Can'ın Ağzından
Yemekten sonra Ada'ya korku filmi izlemeyi teklif ettim ve o da kabul etti. Ben de zafer gülümsemesi yaptım. O korkup bana sarılacaktı.
Yemek yedikten sonra filmi izlemeye başladık. Ben oturmuştum Ada da benim göğsüme yatmıştı. Kolumu onun omzuna koymuştum. Filmin korkunç sahnelerine geldiğimizde Ada hiç korkmuyordu. Ben bile korkmuştum ama o korkmamıştı. Filmin ortalarına geldiğimizde Ada'ya baktım ve uyumuştu. Bu nasıl bir kız ya? Korku filminde uyumuş. Filmi durdurup Ada'yı kucağıma aldım ve odama çıkardım. Yatağa yatırıp üstünü örttüm. Onu böyle uyurken görünce benim de uykum gelmişti. Yavaşça Ada'nın yanına uzandım ve uykunun kollarına bıraktım kendimi.
Ada'nın Ağzından
Sabah gözümün içine eden güneş ışınları sayesinde uyandım. Uyandığımda koltukta değil yatakta yatıyordum. Kalkmak için hamle yaptığımda belime dolanmış bir çift kol gördüm. Üstümden kaldırmaya çalışsam da başaramamıştım. Arkamı dönüp bu kolların sahibine baktığımda Can'ı gördüm. Uyurken çok masum gözüküyordu. Onu bu haliyle görseler içinde bir egoist yattığını anlayamazlardı. Ya bir dakika lann!! Ben Can'la mı uyudum?! Ben bunları düşünürken kapı çaldı. Bu kimdi ki şimdi? Can'ı uyandırmak için seslendim ona ama tık yoktu. Dürterek seslenmeye başladım. Biraz kıpırdansa bile uyanmamıştı. Allah'ım bu nasıl uykudur yarabbim?? Uyanması için sertçe dürtmeye başladım ve dürterken de "Can!" diye bağırıyordum. Ama hala tık yoktu. Ben de umudu kesip kollarını üstümden çekmeye başladım ama bu da işe yaramıyordu. Ben kollarını çekmeye çalıştıkça o daha sıkı sarılıyordu. Kapı da hala çalmaya devam ediyordu. Can'ı uyandırmak için artık vuruyordum ama nafile. Artık yorulmuştum ve tam elimi kaldırmış tokat atacakken belimdeki elini çekip elimi tuttu.
+Ama güzelim bana sert davranma.
dedi ve hala gözleri kapalıydı.
-Can kalk kapı çalıyor 10 saattir. Sen de kolunu bana yapıştırdığın için bakamadım kapıya.
+Sen otur ben bakarım. Hem bu halde çok çirkinsin.
-Hom bo holdo çok çorkonson. Sensin çirkin.
diyerek onu taklit ettim ve ellerimi göğsümde birleştirip kaşlarımı çattım. Can da bana yaklaşıp elleriyle kaşlarımı düzeltti.
+Çatma kaşlarını öyle daha çirkin oluyorsun.
-Çirkin oluyorsam benimle sevgili olma. Git kapıya bak!
+Kapıya baktıktan sonra geri gelicem. O zaman konuşuruz güzelim.
dedi ve öpücük yollayıp aşağı indi. O indiğinde ben de kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp tekrar odaya döndüm. Döndüğümde kapının sertçe kapatılınca ani gelen sesle yerimde sıçradım. Odanın kapısı sertçe açılınca yine sıçradım. Kapıya baktığımda içeri giren kişinin eski sevgilim olduğunu gördüm. Çok sinirliydi. Ben iyice korkuyordum çünkü bu çocuk ben Arda'ya sarıldığımda kıskanıp Arda'nın ağzını burnunu dağıtmıştı.
Bana yavaş yavaş ve sinirli bir şekilde yaklaşırken ben de geriye doğru gidiyordum. Sırtım sert bir yere değince yolun sonuna geldiğimi anlamıştım. O bana daha da yakınlaşırken daha çok korkuyordum. Can neredeydi? Ona ne yapmıştı? Ben korkudan ölüyorken kapıdan içeri giren ağzı yüzü kan içinde olan Can'ı gördüm. Hızla yanına gitmek için hamle yaptığımda kolumdan sertçe tutup beni duvara attı.
-Ne yaptın ona gerizekalı?! Niye buradasın? Niye benim olana vuruyorsun?!
+ADA!?
diye kükrediğinde çok korkmuştum ama bağırmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAMSIZ
Teen FictionKumsalda taşları elime almış teker teker denize doğru atarken bir andan da bağırıyordum: -Neden? Ha..Neden ben? Niye benim hayatım bir avuç boktan ibaret? Ha...SÖYLESENE?!? Derken yanağımdan süzülen yaşlara aldırmadan bağırmaya devam ediyordum: -Ya...