~5~

44 7 2
                                        

Bir hafta olmuştu...

Koskoca bir hafta..

Ve ben ne Jeon u görebilmiştim

Ne de bir haber alabilmiştim..

İşte bu beni çıldırtıyordu. Bir haftadır döktüğüm gözyaşlarını bugün de dökerken derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Evet yapıcaktım. Bulucaktım onu. Gerekirse pişman olduğumu, onu dinlemediğim için salaklık yaptığımı söyleyecektim. Bu sefer olucaktı. 

Hızla üstümü değişip sokağa attım kendimi. Sokakta ki gördüğüm insanlara sora sora az buçuk bulmuştum evini. Evin küçük bir bahçesi vardı ve ev ahşaptandı. Dayısıyla yaşadığını anlatmıştı bana. Kapıyı iki kez tıklatıp heyecanla bekledim. Ses gelmeyince bir kez daha çaldım. Bu kez orta yaşlarda bir adam açtı kapıyı. Dayısı olmalıydı galiba. 

-Merhaba efendim diyerek selam verdim.

-Merhaba kızım. Ne oldu bir sorun mu var? Dedi meraklı bir sesle.

-Yo hayır bir sorun yok efendim. Sadece ben Jeon u görmek için gelmiştim. 

-Ah kızım. Jeon evde değil. Açıkçası bir haftaya yakın gelmedi eve. Yani arada geceleri gelip gidiyor. Ona da gelmek denirse. Ah şu velet! Karakolluk oldu  yine.

Dediğinde boğazıma bir yumru saplandığına yemin edebilirim.

-Neyse efendim ben onu nerede bulabileceğimi tahmin edebiliyorum. Gitmem gerek. Görüşürüz. 

-Kızım bulabilirsen bana da haber ver olur mu?

-Ah tabikide diyip oradan ayrıldım. Jeon u nerede bulaağımı  adım gibi biliyordum. Hızlıca gölün kenarına geldim. Birisi orada oturmuş yıldızlara bakıyordu. Yanına ilerlediğimde tahminlerimde yanılmadığımı anladım. Yavaş adımlarla geldim yanına. Oturdum yavaşça. Şuan kalbim korkudan yada heyecandan deli gibi çarpıyordu. 

-J-jeon.. 

Lanet olsun sesim titremişti ve kekelemiştim. 

-Özür dilerim..

Yüzüme bile bakmıyordu. Haklıydı. Tamam buna kendimi hazırlamıştım. Sakin olmalıydım.Gözlerim dolmaya başlamamalıydı. Tutamıyordum işte.! Akmaya başlamışlardı bile. 

-B-beni a-affedebilecek misin? 

Dedim başımı önüme eğerek. 

Çenemi sıcacık elleriyle kaldırıp ona bakmamı sağladı. Gözlerinin içine bakamıyordum. Bunu yapamıyordum.  En sonunda bakabilmiştim. Gözlerinde hüzün, acı, nefret ve kırılmışlık vardı. Evet onu fazlasıyla kırıp güvenini yerle bir etmiştim.  Ama bu kadarını da haketmiyordum öyle değil mi? 

-Beni dinlemedin. Lanet konuşmayı yaptırtmadın bana! Neden ha! Güvenmediğin için demi?  Lanet benden nefret ettiğin için!

Hıçkırıyordum. Evet tam şuan hıçkırarak ağlıyordum. Onun da gözlerinden yaş geldiğini gördüm. Hepsi benim yüzümdendi. Güvenmiştim ona ama yapamamıştım.  Ondan nefret ettiğimi sanıyordu. Evet ondan nefret etmediğimi söyleyemedim. Sadece ağlayarak kalkıp gidişini izledim. Hemde lenet okuya okuya gidiyordu. İşte böyle gitmişti. Bense öylece bakakalmıştım...



Evet arkadaşlar oldukça hüzünlü bir bölüm oldu. Gomenn! Umarım beğenmişsinizdir. Yb en kısa zamanda gelicek. Yorum ve voteleri arttırın lütfen. Sizleri seviyorum😂😍

Cloudy // Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin