Akşam Eylül'lere gitmek için hazırlanırken Güney odaya geldi. Güney:"Aşkım Meral'le Mert oraya gelecekmiş."
"Tamam Güneş'i giydireyim biz de çıkalım."
Güney:"Tamam."
Odaya gittiğimizde melek gibi uyuyan Güneş'i görünce ikimizin de yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı. Güney'le gülümseyerek onu izlerken Güneş uyanmıştı.
"Bitanem uyandın mı sen? :)" diyerek kucağıma aldım.
Güney eliyle burnunu kapatmıştı. "Off bu koku ne ya?!"
"Ne olacak Güney? Altına yapmış doğal olarak."
Güney:"Neyse sen değiştir altını ben aşağıdayım."
"Kaçıyor musun yani?"
Güney:"Yok aşkım kaçmak değil de."
"O zaman bana yardım ediyorsun."
Güneş'i yatırıp pijamasını çıkardım. Temiz bez ve giydireceğim kıyafetleri aldım. Bezi açtığımda Güney nefes almamaya çalışıyordu.
"Nasıl babasın lan sen?"
Güney:"En azından camı açsak?"
"Çocuk üşür Güney sabret biraz. Tut bakayım bacaklarını."
Güney:"Kimin?"
"Kendi bacaklarını te Allah'ım ya! Güneş'in tabi ki."
Güney:"Kokudan beynime oksijen gitmiyor napıyım."
Güneş Güney'in bacaklarını tutarken ben bezini değiştirmiştim. Kirli bezi Güney'e verdim. "Sen bunu at ben de Güneş'i giydireyim."
Güney:"Ya inadıma yapıyorsun değil mi Songül?"
"Niye inadına yapıyım sevgili. Kirli bez ortada mı dursun?"
Güney:"Tamam tamam."
Güney bezi atarken ben de Güneş'i hazırlamıştım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
