☀12 (M)

4.5K 211 108
                                    

Otabek

Kapıyı açıp girmesi için geri çekildiğimde, kesinlikle kaçıp gitmesini beklemiştim.

Yurio içeriye bakınca gözlerini büyütmüş, birkaç dakika tek kelime etmemişti. Başımı duvara yaslayıp başıma gelecek sonu beklemeye başlamıştım. O ise sessizce içeri girmişti.

"Bunların hepsini üzerimde kullanmana izin veremem"

"Haklısın bence de bu ilişkiyi baslamadan...-" şaşkınlıkla durdum. "Ne dedin?"

"Hepsini kullanamazsın"

Hayretler içinde onu izlemeye devam ettim. Normal olan hiçbir omeganın kabul etmeyeceği şeylerdi bunlar. Yurio eline metal çubuğu alıp bana doğrulttu.

"Mesela penis tıkacı kullanmam. Bu konuda anlaşabileceğimizi umuyorum. Bunu bana takamazsın"

Yerine geri koyup etrafı inceleyerek yürümeye devam etti. "Pekala, buna alışabilirim sanırım." Masadaki jelleri eline alıp okudu. Kendimi daha savunmasız hissedemezdim.

"Buraya kimleri soktun?"

Sorusu karşısında bir anlık afalladım. "Kimseyi. Burası benim omegama özel"

Şişeleri bırakıp bana döndü. "Gerçekten mi?"

Başımla onayladım.

Bir süre aramızdaki bakışma sürdü. Ardından Yurio'nun dudağı iki yana gerildi. Gülümserken harika gözüküyordu.

Bir anda tişörtünü başından çıkarıp yere bıraktı. "Sadece göstermek için çağırmadın, değil mi? Omegan benim, beni buraya getirmen bunun teklifiydi?"

Şok içinde başımla onayladım.

"Kabul ediyorum" pantolonunu çıkarıp kucağıma zıpladı. Zar zor yakalayıp duvara doğru sendeledim. Kokusu olduğundan daha yoğun bir şekilde burnuma doldu. İçime çekip omzuna ısırık izleri bıraktım.

"Yeşil şişedeki jeli kullan" kulağıma doğru fısıldayıp kulağımı emmeye başladı. Duvardan ayrılıp onu sertçe yatağa bıraktım. Dudaklarını dişlerimi sürterek öpüyordum. Elimi saçlarına geçirip geriye çektim. Böylece yüzüme bakmak zorunda kalmıştı.

"Bu günden sonra..." Nefes almak için kısa bir süre konuşmadım. "Benden başka kimsenin sana bakmasına izin vermeyeceğim" son kelimeyi söylerken aynı zamanda onu soymaya başlamıştım. O da aceleyle beni soymaya çalışıyordu.

Yerinden kalkıp onun meraklı bakışlarıyla masaya yürüdüm ve yeşil şişeyi alırken gözüm kelepçelere takıldı. Yanında duran karamel aromasını da es geçememiştim. Bu ilk seferi olduğu için diğer eşyalarımı bu günlük pas geçiyordum.

Yatağa yeniden tırmanıp onun burnunu öptüm ve kelepçelerden birini sağ el bileğine geçirip yatağa taktım. Diğer eli için yatağın diğer kenarını kullanmıştım.

"Bu adil değil, ben hiçbir şey yapamam böyle"

Kafamda düşünür gibi yapıp başımla onayladım. "Kesinlikle. Yani ne istediğini bana söylemek zorunda kalacaksın"

Aromayı tık sesi eşliğinde açıp onun göğsüne akıttığımda soğukla irkilmişti. Tüylerinin diken diken olduğunu görebiliyordum.

"O-o ne?" Dedi başını kaldırmaya çalışarak.

Göğsünü dişlerken sırıttım. Göğsünü kaldırıp inledi. "Bildiğin şeyleri neden soruyorsun?"

Göğsündeki her tatlı noktayı emmeye başlamıştım.

Light Pours In | Victuuri & Otayuri ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin