Yatağın üstü kalp şeklinde güllerle kaplıydı. Yerlerde kırmızı balonlar ve gül yaprakları vardı. İlerleyip yatağın kenarında durdum.
"Güney çok güzel olmuş. :)"
Güney gülümseyerek yatağın üzerindeki kutuyu gösterdi. "Hediyene bakmayacak mısın?"
Kalp şeklindeki kutuyu açtığımda içinden çikolatalar, güller ve küçük bir ayıcık çıkmıştı.
Bir de not vardı.
Hayatımı güzelleştiren kadın... İyi ki benimsin. Seni çoook seviyorum.
Koşup Güney'e sarıldım. "Hayatımı renklendiren adam. İyi ki varsın." diyerek yanağına kocaman bir öpücük kondurdum.
Güney belimden sarıp yatağa uzanmamı sağladı ve üzerime eğildi. Gül yapraklarının üzerine düşmüştük.
Güney:"İyi ki tanıdım seni... hep yanımda ol..."
Güney biraz daha yaklaşmıştı. Yüzlerimiz arasında neredeyse mesafe kalmamıştı.
Yavaşça yanımda duran gül yapraklarını avucuma alıp Güney'e doğru attım ve gülmeye başladım.
Güney:"Oyun mu istiyorsun sen?" diyerek beni gıdıklamaya başladı. Gülmekten konuşmıyordum.
Güney kaçmamam için ağırlığını vermeden üzerime oturmuş gıdıklamaya devam ediyordu.
Güney:"Nasıl oluyormuş kocanın yüzüne gül yaprağı fırlatmak? :)"
"Gü.. Güney... dur... yeter." dedim kahkahalarım arasından.
Güney:"Öyle kolay kurtulamazsınız küçük hanım.." diyerek yine yüzüme doğru eğildi.
Bu sefer kaçmak yerine ben onu öpmüştüm.
O öpücüğün şaşkınlığındayken üstümden itip kalktım. "Kurtuldum işte. :)"
Güney hemen ayağa kalkıp kucağına aldı ve yatağa bıraktı. "Hani kurtulmuştun?"