12

366 21 9
                                    

           

"Tom!" yerimde zıplayarak hemen ringe koştum. Yüzüne yediği yumruk yüzünden dengesini kaybetmiş ve aynı anda roundun bitiş zili salonda çınlamıştı.

Yanına koşup ringin gergin iplerinin arasından hemen yanına zıpladım. "Sen iyi misin? Bu ne biçim spor böyle." Elimi yüzünde gezdirirken sargılı olan elleriyle ellerimi kavradı.

"İyiyim sakin ol. Benim hatam. Seni görünce hep aynı hatayı yapıyorum. Konsantrasyonumu bozup beni başka bir yere götürüyorsun." Söylediği şeye gülerken bana olan bakışlarını göz ardı etmeye çalışıyordum. Biraz sonra köşedeki suyuna uzanıp ona verdim.

"Buraya gelmenin sebebi.."

"Sonra konuşsak olur mu?" dediğimde içtiği suyunu kenara bıraktı ve kafasını salladı. Daha sonra ringden zıplayarak aşağıya indi ardından beni kucağına çekti.

"İyi misin?" diye fısıldadı kulağıma.

"Evet, sadece Adam ile zor bir konuşma geçirdik."

Sesini çıkartmadan kafasını salladı. Ardından kenara koyduğu havlusunu alıp omzunun kenarına bıraktı. Kum torbasının bulunduğu kısma doğru ilerliyordu. Biraz sonra onu takip etmeye başladım. Omzundaki havluyu tek eliyle çekerek ıslak saçlarını kuruttu ve saçlarını düzeltmeden dağınık haliyle bıraktı. Her şey yakışıyordu. Duyamayacağı bir ses tonuyla bunu onunla da paylaştım.

"Efendim?"

"Ne?"

"Bir şey dediğini duydum sandım."

"Ne? Yok, hayır. Şarkı mırıldanıyordum." Cevabıma kafasını salladı.

Kum torbasının yanına geldiğimizde yanıma yaklaşıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Havlusu elime tutuşturduktan sonra çalışmaya devam etti. Su gibi geçen zamanla beraber salonda antreman yapan insanları izliyordum. Değişen yüzleri takip etmeye çalışıyordum. İzlediğim süre boyunca 5 kişi yeni geldi ve 3 kişinin antremanı bitti. Hepsi çok hırslı ve azimli gözüküyordu. Böyle olabilmek için tam olarak ne yapmam gerekiyordu? Vücudumda 10 kilo fazlam vardı. Ve benim bu kilolardan kurtulmam gerekiyordu. Boyumda çok fazla uzun sayılmadığı için kendimi bazı zamanlar minion gibi hissediyordum. Tek farkla onlar hayır denemeyecek kadar tatlılar.

Bir süre sonra Tom'u izlemeye başladığımda hareketleri, mimikleri bana sanki birisini hatırlatıyor gibiydi ama tam olarak karar veremiyordum. Sanki tanıyor gibiydim onu. Mükemmeldi daha önce hayatımda bu kadar mükemmel bir insan oldu mu? Adam dışında sanırım cevap hayırdı. Tek farkla Adam bunun farkındaydı ama Tom kendinden habersizdi. İzlemekten kendimi alamadığım adam bana eskilerden birini hatırlatıyordu ama kimdi? Hem kendisi de beni daha önceden tanıdığına dair bir şeyler söylemişti sanırım emin değilim. Hafızama pek güvenmem beni yanıltabiliyor çoğu zaman.

Zihnimde sürekli konudan konuya atlıyor, kendimle olan sohbetimizin bitmesine asla izin vermiyordum. Aklıma Adam geldi. Tartışmamız. Çok gereksizdi. Tamam, evet bir hata yapmıştık, öpüşmüştük. Ama bunun ileri gitmesine izin vermedim hem o da izin vermezdi. Zaten daha önce çok çok az kişiyle ileri gittim. Sanırım. Her neyse. Adam ciddi bir ilişkiye başlayacağını söylüyordu ne yani o ben miydim? Eğer öyle düşünüyorsa bile değildim. Çünkü başkasına karşı bir şeyler de hissedebiliyordum. Ve bu benim için Adam'ı özel kılamayacak bir etkendi. Onun yeri çok başkaydı gerçekten çok seviyordum onu ve evet dün yaşanan olay çok bir şeydi karnımdaki karıncalanmayı inkar edemem. Ama doğru hissettirmedi. Hissettirmiyordu. Bilmiyorum ben her şeyi çok abartıyor da olabilirdim. Sorun ben miyim acaba? Ben çekip gitsem mi?

Tom'u tanımıyorum bile tam olarak. Ama içimden konuşmaya başladığında söylediği ilk kelimeyi, ilk gördüğü kabusunu, ilk dişinin nasıl çıktığını, ilk ne zaman bir kavgaya karıştığını, okumayı nasıl öğrendiğini, ailesiyle ilk kavgasını, evden nasıl ayrıldığını, okulu nasıl bitirdiğinin her bir detayını öğrenmek geliyor. Yoğun aksanıyla anlatsa sabaha kadar gözümü kırpmadan dinlerim.

Bir an sonra telefonum kucağımda titredi.

'Addy'

Şaşırarak ve biraz kaygıyla telefona baktım. Mesaj atmıştı.

'Lina..' adımı kullanıyorsa eğer ciddi bir konuşma geliyor.

'Ben sabah yaptığım davranış için özür dilerim. Sana öyle davranmamam gerekiyordu. Son zamanlarda seninle çok sık vakit geçirdiğimiz için sanırım bilemiyorum. Kendimi bir an sen de buldum. Hiç kimseye benzemiyorsun bunu hep söylüyordum zaten ama ilk defa kendimi sana bu karışmış buldum. Aklım karıştı. Bilemiyorum. Dün gece için özür dilerim. Yapmamam gerekiyordu. Basit diyemeyeceğim ve unutamayacağım kadar güzel bir hataydı. Ama hataydı. Biliyorsun ben seni hep kız kardeşim gibi sevdim. O yüzden kendimi affedemiyorum. Tom'a gelince sanırım büyüdüğünü kabullenemiyorum ve sadece bana kalmanı istediğim için bu kadar saçma davranıyorum. Ben bir abiyim sonuçta senden bu kadar kolay vazgeçemem değil mi? :)))' hem yaptığı itiraflarla duygusal anlamda sarsılmış ve duygulanmıştım hem de gülüyordum. Duygularını kendince ifade ediyor fazla sulu göz olmaktan kaçınıyordu.

'Ama şimdi şöyle ki sanki biraz uzak kalmam gerekiyor gibi hissediyorum senden. Senin de kendi kararlarını daha rahat vermen benden etkilenmemen gerek. Hem artık kocaman kız oldun. Belki bir süre Amerika'ya giderim arkadaşlarla takılırız. Ya da Avrupa'ya giderim bilemiyorum. Ya da beni göremeyeceğin yerlerde takılırım. Alicia'a ile halletmem gereken bazı sorunlar var biliyorsun. Ama şunu bil sana her zaman bir telefon kadar uzağım. Her zaman yanındayım. Ama şuan biraz uzaklaşmamız lazım. Bu bir veda değil sevinme. Geri döneceğim. Ben gelene kadar çılgın bir şey yapma ve dayak yeme. Ve bana küs kalma olur mu? Küsme sakın bana. Seni seviyorum.'

Mesajın geri kalan kısmını okurken birkaç damla gözyaşı telefonumun ekranını ıslattı. Hem gülüyor hem ağlıyordum. Aslında içimin acıdığı gerçeğini saklayamayacaktım ama Adam haklıydı biraz mesafeye ihtiyacımız vardı. Onu kaybetmek bu hayatta en son isteyeceğim şey bile değildi nasıl ağlamazdım? Evet haklıydı bu bir veda değildi ve kendi işleri vardı. Kendi hayatı vardı. Onu alıkoyamazdım. Hem iyileşeli çok olmuştu ve.. Ahh kendimce mantıklı sebepler üretmekten vazgeçip telefonun ekranını sildim. Sonuçta kararını değiştiremezdim zaten bana da fikrimi sormuyordu haber veriyordu sadece.

'Alicia değil. Alice.' Gülerek mesajı gönderdim. Onunda okurken güldüğünden emindim.

FightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin