Medya: Saye
"Ne var bu kızda? Çokta sıradan görünüyor aslında. Neden onunla bu kadar uğraşıyorsunuz? Hem en iyi adamlarınızı gözden çıkarmışsınız bu uğurda oysa isteseniz onu kendiniz de kolaylıkla ortadan kaldırabilirsiniz."
"Ortadan kaldırmak mı? Onu ortadan kaldırmak isteyen de kim sanki... Ben onu kullanarak daha neler neler yapacağım... O bir kilit nokta, her kapıyı tek tek ve yavaş yavaş açacağım onun sayesinde.
Evet ben kendi istediğim doğrultuda her şeyi yapabilirdim ama bu meseleyi halletmek için çok daha iyi planlarım var. Onlar hakkında ki planlarımı onları kullanarak gerçekleştireceğim. Sadece sabırlı olmam lazım ve emin ol bende olan sabır kimsede yok. Tam on yedi yıldır bekliyorum ben! On yedi yıl! Bir zaman gelecek bana itaatsizlik edip kaçan o ruhlar kendi istekleriyle buraya dönüp yerlerde sürünerek bana yalvaracaklar !"
Anlatırken bile çok eğlendiğini belli eden bir kahkaha eşliğinde
"İşte o zaman bu sevimli aile benim istediğim nihai sonlarına kavuşacak..."
°•°•°•°•°•°•°•°
Aklıma gelen fikirle Çakıl'ın koluna yapışıp çekiştirerek peşimden sürükledim.
---------------------------------------
Odanın kapısını hızla açtım. Etrafa göz gezdirip en uygun yeri aramaya başladım.
"Neresi,neresi olabilir?..."
Ben fısıldarken Çakıl bıkkınlıkla oflayıp kıyafet dolabımın önüne gitti ve üşengeç hareketlerle kapısını açtı.
"Olmaz," diye fısıltıyla bağırdım ve hızla dolabımın kapısını kapadım.
Çakıl nedenini sorgular gözlerle bakınca "Özel eşyalarım var içinde,"
diye acele bir açıklama yapıp odanın içinde dolanarak bir yer bulmaya çalıştım. Ama yok... Çakıl'ın uzun boyu ve kalıplı vücuduna uygun bir yer benim minicik odamda mevcut değildi işte!
Muhtemelen kapıda ayakkabılarımı görmeleriyle evde olduğumu anlayan annem ve babam,bana seslenmeye başladı. Kapanıp açılan kapı seslerine bakılırsa evin içinde beni arıyorlardı.
En iyisi ses verip biraz zaman kazanmak...
"Buradayım,odamda!"
Ama düşündüğüm gibi olmadı zaman kazanmaktan ziyade kendimi ifşa etmiş bulundum.
Hayat yine bana arkasını dönmüş gülüyordu...
"Merdivenlerden ayak sesleri geliyor. Annemle babam buraya gelecek!" deyip kolundan tuttuğum gibi aşağı çektim Çakıl'ı.
"Gir şuraya!"
"Ne? Saçmalama Serçe,sen iyice kafayı yedin. Sence ben oraya sığar mıyım?"
"Sığarsın,sığarsın. Bal gibi de sığarsın. Hadi,çabuk şimdi buraya gelecekler!"
Yüzüme doğru oflayıp zarzor girmeye çalıştı yatağın altına.
"Oldu mu?"
"Dur bir bakayım şöyle," deyip yatağın etrafında döndüm.
Ayağına vurup "Şunları içeri sok," dedim.
"Girmiyor işte daha nereme sokayım?!" diye yine söylenmeye başladı.
"Girer,girer," deyip ittirmeye başladım.
Ben Çakıl'ın dışarıda kalıp içeri girmemek için adeta direnen ayağını ittirirken içeri babam girdi.
"Ne yapıyorsun orada Serçe?"
Yuvalarından çıkacak gibi olan gözlerim,babamın tuhaf tuhaf bakan gözleri...Ve benim,babamın tuhaf bakışlarının hakkını veren tuhaf vaziyetim...
"Şeyi şey yapıyorum yani şey..."
"Ha?"
"Küpem,küpem düşmüş. Onu arıyordum ben yatağın altında."
"Oo Serçe Hanım kime süsleniyorsunuz bakalım? Sen normalde takmazsın öyle, takıyla falan işin olmaz."
"Kendime süsleniyorum baba kendime!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K A Ç I Ş
Bí ẩn / Giật gânSıradışı bir ailenin pek sıradan kızlarıyım... Ya da ben öyle sanıyorum...
