Müdürün odasının önünde bekliyorduk.
Güney:"Hep senin yüzünden.."
"Asıl senin yüzünden lan!! Atarlı atarlı davranmasaydın hiç bir sorun yoktu!"
Güney:"Bak hala bağırıyorsun. Sen sakin konuşmayı bilmez misin?"
"Bilmiyorum anasını satıyım! Var mı bi diyeceğin?"
Odanın kapısı açıldı ve hoca bizi odaya çağırdı.
Müdür:"Gelin bakalım... Size vereceğimiz cezaya karar verdik. Bugün gün boyu zemin kattaki kütüphaneyi düzenleyeceksiniz. Yanınıza başka kimse gelmeyecek. Yalnız kalın ki sorunlarınızı çözün."
"Ne!!"
Müdür parmağını sallayarak konuşmaya devam etti. "Ama bir kere daha böyle bir olay olursa böyle basit bir cezayla kurtulamazsınız."
Kısık sesle:"Bundan beter ceza mı olur?" diye söylendim. Müdür duymamıştı ama Güney duymuştu.
Güney:"Tamam hocam tekrar özür dileriz."
Odadan çıkar çıkmaz "Lan bütün günü seninle geçiremem ben." dedim.
Güney:"Ben de sana meraklı değilim kızım. Ama mecburuz."
"Off! Nereden geldim ben bu okula!"
Güney:"Söylenmeyi bırak da bizimkilere haber verip gidelim kütüphaneye."
Bizimkilerin yanına kantine gittik.
Meral:"Ne oldu canısı ne dediler?"
Güney:"Ceza aldık."
Serkan:"Ne cezası disiplin mi?"
"Keşke disiplin olsaydı."
Güney:"Gün boyu birlikte kütüphaneyi düzenleyeceğiz."
Kader:"Ay bir şey yokmuş bunda biz de yardım ederiz hemen biter."
Güney:"Öyle olmuyor işte.. yalnız ikimiz olup sorunlarımızı çözecekmişiz."
Kızlar gülmeye başladı.
"Gülmeyin lan zaten sinirlerim tepemde.!"
Meral:"Yalnız Güney kendine dikkat et Songül'ün tersi pistir valla."
Güney güldü. "Korkmayın bir şey olmaz bana... Neyse biz gidelim anca çözeriz sorunumuzu." diyerek bana imalı bir bakış attı.
Kütüphane gerçekten çok karışıktı. "Nasıl düzleyeceğiz oğlum biz burayı?"
"Ne biliyim kızım yapcaz bişeyler."
"Ben şu taraftan başlıyorum."
En baş tarafa gittim. Toz içindeki kitapları alıp üst rafa dizmeye başladım.
İkinci rafa ansiklopedileri koyacaktım ama çok kalındı. "Yuh anasını satıyım ne kadar ağır bunlar!"
Güney hemen geldi. "Sen şu taraftaki ince kitapları hallet ben bunları koyarım."
"Yok ben yaparım."
"Ya bir kere de itiraz etme kızım."
Daha fazla itiraz etmeden dediğini yaptım.
Güney ansiklopedileri bitirince kendini oradaki sandalyeye attı. "Yoruldum ya!" diyerek elinin tersiyle alnındaki teri sildi.
Ben de bir sandalyeye oturdum. "Karışık görünüyordu da beklediğim kadar zorlamadı."