-Hemen güvenlikleri arttırın!
************
Atakan bilgisayarında güvenlik kameraları ve alarmları yüksek korumaya almaya çalışıyordu. Buğra telefonda korumaları ayarlıyordu. Emir ve Arda da nedenini bilmediğim bir şekilde bahçeye tuzak kuruyorlardı. Biz de niye o p*ç kurusunun hala benim peşimi bırakmadığını anlamaya çalışıyordu.
+Kamera ve alarmlar tamam!
=Korumalar halloldu! Birkaç dakika içerisinde evin etrafındaki yerlerine geçerler.
**Tuzaklar da tamam!
diye onay seslerini duyduk.
Ben pencereden dışarıya korkmuş bir şekilde bakarken evin önünde üç tane siyah büyük araba durdu. İçlerinden de sayamayacağım kadar çok takım elbiseli adam çıktı. Galiba bunlar korumalardı.
-Buğra bu adamlar koruma mı?
=Evet.
dedi. Tamam doğru tahmin etmişim. Tam o sırada da Atakan seslendi.
+Çocuklar eve doğru bir araba geliyor. Ve kullanan kişi de..... OĞUZ!
*Kızlar siz bodrum kattaki demir kapılı odaya giriyorsunuz ve kapıyı kilitliyorsunuz.
dedi Emir. Biz de koşarak bodruma indik. Eda bize odanın yerini gösterdiğinde koşarak odaya girdik ve kapıyı beş kez falan kilitledik. Arkasına da ne olur ne olmaz diye birkaç eşya ittirdik.
+Oğuz çocuklara bir şey yapmaz değil mi?
-Bilmiyorum Eda. Gözü çok fena dönmüş. Can'ın evine gelip ona yaptıklarını biliyorsunuz.
=Evet.
dediğinde Esra hepsinin gözünde yaşlar vardı ama kimse ağlamıyordu. Bense sadece oturmuş tepkisizce yere bakıyordum. Niye bunlar hep benim başıma geliyor? Anlatsanıza biraz.
Biz odada sessizce otururken kapı tıklatılmıştı. İlk kim olduğunu anlamamıştık ama sonra bizim grupça yaptığımız şekilde kapıyı tıklattı.
+Kızlar çıkabilirsiniz tehlike geçti!
dedi Emir kapının arkasından. Biz de kalkıp kapının önündeki eşyaları çekip kilidi açtık. Eda kapıyı açtığımız gibi Emir'in boynuna atladı.
=Sana bir şey olacak diye çok korktum.
+Korkma güzelim ben iyiyim.
dedikten sonra ayrıldılar ve Eda yine o surat ifadesini takındı. Trip atarken kullandığı!
=Hala affedilmedin!
dediğinde biz de yukarı çıktık. Ev bıraktığımız gibiydi. Demek ki içeri girmemiş. Yani girememiş. Çünkü evin etrafında yüzlerce koruma var.
O günümüz çok aksiyonlu geçmişti. Kimse konuşmak istemiyordu. Sanki konuşmaya utanıyorlardı. Ben de whatsapp'a girip bizim konuşma grubuna mesaj attım.
*Amaçsızlar*
Ada: Niye herkes susuyor?
Arda: Bilmem.
Arda: Ama şunu biliyorum ki bunu mesaj atmak yerine sesli söyleyebilirdin.
Esra: Sana ne Arda. Kız buradan yazmak istemiş!
Arda: Esra daha ne kadar böyle davranacaksın be güzelim.
Ada: Kişisel meselelerinizi özelden konuşmanızı arz ederim. Teşekkürler.
Ben bu mesajı attıktan sonra başka bir mesaj bildirimi gelmişti. Numara gizliydi.
Gizli Numara: Selam güzellik. Ne yapıyorsun?
**********
Biliyorum biliyorum, bu bölüm çok kısa oldu. Özür dilerim. Ben iki tane hikaye yazdığım için ikisinde de her gün yeni bölüm atıyorum. O yüzden diğerini yazarken yoruldum, bunu yazarken de geç olduğu için çok yazamadım özür dilerim.
Bu arada okulların açılmasına 4 gün kaldı. O yüzden ben kitaplarda bir düzen oluşturacağım. Haftada sadece birkaç gün bölüm atacağım. Ama tabi ki de bu düzen sınavlar başladığı zaman geçerli olacak. Yavaş yavaş yeni bölüm aralıklarını azaltıcam.
Her neyse çok uzattım. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz vote ve yorum atmayı ve arkadaşlarınıza önermeyi unutmayın. Bir de diğer kitabıma da bakın. <3 <3 <3 <3 <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMSIZ
Teen FictionKumsalda taşları elime almış teker teker denize doğru atarken bir andan da bağırıyordum: -Neden? Ha..Neden ben? Niye benim hayatım bir avuç boktan ibaret? Ha...SÖYLESENE?!? Derken yanağımdan süzülen yaşlara aldırmadan bağırmaya devam ediyordum: -Ya...