Sınıfa girdiğimde herkes kendi aralarında konuşuyordu. Ben de gidip Esra'nın yanına oturdum. Eda ve Selin de önümüzde oturuyorlardı. Hoca sınıfa girdiği gibi ders anlatmaya başladı. Ben şimdi hiç ders dinleyecek havamda olmadığım için kafamı pencereye dönük şekilde sıraya yatırdım. Gökyüzünü izlerken bir andan da Can'ın bana söylediği şey aklıma geliyordu ve daha çok sinirleniyordum. "Beni öp, cezan bu" . Benden nasıl böyle bir şey istediğini hala aklım almıyordu.
Ben bunları düşünmekten yorulmuştum ve tam uyuyacakken hoca bana seslendi.
-Ada!?
+Efendim hocam?
-Dersini dinle kızım!
diye beni azarlarken sınıfın kapısı sert bir şekilde açıldı. Kapıya baktığımda onu gördüm. Pişman bir şekilde bana bakıyordu. Bense onun bu bakışlarına aldırmadan önüme döndüm. Arkama geçince telefonumun titrediğini hissettim. Telefonu alıp mesaja baktım.
Gönderen: EgoisTAŞ
-Neden bana böyle davranıyorsun. Biliyorum istediğim şey çok yanlıştı ama lütfen beni affet :(
Bu mesaja karşı ufak bir tebessüm yerleşti yüzüme ama saniyesinde gitti. Onun bana baktığını hissedebiliyordum. Telefonu hiçbir cevap vermeden kapatıp cebime koydum. Teneffüs zili çaldığında hemen bizim kızlara akşam karaokeye gideceğimizi söyledim. İlk önce biraz itiraz etseler de sonunda kabul ettiler. Oraya gidecek erkek sayısı 5'ti ama kızlar olarak 4 kişi gidiyorduk ben de eşitlenmesi için Ezgi'yi aradım. Ezgi benim eski okulumdan en iyi arkadaşlarımdan biriydi. Onun babası kızının okulunu değiştirmesini istemediği için bizim yanımıza göndermemişti.
Ezgi anında kabul etmişti.
Can beni saat 7'de alıcaktı ama onunla gitmek istemediğim için Arda'yı aradım. Onu zaten tanıyorsunuz.
Hazırlanmaya başlamak için dolabımın karşısına geçtim. Kırdın beni GOD DAMN IT!! Niye mi? Giyecek hiçbir şeyim yok çünkü. Ben böyle düşünürken giyecek bir şey buldum. Spor giyinmek istediğim için altıma diz üstünde biten buz mavisi bol bir etek giydim. Üstüme de beyaz üstünde pembe renkle "Girl Power" yazan askılı büstiyerimi giydim. Makyajımı hafif yapmaya karar verdim ve yaptıktan sonra saçlarıma maşa yapıp yukarıda at kuyruğu yaptım. Saçım çok güzel olmuştu. Bozulmaması içinde saç spreyini sıkıp aşağı indim. Bu kıyafetime topuklu ayakkabının daha güzel olacağını biliyordum ama öyle yürüyemediğim için yazlık botlarımdan birini giyip zincir askısı olan küçük çantamı aldıktan sonra dışarı çıktım ve Arda'yı beklemeye başladım.
Ben Arda'yı beklerken bir araba önümde durdu. Arda sanıp binecekken arabanın içindekinin Can olduğunu gördüm.
-Hadi bin arabaya da gidelim güzelim.
diyerek bana seslendi. Onunla gitmeyeceğimi biliyordu ama yine de gelmişti.
+Git başımdan başkasını bekliyorum!
-Birlikte gideceğimizi sanıyordum?
dedi şaşkınlığını belli ederek. Üstüne boşalttığı parfümün kokusu çok güzeldi ama bunları düşünmemem gerekiyor. Hemen bu düşüncelerimden sıyrılarak cevap verdim.
+Benden istediğin şeyden sonra seninle bir yere gideceğimi sanıyorsan yanılıyorsun!?
dedim sinirle. Yemin ediyorum sinirlenince ağlamaktan nefret ediyorum. Al işte yine gözlerim doldu. Kendimi toplamam gerekiyordu. Sakin ol kızım ona ağlamaya değmez sinirden olsa bile.
-Ada uzatma bunu istersen. Senden bunun için defalarca kez özür dilemiştim. Yetmedi mi?
dedi ve arabadan inerek yanıma geldi ve ellerimi tutarak bana yaklaştı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMSIZ
Teen FictionKumsalda taşları elime almış teker teker denize doğru atarken bir andan da bağırıyordum: -Neden? Ha..Neden ben? Niye benim hayatım bir avuç boktan ibaret? Ha...SÖYLESENE?!? Derken yanağımdan süzülen yaşlara aldırmadan bağırmaya devam ediyordum: -Ya...