~15~

30 6 5
                                    

Gözlerimi araladığımda gün yeni aydınlanıyordu. Yan tarafımı döndüğümde Jeon'la dip dibe geldim. Çok masum uyuyordu. Elimi bir süre yanaklarında gezdirip doğruldum. Sanırım kollarından ayrılmak biraz zor olucaktı. Çünkü sımsıkı sarılıyordu. Gülerek hızla kollarından ayrıldım. Banyoya gidip işlerimi hallettikten sonra mutfağa indim. Kahvaltı hazırlamaya başladım. İşe gecikmek istemiyordum. Daha doğrusu kovulmak istemiyordum. Kahvaltı masası hazır olduğunda Jeon'u uyandırmak için salona doğru ilerlediğimde gördüğüm manzarayla elim ayağıma dolaştı. Jeon yüzüstü bir şekilde yerde yatıyordu ve kalkmaya çalışıyordu. Koltuk değneklerinin biri kırılmış diğeri ise diğer tarafa saçılmıştı.

Hızla yanına gidip kalkmasına yardımcı oldum.

-Jeon iyi misin?

-İ-iyiyim. Basamağı inerken ayağım kaydı.

Onu koltuğa oturtup yarası var mı diye kontrol etmeye başladım.

-Tamam bir şeyim yok iyiyim ben.

-İzin ver Jeon. Lütfen. Bak eğer yaran falan varsa bu ço-

-İyiyim diyorum. Diyip ellerimi üzerinden çekti.

-Tamam benim kontrol etmemi istemiyorsan doktora gidebiliriz yada doktorunu arayalım ha?  Dedim gülümseyerek.

-Gerek yok. Diyip başını hüzünle kırılan değneğine çevirdi.

-Hadi kahvaltımızı yapalım diyip ellerinden tuttum. Onu mutfağa götürüp sandalyeye oturttum.

-Teşekkür ederim diyip başını önüne eğdi.

~~~

İşe geç kaldığım için Jin Bey'den fazlasıyla azar işitmiştim. Şimdiyse eve doğru gidiyordum. Arabam bakımda olduğu için taksiye binmiştim. Eve geldiğimde kapıyı çaldığımda kimse açmayınca çantamda olan anahtarımı çıkarıp kilide taktım. Işıklar kapalı olduğu için salonunkini yaktım. Jeon koltukta uzanmış televizyon izliyordu. Yanına yaklaşıp koltuğun kenarına oturdum. 

-Nasıl oldun?  Dedim elimi alnına götürerek.

-İyiyim dedi gözünü televizyondan ayırmayarak.

-Ateşin yokmuş dedim derin bir nefes vererek.

-Bugün ne yaptın evde?

-Tae geldi. Beraber takıldık dedi yüzüme bakarak.

-Aç mısın? Birşeyler hazırlayayım.

-Aç değilim.

-Yemek yedin demi? Öğle ve akşam yemeği?

-Evet dedi yüzüme bakmayarak.

-Peki öyleyse diyip başımı göğsüne koydum.

-Çok korktum sabah. Gün boyu aklım hep sendeydi. 

Cevap vermeyince başımı kaldırıp yüzüne baktım. Televizyona bakıyordu.

-Özlemedin mi beni?  Dedim dudağımı büzerek.

-Duşa girmeliyim diyip koltuğun kenarında ki yeni değneklerini eline alıp koltuğunun altına yerleştirdi. 

-Jeon? Bir sorun mu var? Neden böyle soğuksun?

-Birşey yok diyip merdivenleri çıkmaya başlamıştı bile.

Derin bir nefes verip mutfağa ilerledim. Şu açlıktan guruldayan karnımı bir an önce susturmalıydım.

~~~

Telefonu sonunda hoparlöre alıp yanıma koydum. Teyzem konuşmayı uzattıkça uzatıyordu çünkü. Bende dolabımı düzenleyemiyordum. Teyzemin sorduğu soruyla olduğum yerde durdum.

-Beraber yaşadığın bir erkek mi var?

-Kim söyledi sana bunu teyze? Hyejin değil mi?

-Kim olduğunu boşver. Hem sakatmış üstelik. Yani sol bacağı yokmuş. Üstelik okumuş ama çalışmıyormuş. Cidden bu nası biri? Çalışan bir kızla aynı evde kalabiliyor?

-Teyze o benim erkek arkadaşım. Üstelik biz birbirimizi seviyoruz. Hem Jeon yakında işe başlayacak. Benim evimde kalmasını ben istedim. Kendine ait evi var. Annesi yurt dışında çalışıyor çoğu zaman tamam mı? 

-İyi bişey demedim. Sadece senin iyiliğin için söylüyorum. Tek bacaklı biriyle yuva kurmak kolay mı olur sanıyorsun?

-Teyze yeter. Görüşürüz diyip telefonu kapadım. 

Tamam benim mutlu olmamı istiyordu ama ben böyle zaten mutluydum. Dolabın kapağını kapadığımda kapının orada bana hüzünle bakan Jeon'u gördüm. Tanrım şimdi herşey daha zor olucaktı. Ona bunu nası açıklayacaktım..


Cloudy // Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin