda Evren benim sandaldeyimi sert bir şekilde yanına çekti ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu.Ben bu yaptığına hiç tepki vermezken Tuna'nın yanındaki sürtüğün kıkırdadığını duydum.Kıza dönüp baktığımda Tuna'yla birbirlerinin resmen dudaklarını yiyiyorlardı.Dünden önce beni sevdiğini söyleyen çocuk şimdi başka kızla iğrenç şeyler yapıyordu.Tamam Evren'le bende böyle şeyler yaptık ama bizimki 1 günde olan bir şey değildi sonuçta ben bu çocuğa 3 yıldır aşıktım yani.

"Evren kalkalım mı artık?Okula geç kalmak istemiyorum." Bunu söylediğim sırada ayağa kalktım.Evren'de benimle aynı anda ayağa kalktı.

"Hiç güleceğim yoktu.Evren Yıldız bir kızın sözüyle hareket edecek adam mıydı be?" Tuna'nın masaya gelme amacı belli olmuştu.Evren'i kızdırıp kavga çıkartmak istiyordu ama Evren öyle ergen tipler gibi böyle oyunlara gelecek çocuk değildi,ne mutlu bana.Evren bileğimi güçlü parmaklarıyla kenetledi.

"En azından ben bana değer veren bir kızı yüzüstü bırakıp,hiç bir mücadelede bulunmadan bir korkak gibi kaçmadım." Evren bunları söylerken elleri sahiplenirmişçesine bileğimi daha da sıkı kavradı.Beni peşinden götürürken son kez Tuna'nın gözlerine baktım.Gördüğüm derinlik başkaydı tamam belki yüzeyde öfke vardı ama en derinlerde pişmanlığı gördüm.Kafeden dışarı çıktığımızda Evren içinde tuttuğu sinirle arabaya tekme attı aynı anda ağzının içinde de  küfürler savuruyordu."Piç kurusu,fahişenin evladı,aynı kandan olduğumuza inanamıyorum."

Evren'in söylediği şeyi algılamam bir kaç dakikamı almıştı."AYNI KAN" Evren'le Tuna akraba mıydı?

"Evren bana yalan söylemeden direk cevap ver!Tuna senin neyin oluyor?" Sorduğum soru karşısında afallamış bir ifadesi vardı.

"Bu nerden çıktı Melis?Onun gibi bir piç benim hiçbir şeyim olamaz." Evren bunları söylerken gözlerinden hatta sesinin tonunda bile bir şeyleri gizlediği belli oluyordu.Benim soru soracağımı anladığı sırada işaret ve orta parmağını dudağıma bastırdı ve konuşmamı engelledi."Şştt.Şimdi değil Melis daha hazır değilim." Sesinden çaresizlik içinde olduğunu sezmiştim.Belli ki önemli bir konuydu ve Evren bile yüzleşmekten korkuyordu o yüzden daha fazla uzatmadım.Okula gelirken yolda hiç konuşmadık sadece şarkı dinledik.Arabadan indiğimde Evren çoktan yanıma gelmişti.Elleri tekrar benim ellerimi kavrarken okula böyle girmenin iyi fikir olmadığını düşündüm.Sonuçta Ozan bunu iyi karşılamazdı.Elimi Evren'in elinden çekince bana doğru ters bir bakış attı."Evren Ozan'ı biliyorsun.Hoş olmaz." Alayla gülümseyerek kafasını sağa sola salladı."Melis ben en yakın arkadaşımı karşıma alabilirim ama anlaşılan sen alamıyorsun.Peki." der demez yanımdan uzaklaşmaya başladı.Aslında söyledikleri onun açısından bakınca mantıklı ama benim açımdan olaylar bu kadar kolay değil yinede tükürdüğümü yalamak zorunda kaldım."Evrennn!Bekle." Koşar adımlarla yanına gittim ve elimi avcuna kaydırdım.Kulağına doğru parmak uçlarımda yükseldim ve "Özür dilerim." diye fısıldadım.Hemen sonrada yanağına küçük bir öpücük konduracakken Evren kafasını bana doğru çevirince dudaklarımız birbiriyle buluştu.Evren öpüşmemizi tutkulu bir hale getirirken zil çaldı.Evren homurdanarak dudaklarımızı ayırdı.Benim güçlü erkeğim tekrar ellerimizi birleştirdi ve beraber okula girdik.Bütün bakışlar üzerimizdeydi.E tabi okulun en popüler hatta İzmir'in en popüler çocuğuyla birlikte olunca ister istemez kıskanç bakışları üzerimize topladık.Bahçeden okula doğru yürürken Ozan'ın delici bakışlarına maruz kaldık.Tam Ozan'ı arkamızda bırakacakken bir el kolumu kendine doğru çekti.Ahh hayır olamaz ya,lütfen bir günümüzde olaysız geçsin ya."Melis konuşabilir miyiz? Bana bakan gözlerini Evren'e çevirip "Yanlız ikimiz." dedi.Evren'in sinirli olduğunu tutuştuğumuz elinin gerilmesinden anlayabiliyordum.Tekrar kulağına doğru fısıldadım."İnan yanlış bir şey olmayacak.Lütfen." Bunu derken yüzüme yavru köpek bakışımı yerleştirdim.Bu sefer Evren konuştu ama kulağına fısıldamak yerine direk Ozan'a bakarak söyledi."Tamam ama sadece 5 dakika yoksa olacaklardan ben meshul değilim." Aynı anda beni uyarmak için yavaşça elimi sıktı.Yaptığı uyarıyı anladığımı belli etmek için küçük bir çocuk gibi hafifçe başını salladım.Ozan'la uzaklaşırken arkama dönüp Evren'e baktım,çıkışa yürüdüğünü gördüm.Kesin sigara içecektir,neyse ki Ozan'la beni göz hapsine almadı diye bir oh çektim.Ozan'la okulun arka bahçesine gittiğimizde konuşmaya başladı.Ben ise utancımdan gözlerine bakamıyordum."Melis sen benim için hep özel olacaksın ama keşke Evren değilde bir başkası olsaydı be güzelim."dediğinde ses tonunda bir öfke aradım ama o her zaman ki gibi soğuk kanlılığını koruyordu.Çenemden tutup,kafamı yukarı kaldırdı."Ne zamandan beri benden utanır oldun?" O bunları söylerken ben kafamı tekrar yere doğru indirdim.Bana karşı bu kadar anlayışlı olması kendimi suçlamama neden oluyordu."Hadi ama güzelim yapma böyle.Birbirimize verdiğimiz sözü unuttun mu yoksa?" Verdiğimiz söz aklıma gelince sonunda gözlerim gözleriyle kavuştu.O ilk gördüğümde içinde kaybolduğum dipsiz mavilik bu sefer bana şefkatle bakıyordu.Sesim kısıkta olsa çıkmıştı."Unutmadım.Seninle birlikte yaoptığımız hiçbir şeyi unutmadım,unutamamda.Sen benim ilk aşkımsın."

GERI DÖNÜŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin