Bi' şarkı;
Koca kapıları zayıf bedeniyle yumrukladı Vera. Her seferinde yüzüne kapanan koca kapıları...
Açılan kapıların kendisini görmesiyle yeniden yüzüne kapanacağını bildiği halde heyecanlandı Vera. Nasıl heyecanlanmasın, sevdiği adam vardı o kapıların ardında...
Robotlaştırılmış, kapıda beklemekle görevlendirilmiş ruhlar kapının ardındakinin Vera olduğunu algılamalarıyla, onu oradan geri çevirmek istediler.
Vera bu sefer de onların istediklerini yapıp geri gitmedi. Güçsüz düşen bedeniyle direndi, hissizleştirilmiş ve robotlaştırılmış ruhlara
karşı koymaya çalıştı."Bırakın onu göreyim!"
Robotlaştırılmış ruhlar onu duymuyorlardı bile. Algıları sadece Efendi'nin emirlerine açıktı.
Efendi, ıssız mabette yankılanan Vera'nın sesine daha fazla kayıtsız kalmadı. Uzun koridoru arşınladı. Düz ve sert bir ses tonuyla robotlaştırdığı ruhlara komut verdi.
"Onu rahat bırakın!"
Bakışlarını Vera'ya yöneltti. Siniri yatıştı, sakinleşti. Yumuşayan ses tonuyla "O benimle gelecek," dedi ve önden yürümeye başladı. Vera'nın uzun zamandır gülmeyen soluk yüzü içten gülüşüyle hayat bulup canlandı. Yorgun bacaklarını umursamayıp hızlı adımlar atmaya çalışarak sevdiği adama yetişmek istedi.
Efendi, Vera'nın kendisine yetişmediğini fark edince adımlarını yavaşlattı. Ve artık uzun koridorda yan yanalardı...
"Burası karanlık," dedi Vera hüzünle.
"Sen hep karanlıktasın. Alışamadın mı hâlâ, korkuyor musun karanlıktan?"
"Hayır, korkmuyorum. Üzülüyorum," dedi Vera, hüznünün bariz belli olduğu ses tonuyla.
"Niçin?"
"Karanlıktan dolayı yüzünü göremediğim için."
Masum kadının saf aşkıyla, Efendi'nin bile buzdan kalbi eriyecek ve yeniden atmaya başlayacaktı neredeyse!
Ama hayır, bu olamazdı, olmamalılıydı.
Yıllardır sabırla almayı beklediği intikam ve göreceği bir nihai son vardı daha...
----------------------
Fanus misali boydan boya camlarla çevrili olan oda, rahatsız edici şekilde aydınlıktı.
Vera aydınlığa hâlâ tam alışamamış gözleriyle Efendi'nin neredeyse hiç çıkmadığı odayı inceledi büyük bir merakla. Upuzun bir masanın üstünde sıralı duran küreler, masanın yanında ki asa, renkli sıvıların içinde olduğu şekilli tüpler....
Kafasını sola çevirdiğinde gözlerinin asıl aradığı o aynayı gördü.
Efendi'nin her gün, her vakit bıkmadan usanmadan dünyaya gönderdiği ruhları izlediği o ayna...Heyecan ve merak karışımı duyguyla aynaya doğru yaklaştı Vera. Yaklaştıkça bir görüntü yavaşça belirginleşti aynada. Bir suret ortaya çıktı. Artık her şey daha netti. Bu suret, yakın zamanda hikayesini öğrendiği Serçe'den başkası değildi. Kadraja başka bir yüz daha girdi. Vera merakla "Peki ya bu genç adam kim?" diye mırıldandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/112985825-288-k101479.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
K A Ç I Ş
Misterio / SuspensoSıradışı bir ailenin pek sıradan kızlarıyım... Ya da ben öyle sanıyorum...