Üç genç kızın kurdukları güzel dostluğun, acı tatlı hatıralarının ve yine kendileri gibi çok yakın arkadaş olan üç genç adamla tanışmalarının hikayesi.
Biraz senden, biraz benden; bizden bir hikaye.
Ve belki de aşkın en temiz halinin hikayesi.
***
"...
"İtiraf edemedim ona gün batımı gibi uyuduğunu, ve onu her gördüğümde elimde küçük bir kuş olduğunu." -Dilan Çiçek Deniz
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
"Şimdi, sizin alemde de bireyler mesleklerine ya da başka faktörlere göre birbirlerinden ayrılıyorlar mı acaba?"
"Ya da sizde de büyüğe hürmet göstermek, işte yanındayken sere serpe uzanmamak, sözünü kesmemek falan önemli mi?"
"Asıl burçlar sizi de etkiliyor mu, burçlar? Kiminiz daha duygusal, sırnaşıkken kiminiz daha soğuk. Bir an mutlu mesutken iki saniye sonra yüz seksen derece dönenleriniz de mevcut ki onlar kesin ikizler falandır herhalde."
"Ay bir de şeyi çok merak ediyorum ben, eşinizi neye göre seçiyorsunuz? Böyle göze güzel geliyorsa, yürüyüşü endamı falan yerindeyse tamam ben bunu alırım kendime mi diyorsunuz yoks-"
"Ay Esin rahat bırak yavrum artık şu kediyi Allah'ını seversen! Geldiğinden beri sanki sana cevap verebilecekmiş gibi almışsın karşına vırvır sohbet ediyorsun hayvancağızla." diyerek Esin'in oldukça zevk aldığı minik sohbetine nokta koydu onların hemen karşısında oturan kadın. Önündeki masaya eskiden gelen bir alışkanlıkla az önce bitirdiği kahvesinin fincanını ters çevirip bırakmıştı.
"Kader abla aşk olsun ya! Ne var şurada iki sevip öptüysem, biraz da nazlayıp konuştuysam bu minik çörekle? Hem onlar konuşarak cevap veremeseler de anlıyorlar kendilerine söylenenleri, biliyorum da ondan konuşuyorum ben." diyerek ona cevap verdi Esin.
Okuldan çıktıktan sonra önce eve uğramış, tam çıkacakken de kapıda üst kat komşuları Kader Hanımla karşılaşmışlardı. Hem o hem Hüma sınav haftalarında ona pek uğrayamadıkları için önce bir güzel sitemini dinlemiş, ardından komşularının her zamanki sıcak ve sevecen tavrıyla sohbet ede ede kafeye gelmişlerdi.
Kader Hanım kırklı yaşlarında, tek başına yaşayan, deli dolu, gönlü de eli de bol, yardımsever ve oldukça da meraklı bir kadındı. Hüma ve Esin'in öğrenci evlerine taşındıkları ilk günden itibaren onlardan desteğini hiç eksik etmemişti.
Ruhu genç olanlardandı. Aralarındaki yaş farkına rağmen kızlarla saatlerce sohbet eder, onları utandıracak evlilik muhabbetlerine girer, bir sıkıntıları olduğunda çözüm bulmaya çalışırdı.
Mahallenin tüm haberleri de ondaydı. Bir şey oldu mu hemen haberi olurdu. Gözü kulağı her yerdeydi.
Eh, konuşmayı da oldukça severdi.
Ayrıca komşusu olan bu iki kızı ve arkadaşları Aslı'yı kendi kız kardeşleri gibi görür, yeri geldi mi onlara ablalık yapardı.
Herkese gösterdiği güler yüzünün ardında ise hayatını etkileyen büyük acılar yatıyordu.