-3-

79 7 4
                                    

Alarmın lanet olası sesiyle uyanmıştım. Alarmı kapatmak için telefonumu elime aldığımda yeni mesajlarımın olduğunu görmüştüm. Mesajlar Can'dandı. Uyku sersemi bir şekilde mesajları açıp okumaya başladım:

Gönderen: EgoisTAŞ

Günaydın güzellik. Nasılsın? 

Bugün seni almaya gelicem saat 7'de hazır ol. Ha bu arada güzel bir şeyler giyin ;)

Ha bir şey yokmuş ya alt tarafı akşam beni alacakmış güzel bir şey-. NE?!? Akşam beni alacakmıymış?! Allah'ım bu nereden çıktı şimdi ya?? 

Gönderilen: EgoisTAŞ

Can bu nereden çıktı şimdi ya? Nereye ki?

Telefonumu  bırakmadan önce saate baktım ve eğer biraz daha oyalanırsam okula geç kalacağımı fark ettim. Hemen telefonu komodinin üzerine koydum ve dolabın karşısına geçip ilk önce formalarıma uzandım ama sonra serbest gitmeye karar verdim. Altıma siyah yüksek bel dizi yırtık pantolonumu üzerine de kısa beyaz ve bazı yerlerinde hafif yırtıklar olan t-shirt'ümü geçirdim. Banyoya gidip saçlarımın uçlarına maşa yaparak hafif dalgalandırdım. Sonra telefonum titredi ve mesaj geldiğini gördüm. Tahmin edin mesaj kimden? Can'dan. Doğru.

Gönderen: EgoisTAŞ

-Buğra, Emir, Arda ve Atakan'la birlikte karaokeye gideceğiz. İstersen sen de arkadaşlarını çağırabilirsin.

Yani zaten ben de sen izin vermeden çağırmıycaktım. Salak.

Gönderilen: EgoisTAŞ

-Tamam, okula gidince bizim kızlara söylerim.

Daha fazla mesajlaşmak istemediğim için telefonu kapatıp cebime koydum. Aynanın karşısına geçip çok hafif bir makyaj yaptıktan sonra son bir kez daha kendime bakıp aşağı indim. İndiğimde geç kalacağım için evdekilere "Ben kaçarr!" deyip kapıdan çıktım. 

Yolda yürürken kulaklığımı kulağıma takıp müzik dinleyerek okula gidiyordum. Yanımda bir araba durup bana korna çalınca korkmuştum çünkü müziği dinlerken hayattan kopuyordum.  Arabaya baktığımda kullanan kişinin Can olduğunu görmüştüm. Bana bakıp sırıtırken:

-Atla güzelim gideceğin yere kadar bırakalım.

Bu dediğine anırarak gülerken:

+Tamam yakışıklı bırak bakalım.

dedim. Arabaya bindiğimde:

-Yakışıklı olduğumu biliyorum ama bunu senden duymak hoşuma kaçtı.

dedi. N'olcak? Egoist işte derken "Ama dikkatini çekerim EgoisTAŞ yani." demişti iç sesim. Haklıydı yani. O arabayı kullanırken ben de göz ucuyla onu inceliyordum. Mavi gözleri ve kumral saçlarıyla adeta ateş ediyordu. Kumral saçları parlak ve yumuşak gözüküyordu. O an çok pis bir şekilde saçlarıyla oynama isteği gelmişti içime. O kadar çok istiyordum ki o anlık mallığımla iki koltuk arasındaki boşluktan arka koltuğa geçip ona:

-Can, saçlarınla oynayabilir miyim? 

diye sordum. İç sesim de "Hiçbir şey karşılığında itinayla mallık yapılır." diye söyleniyordu.

Can da piç smayl yaparak:

-Oyna ama bozarsan kötü olur, dedi.

Ha yani bozsam en fazla napıcan? Arabadan mı atıcan?, diye içimden söylenirken o da gülmeye başladı. Çok güzel gülüyordu.

-Bozarsan atabilirim güzellik.

dedi. Ben niye hiçbir şeyi içimden söyleyemiyordum ki. Vee yine rezil olmuştum. Aferin Ada, iyi bok yedin. Hiç uzatmadan saçlarıyla oynamaya başladım. Çok yumuşaktı ve çok güzel kokuyordu. Birden içime gelen piçlikle onun saçlarını dağıtmaya başladım. Araba da aniden fren yapınca kafam ön koltuğa yapışmıştı. O sinirle bana bakıyordu ben de yaramazlık yapmış tatlı çocuklar gibi kafamı öne eğmiş ellerimle oynuyordum. Bana baktığını hissedebiliyordum.

-Şimdi bunu neden yaptın? 

diye sakince bir soru sordu ama gözlerinden alev çıkıyordu. Kafamı kaldırıp ona baktığımda çok tatlı gözüküyordu.

+Bence böyle de tatlı oldun Cancık. 

dedim ve yanaklarını sıkmak için uzattığım ellerimi tuttu.

-Sen bu yaptığının cezasız kalacağını mı zannediyorsun?

dedi muzipçe sırıtarak. Ben de haliyle korkmuştum yani.

+Hayır ama kolay bir şey olacak değil mi?

dedim korkmuş sesimle.

-Benim için öyle ama seni bilmem.

dedi. Bu sefer de yine piç smayl yapmıştı.

+N-Ne yaptıracaksın?

dedim korkudan titreyen sesimle. O da piç smaylını genişleterek:

-Okula gidince göstericem.

dedi. Korkuyordum. Umarım iğrenç bir şey yaptırmaz. O ise hala sırıtıyordu. 

Okula gelince aynadan saçını düzeltti ve benim bileğimden tutup sürüklemeye başladı beni. durduğumuzda okulun arka tarafında boş bir yere gelmiştik. Daha da korkmaya başlamıştım. Kafamı " Söyle artık." diye sallayınca. Bana:

-Beni öp, cezan bu.

dediğinde gözlerim yuvalarından çıkmıştı. İlk önce ona "Sen deli misin!?!" diye bağırıp suratına sertçe bir tokat attığımda diğer tarafa dönmüştü. Ben arkama dönmüş uzaklaşırken bir kemik sesi geldi. Galiba çok sert vurmuştum. Ben buna gülerken o da arkadan kendi kendine bağırıyordu:

-Anasını satayım şimdi ne yaptım da çenem çıktı ya? Mal Can. Niye kızdan böyle bir şey istiyorsun ki? O senin bildiğin sürtük kızlardan değil! Gerizekalı!?

Onun arkamdan geldiğini anlayınca adımlarımı hızlandırdım. Okula girince bizim sınıfın koridorunda kimse yoktu tam sınıfa doğru ilerleyecekken biri kolumdan sertçe tuttu ve beni sürüklemeye başladı. Ben kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda o pişmanlıkla bakan mavi gözlerle karşılaştım.

-Ada bak beni dinle. Ben gerçekten üzgünüm. Hangi akılla senden öyle bir şey istedim bilmiyorum. Sana yalvarırım beni affet.

derken hala kolumu tutuyordu. Kolumu bir anda kendime çektim ve bir şey demeden oradan ayrıldım.

Acaba affetmeli miydim? Yoksa biraz süründürmeli miydim?

***********

Arkadaşlar bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım hikayemi beğeniyorsunuzdur. Eğer beğeniyorsanız arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın. Vote ve yorumlarınızı da eksik etmeyin.

ANLAMSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin