"İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır."
-Kuyucaklı Yusuf, Sabahattin Ali
***
"Projenin sahipleriyle olan görüşme nasıl geçti?"
"İyi sayılır. Ben sana birazdan taleplerinin yazılı olduğu bir liste atacağım, ona bir bak olur mu?"
Karşıdan gelen istekle elini saçlarına atarak hafifçe gülümsedi Rüzgar.
"Abi ben sizin şirketinizde çalışmıyorum. Bu detayı atlıyormuşsun gibi geliyor her seferinde." dedi onu sinirlendireceğini bilerek.
"Sizin dediğin şirket ailene ait sen de bu noktayı atlıyorsun sanırım eşek sıpası. Ne olur şurada iki yardımcı olsan, fikir belirtsen? Boşuna mı mimarlık okudun sen? Tasarımdan anlıyorsun işte. Sanki gel kendin yap diyoruz, triplere bak!"
Abisinin söylenmeleriyle keyifle kahkaha attı Rüzgar. Bu durum bahçede olan birkaç kızın bakışlarının ona takılmasına sebep olmuştu.
"Tamam tamam, bakarım listeye. Ne agresif bir adamsın sen ya!"
Bir yandan tek elini cebine atmış, artık gide gele aşinası olduğu okulun bahçesine bakınırken diğer yandan ileri geri adımlıyordu.
"Dinime küfreden müslüman olsa." diyerek karşılık verdi ona abisi. İki kardeş birbirlerini çok severlerdi. Sadece onların anlaşma şekilleri böyleydi.
"Bu arada babam da tasarıma gitmeden önce senin bir bakmanı istedi projeye. Fikirlerine önem veriyor biliyorsun."
Gülümsemeden edemedi Rüzgar.
"Biliyorum. Bu yüzden alanım olmasa da vakit ayırıyorum şirketin projelerine zaten."
"Bazen mühendisliği seçmeyip gelip direkt burada işe başlamadığın için sana kızıyorum. O zaman benim de iş yüküm azalırdı, karımla çocuklarımla daha fazla vakit geçirebilirdim. Kırk yılda bir işe yarayacaktın onda da gittin mimarlık okumayı seçtin, ulan hakikaten eşek sıpasısın sen ya!"
Abisinin kendi kendisini yükseltmesiyle gülümsemesi büyüdü genç adamın. Onun ailesine olan düşkünlüğü babasından iki oğluna da miras kalmıştı. Bu konuda ailenin üç erkeği de birbirine benziyordu.
"Yalnız eşek sıpası diye ikidir babama laf ediyorsun fark etmiyorum sanma. Onu bu konuda bilgilendireceğim haberin olsun." dedi yaramaz bir tonda.
"Sen önce bir eve gel de sonra babama şikâyet edersin beni."
Duydukları sıkıntıyla dudaklarını birbirine bastırmasına neden olmuştu.
"Biliyorsun bu ara çok yoğunum. Ama bulduğum ilk fırsatta geleceğim yanınıza." dedi samimiyetle. Ailesinin onu özlediğini ve abisinin sesindeki sitemin de bundan kaynaklandığını biliyordu. O da onları çok özlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pietra Miliare
Literatura KobiecaÜç genç kızın kurdukları güzel dostluğun, acı tatlı hatıralarının ve yine kendileri gibi çok yakın arkadaş olan üç genç adamla tanışmalarının hikayesi. Biraz senden, biraz benden; bizden bir hikaye. Ve belki de aşkın en temiz halinin hikayesi. *** "...