6

911 46 5
                                    

"Merhemlerinizi düzenli kullanmanız dışında size yazacağım bir ilaç yok. Durumunuz iyi gözüküyor."

"Hayır. Bazen kemikleri ağrıyor ve bu onun canını yakıyor. Dikkatli kontrol edin mutlaka bir ilaç yazmalısınız bunun için."

Doktorun söylediklerine benden önce tepki veren heyecanlı ve bir o kadar da endişeli gözüken Adam'a baktım. Kemiklerimin ağrıdığı falan yoktu. Tanrı aşkına nereden çıkartıyor böyle şeyleri anlamış değilim!

"Adam biraz abartmıyor musun sence?" yanımda oturmasına rağmen fısıltımı duyabilmesi için kulağına eğildim.

"Hayır, güzelim işime karışma, sesini çıkartma yeterli." Aynı şekilde kulağıma fısıldadığında söylediği cümlenin saçmalığıyla birlikte gözlerimi kıstım. Benim çektiğim ağrıyı daha doğrusu şuan için çekmediğim ağrıyı nasıl bilebilirdi? Amacı doktorla benim üzerimden tartışmaktı sanırım. Kemiklerim ağrımıyordu ama itiraz etmekte içimden pek gelmedi.

Doktorla yaşadığım olay üzerinden derin bir konuşmaya giren Adam'ı inceledim. Üzerine giydiği beyaz tshirt yapılı vücudunu sarıyordu ancak vücudunu görmenizi engelleyen deri ceketi ona fena halde yakışıyordu. Giydiği taşlanmış pantolonu tam bedeni olmasına rağmen onda bol duruyordu ve lanet olsun ki çok yakışıklı. Konuşmanın nereye gittiğini dinlemediğimden hafif kıkırtısını duyunca düşüncelerimden çıktım ve kendimi biraz konuşmaya vermeye çalıştım.

"Evet, ilk bir hafta kafayı sıyırmış gibiydi!" söylediğine sinirlenmedim. Sadece onu izliyordum. Bunu söylerken sanki ben orada değilmişim, doktora gizli bir sır veriyormuş gibi elini hafif ağzına kapatıp yamuk ağzıyla fısıldadı. Bu hareketine güldüm.

Ardından gözlerim yüzünde takılı kaldı o kadar sevimliydi ki. Ona kızamıyordum bile. Beyaz yüzü, biçimli burnu, yeşil gibi gözüken gözleri. Bir an için içimden ona sarılmak geldi. Tabi o, benim onu izlediğimden habersiz dışarıda bekleyen başka kimse yokmuş gibi doktorla sohbet ediyordu. İlginç olan kısımsa doktorda gözlüğünü çıkartmış ona eşlik ediyordu. Yanlarında fazlalık gibi durduğuma eminim. Tek dizine koyduğu elini ara sıra kaldırıp beni işaret ediyordu. Onu izlediğimi fark ettiğinde yüzü utançla kızardı ve tek eliyle ensesini kaşıdı.

"Ehm.. Biz sizi meşgul etmeyelim hastalarınız vardır." Doktor sanki hastanede olduğunu daha yeni fark etmiş gibi gözlüğünü takıp başını salladı. Gitmeden önce teşekkür ettiğimde bize bir gülümseme gönderdi.

"Kemik ağrısı ha?"

"İçeri de ne yapıyordun?" ellerine bakarak sorduğu soru üzerine düşündüm. Gerçekten ne yapmıştım? Yaptığımda yanlış bir şey olmadığına karar verdikten sonra cevaplamaya karar verdim.

"Seni izliyordum?"

"Tamam. Ama şey şu var ki.. Beni neden izliyorsun? Kendimi 17 yaşında kötü bir çocuk tarafından takıntı haline gelmiş, bulduğu her fırsatta kirli bakışlarını üzerine diken kötü çocuğa maruz kalan kız gibi hissediyorum!"

Vay canına! Ne? O ne kadar uzun bir benzetme öyle bunu algılamak neredeyse yarım dakikamı aldı. Ve o bu tarz şeyleri nereden biliyor tartışmaya açık bir konu.

"Dur dur dur! Ne? Vay canına Adam hayal gücüne hayran kaldığımı bir kez daha söylemek istiyorum! İnanılmazsın gerçekten!"

"Ama hayır bakışların aynıydı! Tanrım, kendini görmedin ki dışarıdan nereden bileceksin!"

"Sana kirli falan bakmıyorum!" bu söylediğim üzerine yüzüne seksi bir gülümse yerleştirdi ve gözlerini kısıp bana bir bakış attı.

"Emin misin bebeğim?" kaşlarıyla yaptığı harekete neredeyse kahkaha atarken bir elimi omzuna koyup onu cevapladım.

FightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin