5

934 46 18
                                    

Ellerini belimden çekmeden üzerimden yavaşça doğruldu. Bir süre yüzüme baktıktan sonra beni de kendisiyle birlikte kapıya doğru yönlendirdi. Herkes bizim daha doğrusu onun yavaş hareketlerini izliyordu. Bende aynı şaşkınlıkla ona bakıyor beni yönlendirmesine izin veriyordum.

Kapıya doğru birlikte yürümeye başladık. Hareketleri inanılamaz derecede yavaş ve değişikti. Nazik gibi?

"Kız benimle!"

Adam'ın sesini duyduğumda kafamı arkama doğru çevirmeye çalıştım. Belimdeki elini sıkılaştırıp kendine daha çok çekmesiyle sadece kafamı arkaya çevirmeye çalışmıştım. Adam'ın dediğini aldırmadan aynı sakin adımlar ve ölüm sessizliği eşliğinde kapıya yürüyorduk.

"Sana söylüyorum!"

Adam'ın yaklaşmaya başlayan bağrışları beni korkutmaya başlıyordu. Boğazı yırtılırcasına bağırıyordu boğazındaki damarların yerinden çıkmak için can attığına eminim.

"Seni piç kurusu!" demesiyle birlikte yanımdaki ikinci kez kahramanım olan protein tozu yığınını kendine çevirip yüzüne sıkı bir yumruk attı. Yanımda birkaç adım sendelerken beni hala bırakmamış ve bende onunla birlikte savrulmuştum. Adam! Tanrı aşkına gözün bu kadar dönmüş olamaz! Neredeyse bana gelecekti yumruk!

Şaşkınlıktan ağzımı açamayacaktım sanırım. Yanımdaki, yumruğun sıkılığından keyif almış gibi kafasını gülerek kaldırdı. Belimdeki eli hala aynı yerde duruyordu. Adam bunu gördükçe daha çok sinirleniyor üzerimize gelmek için hareketleniyordu.

"Adam yavaş ol bayanın bu yumrukları seveceğini sanmam.."

Adam mı? Adam'ı nereden tanıyordu? Adam onu neden tanımıyordu? Adam'ın onu tanımadığını biliyor muyum?

Adam daha çok öfkelenerek ikinci yumruk için elini kaldırdı. Yumruğunu kesen yüzüne yediği karşı bir darbe oldu. Ad'in sendelemesiyle barı yankılatan çığlığımla birlikte kendime gelip ileriye doğru koştum. Barın ortasında iki haftada bir toplanan kaçak yer altı dövüşünü izlemek istemiyorum. Hemen bir çözüm yolu bulmazsam zorunlu olarak gittiğim ve bazı dövüşlerden sonra yüzünde oluşan ufak darbelere yaptığım pansuman onu kurtaramayacağa benziyordu. Karşıdaki de güçlü sayılabilecek bir rakipti. En azından kaba cüsyesi dışarıdan bakanlar için bunu bağırıyordu.

Kafasını kaldırdığında Adam'ın onun gibi gülmediğini aksine daha çok hırslandığını fark ettim. Bu durumda yapılacak tek şey kendimi öne atmak olacak sanırım. En azından Adam'ı durdurabilirim.

Adam'ı göğsünden ittirip bana bakmasını sağladım. Bana bakmamak için direnirken gözlerimi bir an bile yüzünden ayırmadım. Karşıdakine attığı ölümcül bakışlar bitmiş olsa gerek yüzünü yavaşça bana doğru eğdi. Gözlerini gözlerime sabitledikten sonra bir süre böylece kaldık.

Sonunda pes edip düzensiz nefesini düzenledi. Öfke bedenini terk etmeye başladığında göğsünde duran ellerimi avuçlarının içine aldı ve öpmeye başladı. Bir şekilde özür dilemeye çalışıyordu. Ellerimi yavaşça bıraktıktan sonra sert bir hareketle beni belimden çekip sıkı sıkı sarılmaya başladı bir yandan da kafama belirli belirsiz birkaç öpücük bıraktı. Birkaç şey mırıldanıyordu ama ne olduğunu çıkartamayacak kadar çok şey atlattım az önce tek yapabildiğim sarılışına güçsüz bir şekilde karşılık vermek.

Beni kendinden uzaklaştırdıktan sonra ellerini yüzümün iki yanına getirip alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Sanki kapıdan çıktıktan sonra ölecekmişim gibi davranması beni tedirgin etse de sakinleşmesi için sesimi çıkartmadım. Elleri kollarımdan ellerime doğru yavaş ve nazik bir yol izledi. Ellerimi bulduğunda yavaşça sıktı ve tek elimi tutarak barda bizi izleyen kalabalığa öldürücü bakışlar atmaya başladı.

FightHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin